Kur’ân’a El Basarak Yemin Olur mu?

By | 4 Şubat 2015

kurana-el-basarak-yemin-olur-muİslâmî anlamdaki yemin, genellikle Allah adına yapılır. Bu da “Vallahi, Billahi” gibi ifadelerin söylenmesiyle olur. Fakat bu arada başta Kur’ân-ı Kerim ve Kâbe olmak üzere mukaddesler üzerine yapılan yeminler de yemin mefhumuna girer ve bunlar üzerine yapılan yeminler geçerlidir.

Yeminler çok kere örf ve âdete göre şekillenir ve ona göre yemin edilir. Bilhassa ülkemizde bölgeden bölgeye değişen pek çok yemin çeşitleri vardır. Kur’ân-ı Kerim üzerine yapılan yeminler de âdet haline gelmiş olan yeminlerden birisidir. Meselâ, “Kur’ân üzerine yemin ederim ki, Kur’ân hakkı için şu işi mutlaka yapacağım veya yapmayacağım” gibi…

Önceden beri ülkemizde Mushaf üzerine, yani Kur’ân-ı Kerime el basılarak yemin edilir. Hattâ bu yemin halk arasında diğer yeminlerden daha büyük ve sorumluluğu daha ağır bir yemin çeşidi olarak bilinir.

Bir mesele üzerinde anlaşamayan, uyuşamayan taraflar birbirlerini Kur’ân’a el basmaya davet eder. Zaten çok ciddi bir mesele olmadıkça ve insan haklılığından tam emin olmadıkça böyle bir yemine teşebbüs ve cesaret de edemez.
Meselenin fıkhî yönüne gelince; Şafiî, Hanbelî, Mâlikî ve Hanefî ulemasına göre Kur’ân’la yemin etmek caizdir ve bu yemin sayılır. Çünkü, bu Allah’ın İzzet ve Celâline yemin etmek gibi Allah’ın ezelî bir kelâmı olan Kur’ân’la yemin etmektir.

İbni Kudame, el-Muğnî isimli eserinde şöyle der: “Kur’ân’la, ondan bir âyetle ve kelâmullah ile yemin etmek yemin sayılır. İbni Mes’ud,

Katâde, İmam Mâlik ve Şâfiî ve bütün âlimler aynı şeyi söylemişlerdir.”

Yukarıda da ifadeye çalıştığımız gibi, Kur’ân üzerine yemin denilince, insanlar “Mushaf”‘ üzerine el basarak yapılan yemin olarak bilirler. Bu da bir çeşit Allah’ın Kelâm sıfatı üzerine yemin etmektir ki, o da yemindir.

Sahih-i Buharı’yi 32 ciltlik eseriyle şerh eden Bedrüddin Aynî şunları söyler: “Bana göre, bir kimse Mushaf ile yemin ederse veya üstüne elini koyarsa veya ‘Bunun hakkı için’ derse, o yemin sayılır. Bilhassa yalan yere yapılan yeminlerin çoğaldığı ve halkın Mushaf’la yemin etmeye çok rağbet ettikleri bu devirde…”
Son devir âlimlerinden Allâme Kemâl de bu hususta şöyle der:

“Şüphesiz, Kur’ân-ı Kerimle yemin etmek şimdi âdet haline gelmiştir. Öyle ise onunla yemin etmek yemin sayılır. Çünkü yeminler örf ve âdete göredir.”

Bütün bu izahlar açıkça göstermektedir ki, Kur’ân üzerine el basılarak edilen yemin bağlayıcılığı olan ve bozulunca keffareti gereken yemin sınıfına girer. Bu yemini her Müslüman yapabilir.