Peygamber Efendimize İlk Vahyin Gelmesi ve Peygamber Efendimize İlk Vahyin Gelmesiyle Efendimizin nasıl davrandığı ile ilgili bilgilere Berzenci Mevlid-i Şerifinden ulaşabiliriz.
Berzenci Mevlüd-i Şerifinde Peygamber Efendimize İlk Vahyin Gelmesi bölümü şu şekildedir;
“Yirmi yedisinde yâhut yirmi dördünde veya dolunay gibi olan cemâlinin kendisinde belirdiği mevlid ayının (rabîulevvelin) sekizinde (ilk vahiy geldi)” şeklinde farklı kaviller de mevcuttur.
Melek ona (geldiğinde): “Oku” dedi. Fakat o: “Ben okuyabilen biri değilim” deyince, onu (kucaklayıp) kuvvetli bir sıkmayla sıktı.
Melek ona tekrar: “Oku” dedi. Fakat o yine: “Ben okuyabilen biri değilim” deyince, onu (kucaklayıp) kuvvetli bir sıkmayla ikinci defa olanca kuvvetiyle sıktı ve (az kaldı) onun nefesini kesti.
Sonra (Cibril (Aleyhisselâm)) onu salıverdi ve: “Oku” dedi. Fakat o tekrar: “Ben okuyabilen biri değilim” deyince, yakında kendisine vahyedilecek olan şeye bütünüyle yönelsin ve vahyi ciddiyet ve gayretle karşılayıp anlasın diye melek onu (kucaklayıp) kuvvetli bir sıkmayla üçüncü kere sıktı.
Sonra (vahiyden ibaret) o hoş kokulu udların râyihalarını koklamaya hevesi artsın diye üç sene boyunca yâhut otuz ay süreyle vahiy (gelmesi) kesildi.
Bir zaman sonra kendisine:
“Ey örtülere bürünen!” (Müddessir Sûresi: 1) âyet-i kerîmesi (ve peşi sıra gelen dört âyet-i kerîme) indirildi.
Cibrîl onları getirdiğinde kendisine bu şekilde nida etti.
“Rabbinin adıyla oku” (‘AlakSûresi: 1) âyet-i kerîmesinin daha önce gelmesi ise, nübüvvet makamını, davet edeceği kimselere müjde ve uyarı ile risâletinden (Rasûl olarak gönderilmesinden) önce ihraz ettiğinin bir şâhidi oldu.