Haccın Şartları

By | 9 Ocak 2015

haccin-sartlariHaccın şartları birkaç kısımdır.

1-  Farz olmasının şartları

2-  Edasının şartları

3-  Edasının geçerli olmasının şartları

1-Farz Olmasının Şartları

Şu şartları üzerinde taşıyan her insana hac farzdır:

1-Müslüman olmak

2-Akıl (Akıllı olmak, deli olmamak)

3-Baliğ olmak.

4-Hür olmak

“Her hangi bir kul hac yapar sonra buluğa ererse yeniden hac yapması gerekir. Her hangi bir müşrik hac yapar sonra müslüman olursa yeniden hac yapması gerekir. Her hangi bir köle hac yapar sonra özgürlüğüne kavuşturulur­sa yeniden hac yapması gerekir.”

3-   Yol masrafları ile Mekke’de kaldığı sürece geçimini te­min ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin nafakasına yete­cek kadar mal-mülk veya para sahibi olmak

4-   Hac vazifesini meşakkatsiz bir şekilde gidip yerine ge­tirmeye yeterli bir vakit bulunmalıdır. Bundan dolayı bir kimse hac farizası için diğer şartlan tamamen bulunduğu tarihten itibaren bu vazifeyi yerine getirmeye müsait bir vakit bulma­dan vefat etse bu farz ile mükellef olmuş olur.

Yukarıdaki şartları taşıyanlara hac farz olur. Hac ibadetini yerine getirmemeleri büyük günahtır. Hac farz olduktan sonra haccı bizzat eda edebilmek için kişide şu şartların bulunması gerekir.

2-Haccın Edasının Şartları

1-  Sağlıklı olmak.

Bu görevi yapamayacak derecede hasta, felçli, kötürüm, özürlü ve kendi başına binite veya vasıtaya binip inemeyecek derecede yaşlı olan kimselere hacc farzdır. Kendileri gidemeye­ceği için vekil gönderirler.

Hac beden ile yapılan bir ibadettir. Bedenen hac yapmaya gücü yetmeyen kimseye vekil göndermek farzdır.

Çünkü sağlığı yerinde olmayan kimseyi hac ibadetiyle so­rumlu tutmak dinde güçlük çıkarmak olur. Ancak sağlık dahil bütün şartları taşıdığı yıl hacca gitmeyen kimse daha sonra sağlığını kaybedecek olursa, üzerinde hac borcu kalır, bu tak­dirde yerine bedel göndermesi gerekir.

Delili şu hadistir: Has’am kabilesinden bir kadın, “Ey Al­lah’ın Elçisi! Babam, çok yaşlıdır. Üzerinde hac borcu vardır. Şu anda kendisi deve üzerinde durmaya bile gücü yetmiyor” dedi. Hz. Peygamber (Aleyhisselam)” Onun yerine sen hacc et ” buyur­du.

Hac ibadetini kimlerin ve nasıl yerine getirecekleri pey­gamberimiz tarafından açıklanmıştır.

Peygamberimiz, “Haccı nasıl yapacağınızıbenden öğre­niniz.” buyurmuştur.

2-    Hapsedilmiş veya yasaklanmış olmamak. Yurt dışına çıkma yasağı da haccın edasının farz olmasına engeldir. Eğer yasak ömür boyu kalkmayacaksa vekil gönderir.

3-  Hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emni­yet olmak,

4-   Kadının hacca gidebilmesi için, üç mezhepte, kocasının veya nikâhı düşmeyen ebedi mahrem akrabasından fasık veya mürted olmayan akıl ve bâliğ veya mürâhık bir erkeğin bera­ber gitmesi lazımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Kadın yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez.” [Şafii mezhebinde, mahremsiz olarak, iki kadın ile farz olan hacca gidebilir. Kadının mahreminin hac yolunda ölmesi, Şafii mezhebini taklit etmesi için özür olur,]

Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse haccı kabul olur ise de günahkârdır. Erkeği ile gidince de otelde, tavafta, sa’yda ve taş atarken erkekler arasına karışması yasaktır ve haccm seva­bını giderdiği gibi büyük günaha girer. Ebedi mahrem erkeği bulunmayan kadın, ihtiyarlayınca, göremez olunca veya iyi olmayacak bir hastalığa yakalanınca yerine vekil gönderir. Da­ha önce göndermez.

Rahmetli Bayram Ali Öztürk Hocamız ile gittiğimiz bir ümrede, sohbetinde buyurdular ki “Buraya mahremsiz olarak gelen kadınlarımız buraya gelirken bembeyaz nur gibi gelirler, ancak mahremsiz geldikleri sebebiyle yüzleri kapkara bir şekilde geri dönerler. Rablerinin itaatini yerine getirmezler. Bu hu­susa dikkat edelim.” buyurdular. Ayrıca hac kendisine farz olan kadını kocasının men etme hakkı yoktur.

5-Kadın, iddet halinde olmamak. Yani kocasından yeni ay­rılmış olmamak.

Boşanan kadınlar, iddet süresince evlerinden ayrılmazlar. Bu husus Kur’ân’da,

“Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları (bek­leme süresince) evlerinden çıkarmayın, kendileri de çık­masınlar.”

[Vücub şartları bulunmakla beraber, eda şartlan da kendi­sinde bulunan kimsenin, o sene hacca gitmesi farz olur. O sene, hac yolunda ölürse hac sakıt olur. Vekil gönderilmesi için vasi­yet etmesi lazım olmaz. O sene gitmez ise günah olur. Sonraki senelerde, hac yolunda veya evinde hasta veya hapis, sakat olursa yerine başkasını, kendi memleketinden bedel gönder­mesi veya bunun için vasiyet etmesi lazımdır. Bedel gönderdik­ten sonra iyi olursa gitmesi lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı af olur.]

