Rahel, bu çocuğun adım Dan koydu. Dan, dâvayı gören manasındaydı. Bilha’nın da döl torbası pek bereketliydi. Arkadan bir çocuğa daha gebe kaldı. Yakub’a bir oğul daha doğurdu. Rahel:
— Ablamla çok büyük bir güreş yaptım. Hem de onu yendim! dedi ve çocuğunun adını (Neftalı = Göreşim) koydu.
Lea ise 4 çocuk doğurduktan sonra artık kısır bir hale gelmişti: Başka çocuk doğuramayacağını anlayınca, kız kardeşine inat olsun diye kendisine anasının bahşettiği cariye Zilpa’yı kolundan tuttu:
— Kız, bu geceden tezi yok Yakub’un koynuna gir, onun karısı ol! iedi. Onu aldı. Hz. Yakub’un çadırına götürdü. Bu cariye de o gece Yakub’dan gebe kaldı. Dokuz ay, on gün geçince bir oğlan çocuk dünyaya getirdi. Lea:
— Bu çocuk uğurlu! dedi. Ona (Cad = Uğurlu) adını koydu. Çocuk sut emip büyümeye başladı. Fakat bu cariyenin de bereketli bir döl torbası vardı. Az sonra ikinci çocuğuna da gebe kaldı. Lea:
— Bu doğuracağın çocuk saadetim olsun. Çünkü kadınlar beni teorik edecekler! dedi. Bu çocuk da dünyaya geldi. Adı (Aşer = Mutlu olarak kondu. Böylece, Hz. Yakub’un iki karısı Rahel ile Lea’nın kıskançlık yarışı sebebiyle yattığı iki cariyeden 4 çocuğu olmuş bulunuyordu. Hepsi Lea’nin dört çocuğu ile birlikte 8 oğul etmişti.