Koku kullanımı insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Mezarlarda bulunan esans şişeleri bunun kanıtıdır. 5000 yıl önce Mısırlıların ölülerini mumyalarken kokulu esans ve çeşitli kokulu kremleri kullandıklarını , ölülerini gömerken yanlarına koydukları koku şişelerinin kazılarda ortaya çıkmıştır. 11.yy.da yaşayan İbn-i Sina’nın damıtma yoluyla gül suyunu ve asıl önemlisi de koku verici esans yağı çıkarması, batıdaki konuyla ilgili araştırmaları da tetiklemiştir. Haçlı seferleri ve doğuyla yapılan ticaret sonrasında doğudan batıya, koku kullanımı yaygınlaşmıştır. Ülkemizde de esans kullanımı yaygındır. Genellikle Hacca giden insanlarımız gelirken yakınlarına vermek üzere hatıra olarak tespih, zemzem suyu ve hacı misi esans getirirlerdi. Bu esansa halkımız ‘hacı yağı’ adını koymuştur.
hacı misi esans sının, kendine has formu olan pirinçten veya gümüşten özel kutuları vardır. Bu özel kutuların içinde keçe veya pamuk bulunurdu. Sıvı haldeki hacı yağı bu kutuya dökülür, kutunun içindeki keçe veya pamuğa parmağın ucu değdirilir ve kulak arkasına, bıyığa ve boyun altına sürülürdü. Ayrıca hacı yağı vücuda direkt olarak sıvı halde sürülmemektedir. Yoğunluğundan dolayı çok ağır kokardı. hacı misi esans yağının, sürüldüğü yerden koku kolay kolay çıkmamaktadır. http://www.ihvan.com.tr/esans-ve-koku-cesitleri adresinden esans ve çeşitleri bulabilir, sipariş verebilirsiniz.