 

3-Haccın Edasının Sıhhatinin Şartları

Hac görevinin sahih olarak yerine getirelebilmesi için şöylece dört şart vardır:

1)   İslâm olmak: Bu haccm farziyetinin şartı olduğu gibi, sıhhatinin da şartıdır Bir gayri müslim haccettikten sonra müslüman olsa dahi, önceden yapmış olduğu bu haccı sahih olmaz.

2)   Özel yerlerde bulunup görev yapmış olmak. Bu yer­lerden maksad, Arafat ile Kâbe’dir. Onun için Arafat’da vakfe yapmadıkça (beklemedikçe) ve Kâbe’yi tavaf etmedikçe hac sahih olmaz.

3)     Belli bir vakit olmak. Bundan maksad, Arafat’daki vakfe zamanıdır ki, Arefe gününün zeval vaktinden Kurban Bayramı fecrinin doğuşuna kadar devam eden bir zamandır. Ziyaret tavafının vakti ise, daha önce belirtildiği gibi, hayatın sonuna kadardır. Fakat bu tavafın vacib olan vakti, nahr (kur­ban boğazlama) günleri, Kurban Bayramının ilk üç günüdür.

Bununla beraber İfrad haccınm, Temettü haccının, kıran haccınm hac görevlerini (menasikini) yapmak için yine belli bir vakit vardır Bu da Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhicce ayının ilk on günüdür Bu aylara Hac Aylan, Hac mevsimi denir.

Bu aylar içinde en son hac vakti, Arefe günü ile Kurban gü­nüdür Arefe günü Zevalden sonra Arafat’da az veya çok bulu­nup Bayramın ilk gününde ziyaret tavafını yapan kimse, hac farzını yerine getirmiş olur.

(Şafiîlere göre de, Arafat’da vakfe zamanı, Zilhicce ayının dokuzuncu günü zeval vaktinden sonra onuncu günün fecrine kadardır Bu zaman içinde bir an bile olsa, vakfe yeterlidir )

4)  Hac  niyeti ile İhram yapmış olmak

Şöyle ki: İhram, haccı veya umreyi veya her ikisini yerine getirmek için, mubah olan şeylerden bir kısmını geçici bir za­man için kendine haram kılmaktır, bunları yapmaktan sakın­maktır Bu ihram, hacca veya umreye veya hac ile umreye niyet etmek ve “telbiye” getirmekle meydana gelir Telbiye söyle­mektir.

İhram yapana “Muhrim” denir Muhrim olmayana da “He­lâl” denir İhlâl da, ihramdan çıkmak ve bir şeyi harem saha­sından dışarıya çıkarmak manasına gelir

İhram, Beytullah için bir tazim alâmetidir Öyle ki dışardan bir iş ve ticaret için gelen bir müslüman, hac ve umre niyetinde bulunmasa da, yine ihramsız olarak Harem bölgesine giremez Bu haramdır, hürmete aykırıdır

İhrama giren bir erkek, dikişli elbiselerini çıkarır. Bir peştemal kuşanır. Üzerine bir omuz havlusu alır Başını ve ayaklarım açık bulundurur. Temizlenir, yıkanır veya abdest alır. İki rekât namaz kılar. Yüksek bir sesle “LebbeykAllahümme Lebbeyk…” diye telbiyede bulunur. Zevcesi ile cinsel ilişkiyi terk eder. Zevcesini okşayıp öpmez. Güzel koku sayılan misk, anber ve kâfur gibi şeyleri sürünmez. Bunları yatağına da sür­mez Kara av hayvanlarını avlamaz, havyanlara da hayvanı göstermez. Harem bölgesindeki yeşil otları ve yeşil ağaçları kesip koparmaz. Saçlarım kesmez ve kısaltmaz, traş etmez Hac veya umre işlerini tamamlayıncaya kadar bu yasakları gözetir Kokusundan hoşlanılacak her şey Tîb [güzel koku) sayılır. İhrama giren kadınlar elbiselerini çıkarmazlar, başlarım ve ayaklarını açık bulundurmazlar. Telbiye getirirken seslerini yükseltmezler.

İhrama girenlerin çadır altına sokulmaları, şemsiye tutma­ları, yüzük takmaları, bellerine kemerlerini bağlamaları, kolları içine sokup giyinmeksizin sırtlarına palto gibi bir şey almaları haram değildir.

Yalnız farz hac için veya Temettü haccı ile Kıran haccı için Şevval ayının birinci gününden Zilhicce’nin dokuzuna kadar herhangi bir günde İhrama girilebileceği gibi, bundan önce de girilebilir. Çünkü İhram haccın şartıdır Şart ise, meşrutun vaktinden daha öne geçebilir, bu caizdir Abdest almanın (tahare­tin] namaz vaktinden öne geçmesi gibi…

Ancak ihrama daha önce başlanılması, zamanın uzaması bakımından sakıncalı olacağı için mekruhtur Çünkü ihram sebebiyle yasak olan şeylerden korunmak uçun zaman için kolay değildir.

(Şafiî’lere göre hac için, hac aylarından önce ihrama gir­mek caiz değildir Anca umre için girilmiş olur )

Hacca gidecek olan kimse haccm farzlarını eksiksiz bir şe­kilde yerine getirmesi gerekir. Buna göre farz olan haccın çeşit­leri vardır.