Hanımların Yüz ve Elleri

By | 15 Eylül 2014

pardesu

 

ellerYüz ve eller haricinde, kadınların bütün vücutlarını örtmelerinin vacip oldu­ğu konusunda âlimler ittifak etmişlerdir.

Bazı âlimler yüzün ve ellerin örtülmesinin vacip olduğunu belirterek, görüş­lerini şöylece delillendirmişlerdir;

Yüce Allah;

“Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasın­dan isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır.” buyurmuştur.

Bu ayet-i kerîmenin nüzul sebebi şudur;

  •  Peygamberimiz sallallâhu aleyhi vesellem Zeyneb binti Cahş ile evlendiğinde, halkı yemeğe davet etti. Yemekten sonra çıktılar, geriye bir grup kalmıştı. On­lar Rasûlullah’m yanında, uzun süre oturdular. Onların çıkmaları için Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem birçok defa girip-çiktl. Yanında Zeyneb -radıyallâhu anhâ- bulunuyordu. Daha sonra bu âyet nazil oldu ve aralarına perde konuldu.

Yüce Allah;

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve Mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine almalarını söyle.

Onların tanınmaması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah,

gafur/çok bağışlayan, rahîm/çok esirgeyendir. ” buyurmuştur.

Ayetteki, ‘tanınmamaları’ ifadesini, görebilmesi için tek gözünün dışında bü­tün yüzünü örtmesi olarak tefsir etmişlerdir.

  •  İbn Mesûd radıyallâhu anh anlatıyor;

‘Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem; ‘Kadın avrettir. Dışarı çıktığı zaman şey­tan, bakışları ona çevirir. buyurmuştur. Şeytanın bakışları ona çevirmesi, er­keklerin gözüne onu süslü ve cazibeli göstermesidir.

Hatırlatma:

Bazı tesettürlü hanımların, siyah renk dışındaki kıyafetlerin zinet olduğunu düşünmeleri iki nedenle yanlıştır.

  1.  Peygamberimiz sallallâhu aleyhi vesellem; ‘Kadının kokusu, rengi görünen, kokusu gizli kalandır. buyurmuştur. Hasen hadistir.
  2.  Sahabi hanımlar, siyah rengin dışında farklı renklerde elbiseler giymişler­dir. Bunlardan bazılan;
  •  İkrime radıyallâhu anh anlatıyor; ‘Rifâa hanımını boşadı.Daha sonra o ka­dınla Abdurrahman bin Zubeyr evlendi. Âişe -radıyallâhu anhâ- diyor ki; ‘Bu ka­dının üzerinde yeşil bir başörtüsü vardı. Bana geldi, (eşini) şikâyet etti ve vü­cudundaki yeşilliği(morluğu) gösterdi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem gelince ben; “Mü’min hanımların karşılaştıklan böylesi bir sıkıntı hiç görmemiştim. Ka­dının vücudundaki yeşillik/morluk, üzerindeki örtünün yeşilliğinden daha koyu” dedim.
  1.  Hâlid kızı ümmü Hâlid radıyallâhu anhâ anlatıyor; ‘Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem’e birçok elbiseler getirilmişti. Bunların arasında bir tane küçük si­yah yün kumaş vardı. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem; ‘bunu kime giydire­lim, dersiniz?’ buyurdu. Oradakiler sessiz kaldılar. Bunun üzerine, ‘bana Ümmü Hâlid’i getiriniz’ buyurdu, Ümmü Hâlid, küçük kızıyla birlikte getirildi. Peygam­bersallallâhu aleyhi vesellem yün kumaşı aldı ve eliyle ona giydirdi. “Güle güle giy ve üzerinde eskit” buyurdu. O kumaşın üzerinde yeşil veya sarı damgalar vardı. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem-; “Ey Ümmü Hâlid! Bu damgalar, güzeldir, güzeldir” buyurdu. Kasım radıyallâhu anh anlatıyor; ‘îhramlı olduğu halde, Aişe radıyallâhu anhâ sarı renkli elbise giyerdi.

