Kadının Sesi Hangi Hallerde Haram Olur ?

By | 19 Mart 2015

Kadının Sesi Hangi Hallerde Haram Olur ? Kadının Sesi Hangi Hallerde Haram Olur ?

İslâmiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslâmda insanın safiyet ve vakarının muhfazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem er­kek için, hem de kadın için eşit seviyede düşünülür.

Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır.

Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle başta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılı­şında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir âyet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.

Başta Hanefi ve Şafiî imamları olmak üzere mezhep sahibi müçtehid imamlarımızın kanaatleri de bu mer­kezdedir. Hattâ bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü gö­rüyoruz: Cumhura göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müçtehidlere göre kadının sesi haram değildir.

Şâfiî mezhebi âlimleri ve diğer müçtehidler şöyle derler: “Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış veriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır.

Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi İslâmın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Pey­gamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabilerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:

Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabi hanımlarla konuşması, onların sorularına cevap ver­mesi, şikâyetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır.

Bir örnek olması bakımından şu hadis-i şerifi nak­ledelim:

Amr bin Şuayb rivayet ediyor:

Bir kadın yanında kızı ile birlikte Resulullaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulullah (a.s.m.) kadına sordu: “Bu bileziklerin zekâtını veriyor musun?”

Kadın, “Hayır, vermiyorum” diye cevap verdi.

Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) tekrar sordu.

“Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?”

Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Resulullaha (a.s.m.) uzattı ve “Bunlar artık Allah ve Resulüne aittir dedi.

İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimizin hanım­larına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve bazı konu­larda bilgi alırlardı.

Üçüncüsü: Yine Sahabe döneminde kadınlar, halife­lere şikâyetlerini dile getirirler veya dinî meselelerde diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi.

Bu mesele için de bir örnek verelim:

Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek, “Yâ Emîrelmuminin! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar” şeklinde şikâyette bulundu.

Hazret-i Ömer, “Ne demek istiyorsun? Kocanı gece­leri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alı­koymamı mı istiyorsun?

Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra bir daha gelip aynı şikâyetini dile getirdi. Hazret-i Ömer, kadına yine aynı cevabı verdi.

Bu durumu gören Kâ’b bin Sûr söze karıştı ve Yâ Emîrelmü’minîn, kadının hakkı var. Cenab-ı Hak er­keğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır” dedi.

Bunun üzerine Hazret-i Ömer kadının kocasını ça­ğırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört ge­cede bir kadının yanında yatmasını emretti.

Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet de­ğiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibi, kadı­nın sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Ka­dının sesi mübah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, nasıl olursa ya­sak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur?

Kadının sesi yaratılışı icabı dikkat çekicidir. Özel­likle ses normalin dışında bir tonda çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dinî tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan se­sin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşıması­dır.

Ahzab Sûresinin 32. âyet-i kerimesi bu husustaki öl­çüyü Peygamber hanımlarının şahsında şöyle veriyor:

“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile koru­nacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuş­mayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide ka­pılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”

Müfessir Vehbi Efendi bu âyeti tefsir ederken, “Söy­lediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecânibi şüpheye düşürecek bir halde edalı ve naz ü istiğ­na ile söylemeyin şeklinde izah getirmektedir. Elmalılı’nın ifadesiyle “Yayılarak, kırıtarak, sınık, yılışık olduğunda “kalbi çürük kötülüğe meyilli kimseler bir ümide kapılırlar. Bundan dolayı da günaha girilmiş.

Vehbe Zühaylı bunu normal konuşmalardan ziyade dinî muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu gö­rür: “Kadının, Kur’ân şeklinde de olsa, coşkulu ve nağ­meli olarak okumakta iken seslerini işitmek haram­dır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır.

İbni Âbidın ise meseleye şu şekilde bir açıklık geti­rir:

“Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değıdir Yalnız zekâsı kıt olanlar zannetmesinler kı, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kaydetmi­yoruz. İhtiyaç halinde ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz Yalnız kadınların yüksek sesle konuşmalarını seslerim uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkeleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerim tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.

Bizim de katıldığımız hükmü Faruk Beşer Hoca veciz bir şekilde şöyle dile getirir:

“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici büyü­leyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin ol­duğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet de­mek olan çekici yönlerini, bu arada sesmı fitneye sebep

olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşma­sını kınla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz.

Son olarak zamanımızın müfessirlerinden Mahammed Ali es-Sabûnî’nin yorumuna yer verelim:

“Açıkça görüldüğü gibi, eğer fitneden emin ise kadı­nın sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gere­kir.”

Sorudaki unsurlara gelince, şiir ve ilahide ses ince­lip kalınlaştığı, nağmeli olduğu ve câzip bir mahiyete büründüğü için yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları taşımaktadır.

Hanımların sesli olarak zikretmeleri de şayet ya­bancı erkekler duyacaksa, yine aynı kategoriye gir­mekte ve birtakım yanlış duyguların uyanmasına sebe­biyet vereceğinden ezanda olduğu gibi müsaade edilme­mektedir. Ancak kendi aralarında sesli olarak Kur’ân okumalarında İlâhi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.