• Câbir Hz. Peygamber’in sallallâhu aleyhi vesellem vefat etmeden üç gün önce şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Hepiniz Allah’a karşı hüsn-ü zan besleyerek ölün!” • Enes Bin Malik radıyallâhu anh’dan rivayet olunur ki: “Hz. Peygamber (aleyhisselatu vesselam) ölüm döşeğinde olan bir gencin yanına girdi ve ona: ‘Kendini nasıl hissediyorsun? Diye sordu. Genç cevaben: ‘Ben Allah(ın affın)ı umarım ve günahlarımdan korkarım’ dedi. Bunun üzerine Resûlullah buyurdu ki: ‘Bu vakitte mü’min bir kulun kalbinde bağışlanma umudu ve günah korkusu birleşince, mutlaka Allah Teala o kuluna dilediğini verir ve onu korktuğundan emin kılar.”
Ebu Hureyre radıyallâhu anh’ın rivayet ettiğine göre; Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Kul benimle buluşmayı isterse Ben de onunla buluşmayı isterim. O benimle buluşmaktan hoşlanmazsa ben de onunla buluşmaktan hoşlanmam!”
Açıklama:
Ölüm anında ummak daha uygun bir davranıştır. Çünkü korku, kişiyi sürükleyen bir kırbaç gibidir. Ölüm anında bakışlar durur. Ölen kişiye merhametle yaklaşmak ve anlayış göstermek gerekir. Çünkü şeytan ölüm sırasında kişinin başına gelenlerden dolayı Allah’a isyan etmesi için gayret gösterir, başına geleceklerden dolayı onu korkutur. İşte böylesi durumda kişinin Rabbine karşı beslediği hüsn-ü zan düşmanı savan en büyük silah olur…
Sahabeler ve Salihlerin ölüm anlarında hep Allah’a hüsnü zan beslediklerini görüyoruz. Onlardan birkaç örnek verelim:
Süfyan-ı Servi dedi ki:’ hesabımın annem tarafından yapılmasını istemem. Çünkü Rabbim bana annemden daha merhametlidir.
Sabit el- Bünani anlatıyor: Kötü yolda olan bir genç vardı. Annesi ona öğüt verir ve derdi ki: “Oğlum! Başına eninde sonunda gelecek olan o gününü (ölümü) unutma.” Unutma!” diyordum.
Allah’ın emri geldiğinde annesi oğlunun üzerine kapandı ve söylenmeye başladı: “ Oğlum! Seni bu ölümünden uyarıyordum ve sana “ Başına gelecek olan o günü unutma.!” Diyordum. Bunun üzerine çocuk şöyle karşılık verdi.” Anneciğim! Benim iyilikleri çok olan (ihsanı bol) bir rabbim var; ümid ederimki bu iyiliklerinden birini bugün benden esirgemez de beni affeder.” Sabit diyor ki: O halinde Rabbine olan hüsnü zannından dolayı Allah ona rahmet etsin.
İdris b. Abdullah el- Mervezi anlatıyor: Bir bedevi hastalanınca ona: “ Sen öleceksin!’ dediler. Ölünce nereye götürüleceğim?” diye sordu. “ Allah’a “ karşılığını alınca: kendisinden sadece hayır göreceğim birisine götürülmem hoş görülmeyecek bir şey değil.” Dedi.