SALAT VE SELAM GETİRMENİN FAZİLETİ
Allah Rasulü (Sallellahu Aleyhi şöyle buyurdu:
“Kim bana bir kere salat ve selam getirirse, Allah ona on salat ve selam (üzerine rahmet) indirir.”
Bir başka hadiste de şöyle buyurur:
“Kim benim üzerime bir salat ve selam getirirse, Allah ona on rahmet ikram eder. On tane günahını siler, on tane de derece ihsan buyurur.” (Hısânü’i-Mesibıh)
Bu hususta birkaç hadis daha…
Allah Rasulü (Sallellâhu Aleyhi buyurdu:
“Kıyamet günü bana en yakın olan kişi, benim üzerime en çok salat ü selam getirendir.”
‘Allah’ın yeryüzünde gezici melekleri vardır. Onlar, ümmetimin salat ü selâmını alıp bana ulaştırırlar.”
“Herhangi bir kimse benim üzerime salat ü selam getirirse, Allah mutlaka onu benim ruhuma ulaştırır, ben de onun selâmını alırım.”
“Kabrimi bayram yeri yapmayın. Benim üzerime salat ü selam getirin. Nerede olursanız olun, salat ü selâmınız bana ulaşır.”
“Yanında adim anılıp da üzerime salat ü selam getirmeyen kimsenin burnu sürtsün. Ramazan ayına kavuşup, affa uğramayan kimsenin de burnu sürtsün. Yanında ana-babası veya onlardan biri ihtiyarlayıp, onların sayesinde cennete giremeyenin de burnu sürtsün.”
Hazreti Ebu Talha’dan (Radıyallah rivayetle: ‘Allah Rasulü (Sallellâhu Aleyhi bir gün yüzü giülerek, sevinçli bir halde yanımıza geldi ve şöyle dedi:
“Cebrail Aleyhisselam bana gelip dedi ki:
“Rabbin diyor ki:
“Daha ne istiyorsun ey Muhammedi ümmetinden kim sana bir kere salat ü selam getirirse, ben ona on rahmetle karşılık veririm.”
Hazreti übey ibn Ka’b (Radıyallah rivayetle: ‘Allah Rasulü’ne birgün şöyle dedim:
“Ey Allah’ın Rasulü! Ben senin üzerine çok salatüselam getiriyorum. Bunun miktarı ne olsun?” şöyle buyurdular: istediğin kadar
Fazla getirirsen senin İçin daha hayırlı istediğin kadar, daha fazlasını yaparsan senin İçin daha iyi olur” buyurdu.
Ben:
“Üçte iki kadarına ne buyurursunuz?” dedim, o: “Dilediğin kadar. Ama daha fazla yaparsan bu senin İçin elbetteki daha iyi olur” buyurdu. Ben:
“Bütün salat ü selamlarımı senin İçin yapiyorum” deyince, şöyle buyurdu:
“Öyle ise istediğinin karşılığını bulursun. Ayrıca günahlarm da bağışlanır” buyurdu.
Hazreti Fudale ibn Ubeyd (Radıyellâhu Anh’dan rivayetle: “Bir kişi mescide girip namaz kıldı ve sonra şöyle dua etti:
‘Allah’ım! Beni bağışla ve beni esirge.”
Bunun üzerine Allah Rasulü şöyle buyurdu:
“Ey namaz kılan kişi! Acele ettin. Namaz kılıp tahiyyatta oturdugun zaman, Allah’a nasıl hamdetmek gerekiyorsa öyle hamdet. Sonra da bana salat ü selam getir. Daha sonra yine o’na dua et.”
Ondan sonra bir başka adam daha namaz kıldı. Allah’a hamdetti. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve salat ü selam
etti.” Bunun üzerine ona da şöyle buyurdu:
“Ey namaz kılan kişi! Allah’a dua et, kabul olunur.”
Hazreti Abdullah ibn Mesud anlatıyor:
“Namaz kılıyordum. Tahiyyata oturduğumda, hamd ü sena ile başladım. Sonra Allah Rasulü’ne salat ü selam getirdim. Daha sonra da kendim İçin dua ettim. Bunun üzerine Allah Rasulü (Sallellâhu Aleyhi şöyle buyurdu:
“iste, istediğin sana verilecektir, iste, istediğin verilecektir.”