Bu rivayetleri zikrettikten sonra şunları söyleyebiliriz;

  1.  Ziynet sayılan elbiseler, birçok renklerden oluşan veya üzerinde dikkat çekici, göz alıcı altın ve gümüş nakış işlemeleri bulunan elbiselerdir.
  2.  Yukarıda zikrettiğimiz rivayetler dikkate alındığında, siyah renkli elbiseler hanımlar için daha faziletli ve tesettüre daha uygundur.

Üçüncü Şart: Giyilen elbise dar ve şeffaf olmamalıdır.

  •  Ebû Hureyre -radıyallâhu anh- anlatıyor; ‘Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- buyurdu ki; Cehennemliklerden görmediğim iki sınıf vardır; … İkincisi, giyinmiş çıplaklar!… Bunlar, cennete giremeyeceklerdir, onun kokusunu dahi duyamaya­caklardır. Oysa cennetin kokusu, şu kadar uzaklıktan hissedilecektir”

Burada bahsedilen kadınlar, giydikleri ince elbiselerin vücutlarını vasfetmesi ve örtmemesidir. Normalde giyinmiş olan bu kadınlar, gerçekte çıplaktırlar.

Dördüncü Şart: Giyilen elbise geniş olmalı, vücudu belli etmemelidir.

  •  Usâme bin Zeyd -radıyallâhu anh- anlatıyor; ‘Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesel­lem-, bana Mısır kumaşından keten bir elbise giydirdi. Onu kendisine Dahiyye el-Kelbî hediye etmişti. Ben de o elbiseye hanımıma giydirdim. (Daha sonra üze­rimde o elbiseyi görmeyince) Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem-, bana; “neden o elbiseyi giymedin?” buyurdu. Ben; “Onu hanımıma giydirdim” dedim. Bunun üzerine; “ona söyle, altından entari giysin. Aksi halde vücudunu belli etmesin­den korkarım” buyurdu.

Açıklama:

Burada müslüman hanım kardeşlerime şunu hatırlatmak istiyorum; “Yalnızca saçın ve boynun kapatılıp, alt taraflara dikkat edilmemesi, dar ve bacakların yarı­sını açıkta bırakan kısa elbiselerin giyilmesi tesettür sayılmaz. Bacakların görünen kısmının çoraplı olması yeterli değildir. Tesettürün, Yüce Allah’ın emrettiği şekilde yapılması ve ilk muhacir hanımların örnek alınması gerekir. Başörtüsü emredildi- ği zaman ilk muhacir hanımlar, elbiselerini yırtıp başörtüsü yapmışlardı. Bu gün biz, hanımlann elbiselerini yırtmalarını istemiyoruz. Sadece elbiselerinin uzun ve geniş olmasını, Allah’ın örtülmesini emrettiği bütün yerleri kapatan elbiselerin giyilmesini istiyoruz.

Beşinci Şart: Kokulu elbiseler giyilmemelidir.

  •  Ebû Mûsâ el-Eş’arî -radıyallâhu anh- anlatıyor; ‘Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve­sellem- buyurdu ki; “Koku sürünüp, kokusunu hissetmeleri için bir topluluğun yanından geçen kadın, zâniye/zinâ etmiş olur” buyurdu.

Kokulu elbise giymenin yasaklanma nedeninin, şehveti uyandırması ve tah­rik etmesi olduğu gayet açıktır. Bu nedenle bazı âlimler, çekici elbiseleri, görü­nen süsleri, gösterişli ziyneti ve erkeklerle bir arada bulunmayı aynı hükümde değerlendirmişlerdir.

Altıncı Şart: Erkeklerin elbiselerine benzememelidir.

  •  İbn Abbâs -radıyallâhu anh- anlatıyor; ‘Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem-, ka­dınlara benzeyen erkeklere ve erkeklere benzeyen hanımlara lanet etmişlerdir.2678 Hadis-i şerifte kastedilen anlam şudur; kadınlara özgü kılık, kıyafet ve süslen­melerde erkeklerin, kadınlara benzemeleri caiz değildir. Aynı şekilde aksi de caiz değildir.
  •  Ebû Hureyre -radıyallâhu anh- anlatıyor; ‘Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- kadın elbisesi giyen erkeklere; erkek elbisesi giyen kadınlara lanet etmiştir.