Efendimizin Tavsiye
Ettiği Dualar
Resûl-İ Ekrem; zikrin en faziletlisinin İâ ilahe illallah, duanın en faziletlisinin elhamdülillah demek olduğunu bildirir.
Kur’ân-ı Kerim’in “elhamdü lillâhi Rabbilâlemîn” yani alemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun diye başlaması bunu gösterdiği gibi, her başlamanın uygun olacağına da İşaret eder
Çünkü elimize aldığımız, üzerinde yürüdüğümüz, gözümüzle görüp bağımızla duyduğumuz hiçbir şey bizim değildir. Hatta bu şeyleri tutan onların üzerinde yürüyen ayak, gören göz, duyan kulak da bizim değildir.
Beş para vermeden sahip olduğumuz bütün bu nimetler, Allah’a I tabetmeyi gerekli kılar.
Efendimizin bildirdiğine göre, Rabbini zikredenle etmeyenin diriyle ölünün farkı gibidir.’ Onun için Sevgili Peygamberimiz, de kendisi gibi:
“Allâhiimme ainnî alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetik” –
( Allahım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana layık ibadet etmek için bana yardım eyle) diye dua etmemizi İster’ ve bize çok dua ve zikir öğretir.
Bir şey yiyip içtikten sonra “elhamdülillah” diyerek Allah’a teşekkür etmeyi tavsiye buyurur.
Yeni bir elbise, gömlek, hırka, ayakkabı giyince,
Sevindiren bir haber duyunca,
Bir sıkıntıdan kurtulunca,
Dert ve sıkıntı içindeki bir adama rastlayınca.
Sevdiği, hoşlandığı bir şey görünce
Kısacası bir nimete nail lütufları sebebiyle Allah’ı hatırlamayı ve ona hamdimzi, şükrümüzü sunmayı ve böylece o nimetin şükrünü ifa etme öğütler.
Çünkü sıkıntıya sabretmek bir hayır olduğu gibi, sevinince şükretmek de bir hayırdır.
Sevgili Peygamberimiz Allah’ı dilimizde düşürmeyip her fırsatta Onu hatırlamamızı ister.
Mesela yatağa yatınca, tıpkı kendisi gibi “Bismikeallahümme ahya ve emût” (Allahım! Senin ismini anarak ölür, dirilirim) dememia. siye eder.