“Allah Resulü Sağ Ya!.”

By | 1 Ağustos 2019

Yüce Peygamberine canını fedaya adamışlardan biri de Talha  b. Ubeydullah’tı. Bir sağa bir sola dönerek kılıcıyla müşrikleri  O’ndan (sav) uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bir ara düşmanın okçularından keskin nişancı biri, Peygamber Efenidimize nişan alıp ok attı. Hz. Talha, okun Peygamber Efendimize isabet edeceğini tahmin etmişti ki, elini oka hedef tuttu. Kurşun gibi gelen ok parmağım delip geçti. Eli çolak kaldı o günden sonra.

Sevgili Peygamberinin uğrunda daha nelere katlanmı­yordu ki! Baş ve gövde damarları gelen darbelerle kesildiği İnilde kan kaybından düşüp bayılana kadar O’nu savunma­dım geri durmadı. Hazret-i Ebu Bekir, yüzüne su serpip gözlerini birazcık olsun açınca dudaklarından dökülen ilk söz: “Allah Resûlü nasıl?” oldu. “İyiler” cevabını alınca da; “Allah’a şükürler olsun! Bizim için hiçbir musibetin önemi yok! Yeter ki Allah Resûlü sağ olsun!” dedi.

Düşmanları, Peygamber Efendimizle adeta burun burunaydı. Allah’ın koruması altındaydı şüphesiz. “Ya ona bir şey olursa Müslümanların hali nice olur, dinin geleceği ne olur?” Etrafında etten duvar örenlerin zihninden geçen bu sorulardı ve kanlarının son damlasına kadar O’nu korumaya karar­lıydılar. Sevgili Peygamberinin mübârek yüzüne miğferin iki halkasının battığını gören Hz. Ebu Ubeyde b. Cerrah, bir an­da önüne atılıverdi. Yanından bir an bile ayrılmayan Hazret- ı Kbu Bekir’e, “Allah aşkına, Allah Resûlü ile aramızdan çekil! Çekil de mübârek yüzüne batan halkaları çıkarayım!” de­di ve halkaların her birini dişleriyle çekip çıkardı.