Çocuklarınızla Oyun Oynayın

By | 13 Nisan 2015

cocuklarinizla-oyun-oynayin    Birçok kişi oyunun çocuk için sadece bir eğlence aracı olduğunu düşünür. Oysa araştırmalar oyunun çocuğun zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini olumlu yönde etkilediğine işaret etmektedir. Oyun, erken yaşlardan  ibaren çocukların çevrelerini keşfetmek ve yeni deneyimler kazanmak adına kullandıkları başlıca yoldur. Oyun, çocukların merak eden, yaratıcı, özgüvenli bireyler olarak yetişmesinde önemli bir yere sahiptir.
Oyunun çocuğun duygusal gelişimine de katkısı büyüktür. Bir yetişkinin konuşarak kendisini ifade etmesi gibi çocuklar da duygularını, meraklarım ve ihtiyaçlarını oyun yoluyla ifade ederler. Gerçek hayâtta çocuk için kaygı imci olabilecek öfke, üzüntü, kıskançlık gibi olumsuz duygular oyun sayesinde daha rahat dile getirilebilir. Mesela, anne ve babasının ilgisini kardeşi İle paylaşmakta zorlanan bir çocuk oyunda anne, baba ve çocuktan oluşan üç kişilik bir aile hayâl edebilir.
Oyun, çocuğun en tabiî ihtiyacıdır. Oyun sayesinde çocuk, arkadaş edinmeyi, onlarla geçinmeyi öğrenir. Oyun oynarken birçok yeteneğini geliştirir. Kelime hâzinesi zenginleşir. Birçok şeyi arkadaşlarından öğrenir, onlara öğrendiklerini öğretir. Hz. Peygamber (s.a.s.), torunları Hz. Haşan ve Hz. Hüseyin ile ilgilenir ve onlarla oyun oynardı. Bir gün torunlar, dedelerinden kendilerine deve almasını istediler. Rasûlullah’ın deve alacak imkânı yoktu, kendisi eğildi ve onlara şöyle dedi:
Haydi binin! Bundan iyi deve mi olur?”
Hz. Ömer, Haşan ve Hüseyin’i Hz. Peygamber’in iki omuzuna oturmuş Mile görünce onlara; “Altınızdaki at ne kadar kıymetlidir?” diye şaka yaptı.Her ne kadar Hz. Ömer, Haşan ve Hüseyin’e hitap etmişse de Rasûlallah (s.a.v) Hz. Ömer’e: “Onlar da ne iyi binicidirler” diye karşılık verdi.

Cabir (r.a.) şöyle anlattı: Rasûlullah’la (s.a.s.) beraberdik. Derken bir yemeğe davet edildik. Giderken Hüseyin’in çocuklarla birlikte yolda oynadığını gördük. Peygamber (s.a.s.) hemen insanların önüne geçti. Sonra Hüseyin’i kucaklamak için kollarını açtı. Çocuk ise yakalanmamak için oraya buraya kaçmaya başladı. O esnada Rasûlullah (s.a.s.) çocukla oynaşıyordu.Nihayet onu yakaladı ve bir elini çocuğun çenesinin altına, diğer elini de ensesine koydu. Çocuğa sarılarak öptü ve şöyle dedi: “Hüseyin bendendir, ben de ondanım. Kim onu severse Allah da onu sevsin.” Bizzat Peygamber de (s.a.s.) çocukluk yıllarında çocuklarla oyun oynamıştı.
Hz. Âişe anlatıyor:
Rasûlullah (s.a.s.) Tebük veya Hayber gazvesinden dönmüştü. Âişe’nin sofasında bir perde vardı. Rüzgâr esince, perdenin bir tarafını oyuncak kıt bebekleri görünecek şekilde açtı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.):
– Âişe! Bu nedir? dedi. Âişe:
– Bunlar benim kızlarımdır, dedi. Peygamber (s.a.s.) onlar arasında bezden yapılmış iki kanatlı bir at gördü ve:
– Oyuncakların ortasında gördüğüm şu nedir? dedi. Âişe:
– O attır, dedi. Rasûlullah (s.a.s.):
– Onun üzerindeki nedir? dedi. Âişe:
– İki kanattır, dedi. Rasûlullah (s.a.s.):
– İki kanatlı at, öyle mi? Âişe:
– Süleyman peygamberin kanatlı atının olduğunu işitmedin mi? dedi. Âişe diyor ki: “Rasûlullah (s.a.s.) öyle güldü ki, azı dişlerini bile gördüm.
Yine Hz. Âişe diyor ki: Ben Rasûlullah’ın (s.a.s.) yanında oyuncak bebeklerle oynardım. Arkadaşlarım bana gelirler, fakat Rasûlullah’tan (s.a.s.) tılft narak saklanırlardı. Rasûlullah (s.a.s.) onları bana gönderir, benimle oynarlardı.