Sevbân (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Herhangi bir kadın, geçerli bir sebep yokken kocasından hul’ yoluyla boşanmak isterse cennetin kokusunu alamaz.”
(Ebu Dâvud, Talak 17-18 (2226); Tirmizî, Talak 11 (1187); İbn Mâce, Talak 21 (2055)
Konuyla ilgili bir rivâyet ise şu şekildedir:
“Sebepsiz yere hul’ yoluyla boşanmak isteyen kadınlar, münafıktırlar.”
(Tirmizî, Talak 11 (1186)
(Hul’: Çıkarmak, gidermek, soymak ve soyunmak. Kadının ödemeyi kabul ettiği bedel karşılığında evlilik akdine son vermek, başka bir deyimle; eşlerin karşılıklı anlaşma yoluyla evliliğe son vermesi. Hul’ yerine aynı anlamda muhâlea tabiri de kullanılır. İslâm hukukunda muhâlea, evliliği sona erdiren sebeplerden birisidir. Bazı durumlarda evliliğin bu yolla sona erdirilmesine ihtiyaç duyulabilir. Meselâ; eşler birbirini sevmez, biri diğerine saygı duymaz, anlaşamaz ve birlikte yaşamak çekilmez hâle gelmiş olursa kocanın elinde boşama imkân ve yetkisi vardır. Fakat koca buna rağmen karısını boşamazsa ne yapılabilir? Kadın bu şiddetli geçimsizliğe ve çekilmez hayata katlanmaya devam mı edecektir? İşte bu gibi hallerde kadının bir bedel karşılığında kocasından ayrılması mümkündür. Bu fesih veya talak (boşama)dan ayrı bir boşama şeklidir (es-Serahsî, el-Mebsût, VI, 171-196; İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadr, III, 199-224; İbn Âbidin, Reddü’l-Muhtar ale’d- Dürri’l Muhtar, II, 556-5731)
İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre, eşler karşılıklı anlaşınca evlilik muhâlea yoluyla kendiliğinden sona erer. Ayrıca hâkimin hükmüne ihtiyaç bulunmaz (B.k.z: Hamdi Döndüren, “Hul”’ maddesi, ŞAMİL İSLAM ANSİKLOPEDİSİ).)