Çocuk Özellik ve Etkinlikleri

By | 23 Nisan 2015

Çocuk Özellik ve EtkinlikleriÇocuk Özellik ve Etkinlikleri

Ders içi ve Ders Dışı

  •  Mektebe kayıt olan çocuklardan birinde uyuz ve çiçek gibi bulaşıcı hastalıklardan birisi görülürse durum aile­sine haber verilerek iyi oluncaya kadar o çocuk okul­dan uzaklaştınlır. Çocuklardan birinde keyifsizlik belir­tisi görülürse derhal “hanesine (evine)” gönderilip, ai­lesine bilgi verilir.
  •  Çocuklar, ders programında gösterilen vakitlerde mek­tebe gelip, sınıfa girdikleri zaman edeplice yerlerine otu­racaklardır. Dersler başlamadan önce yoklama yapıla­cak mevcut olmayanlar, deftere işaretlenmelidir. Dersler başladıktan sonra çocuk gürültü etmeyip, herkes kendi ders ve yazısıyla meşgul olacaktır. Derslerin başlama­sından sonra özürsüz tam iki saat sonra gelen çocuk o gün mektebe kabul olunmayacaktır.
  •  Çocuklar derslerine çalışırken diğerlerinin ders müzake­relerini ihlal edecek şekilde bağırarak okumalan engel­lenir. Şubelerden birisi hoca veya halife okutmak üzere huzumna çağırdığı zaman, çocuklar sırasıyla birbiri ar­kasına dizilerek gidip yerlerine dönüşlerinde dahi bu şe­kilde hareket ederler.
  •  Çocuklardan birisi “hasbel icab” (zorunlu olarak) dışan çıkacak olursa müzakerecisinden izin alarak gider. Bir şubeden iki ve üç çocuğa birlikte izin verilmez.
  • Çocuklardan biri diğerine şikayet veyahut dersçe olan şikayetlerini çözmek için oturduklan sıralardan bağırarak muallim ve halifeye ifade-i hal etmeyip, bunların huzurlarına gelerek meramlannı söyleyeceklerdir.
  • Ço­cuklardan birinin diğeri hakkında şikayeti olduğu veya­hut dersçe bir problemi bulunduğu zaman evvela mü­zakereciye söyleyip, o gerekirse hoca ve halifeye baş­vurur.
  • Okula muhterem bir kimse geldiği zaman, hoca tara­fından yapılan işaret üzerine çocuklar ayağa kalkarak, edeplice selama durup, kendilerine işaret emri olmadık­ça oturmazlar.
  • Ellerini, yüzlerini, elbise ve kitaplannı daima temiz tu­tup, oturdukları yerleri kirletmeyeceklerdir.
  • Çocuklar birbirlerine edepsiz bir söz söylemeyip, daima iyi davranışlarda bulunacak ve birbirlerini “karındaş” (kardeş) gibi sevecektir.
  • Bir çocuk kendisinin malı olmayan eşyayı alıp evine gö­türmeyecek, meydanda bir şey bulunduğu zaman hoca­ya teslim edecektir.
  • Çocuklar arkadaşlarından hiç birini, özellikle fakir ve sa­kat olanlan taklit ve istihza (alay) etmeyecektir.
  • Anne, baba ve yakınlanna hürmet ve itaat, toplumda kendinden büyük olanlara hizmete riayet edecektir. Bir çocuk akrabası tarafından çağrıldığı zaman hoca ve ha­lifeden izin almadıkça görüşemez.
  • Mektebe bir çocuk başladığı veya mektepçe bir yere gi­dildiği zaman her şube çocuklan ikişer ikişer tertip olu­nup, müzakerecileri yanında olarak asker gibi intizamlı giderler.
  • Okulca çocuklar bir yere giderken dışandan biriyle ko­nuşmak veyahut çarşıdan bir şey alıp sokakta yiyerek
  • gitmek yasaklanır. Çocuklardan biri geçerli mazereti ne­deniyle okula gelemeyecek olursa velisi tarafından du­rum hocaya haber verilerek izin alınır. Bir çocuk izinsiz birkaç gün okula gelmezse hoca tarafından durum veli­sine bildirilir, devamsızlığın sebebi sorulur. Geçerli özrü olmaksızın on-on beş gün okulu terk eden çocuğun ve­lilerine bilgi verilerek kayıtlan silinir.

Selim Sabit Efendi adı geçen eserinde “Şakirdan (çocuklar) ’a dair” alt başlıkta yukanda da ifade edildiği üzere eğitim siste­minde, özellikle sıbyan mekteplerinde idari yapılanma yeterin­ce oluşmadığı için hoca aynı zamanda idari işleri de yürütmek zorunda olduğundan öncelikle kayıt işleri, sağlık v.s. gibi, ida­ri işlerle ilgili kurallara dikkat çekmektedir. Sağlık konusunda ısrarlılık, sıbyan mekteplerinde önceki dönemlerde yaşanan sı- kıntılann boyutunu göstermek açısından önemlidir. Aynca öğ­retimin bu kademesinde çocuk-veli işbirliğinin önemine dikkat çekici vurgulamalar bugün dahi pratikte “problem alanı” oluş­turması itibariyle oldukça ileri düzeyde pedagojik yaklaşımlar olarak değerlendirilebilir.

Çocuklann okul içi ve okul dışı hocayla, diğer görevlilerle, birbirleriyle ve okul dışındaki kişilerle olan ilişkileri düzenleyen ilke ve kurallarla, temizlik, adap ve ahlaka dair emir ve yasak­lar klasik Türk-İslam kültürünün izlerini taşımaktadır. Bu da Batı eğitim sistemini yakından izlemiş olan ve Sıbyan okulla- nnda yeni metodik anlayışlar oluşturma arayışı içinde olan ya- zann, yetiştiği medrese kültürünün ve sosyal baskının etkisin­de kaldığı izlenimi vermektedir. Ancak ilköğretimde bilgi akta- nmından ziyade, davranış kazandırmanın esas alınması Selim Sabit’in görüşlerinin modem eğitim anlayış ve uygulamalan ile örtüştüğünü göstermektedir.