Bebeğin Doğumunun Yedinci Gününde Yapılacak Olan Sünnetler

By | 25 Eylül 2014

hasema

 

oyun-cocukAkika Kurbanı:

“Yeni doğan çocuğun başındaki saçına Arapçada “akika” denir.

Akika kurbanı kesildiği gün çocuğun saçı tıraş edildiği için kurbana da “akika” adı verilmiştir.

Akika kurbanının kesilmesi, Hanefi mezhebince mubah ve güzeldir. Uç İmama göre ise sünnettir.”

Akika kurbanının çocuğun doğumunun yedinci günü kesilmesi müstehaptır.

Kurban yedinci gün kesilmezse Hz. Aişe (radıyallahü anha)’nm belirttiğine göre on dördüncü veya yirmi birinci günlerde kesilebileceği gibi daha önce veya daha sonra kesilmesi de caizdir.”

“Kurbana elverişli olan hayvan akikaya da yeterli olur. Erkek çocuk için bu kurban kesilebileceği gibi kız çocuk için de kesilir. Bunlardan her biri için bir koyun kesilmesi yeterli olur. Erkek çocuk için iki kurban kesilmesi gerektiğini söyleyenler de vardır.”

“Akika kurbanı kesilecek olduğu yere götürülürken şu dua okunur.”

Babasına nispet edilerek çocuğun ismi söylenir Misal: Ahmet’in oğlu veya kızı

“Akika kurbanının kemikleri, çocuğun sağlık ve selametine bir hayır dileği olsun diye kırılmayıp, yalnız ek yerlerinden ayrılır ve öylece pişirilir. Bunu yapmak müstehaptır. Diğer bir bakımdan da, çocuğun mütevazi olmasına ve kötü huylardan korunmuş olmasına bir işaret olsun diye kemiklerin kırılması müstehap görülmüştür.

Akika kurbanının etinden sahibi yiyebilir, başkalarına da yedirebilir, sadakada verebilir.”

“Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz Hz. Hüseyin (radıyallahü anh) için kesilen akikanın bacağının ebeye verilmesini emretmiştir.

Kurbanın kanından çocuğun başına sürülmesi cahiliye adetinden idi, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu yasakladı, onun yerine zaferen veya haluk sürülmesini emretti.”

“Çocuk doğduğunda kesilen akika kurbanı İslam’ın çok önemli edep ve prensiplerindendir. Çünkü Müslümanların çoğalmasında yegane unsur evladın doğumudur ve buna şükretmek gerekmektedir. İşte bu kurban, o şükrün bariz bir ifadesidir.”1391

“Semre (radıyallahü anh) anlatır ki:

Rasulullah (sallallahü aleyhi ve selem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Her çocuk akikasının karşılığında alınmış bir rehindir!”

Bunun manası, çocuğun afet ve belâlardan korunması, akikasına bağlıdır demek olabilir.

Yahut çocuk rehin bırakılmış bir şeydir, akikası kesilmeyince, ondan tam manasıyla faydalanılamaz demek olabilir.

Yahut çocuğun ana babasına şefaati, akikasının kesilmesine bağlıdır; akikası kesilmeden, bu yönden şefaatine kavuşamazlar demek olabilir.”

Mehmet Zahid Kotku Efendi şöyle buyurmuştur:

“Çocuklar için akika kurbanı kesilmezse ahirette çocuk anne babasını tanıyamaz ve şefaat hakkını kullanamaz.”

2-      Başın Tıraş Edilmesi:

“Akikayı emreden hadisler, umumiyetle çocuğun başının tıraş edilmesini ve saçının ağırlığınca altın veya gümüş sadaka verilmesini emretmektedir.”

“Yedinci günde akikasının kesilişinden sonra saçlarının kesilmesi sünnettir.”

“Rasulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) torunu Hz. Hüseyin (radıyallahü anh)’ın doğumunun yedinci gününde, kızları Fatıma (radıyallahü anhaj’ya çocuğun saçlarını tıraş etmelerini ve ağırlığınca altın veya gümüş para vermesini emrettiği bildirilmiştir.”

Yedi günlükken saçı kazıtılıp altın sadaka verilirse çocuğun zeki olacağı rivayet edilir.

ALMANYA’DAKİ BÎR DOKTORUN ŞAŞKINLIĞI…

NUmanya da yaşayan bti TMiıstûman kaldeşinıiz bil bebek dünyaya geti’ıiyo’ı.

kBeygambe’ı Efendimiz (sallallabü aleybi ve sellem) ve kiymedi Nlshabı (’ıadtyallabü anbüm) yeni bh bebek dünyaya geldiğinde nele’ı yaptda’ı ise hepsini aynen yapma gayletinde otan bu kaldeşimiz, bebeği yedi günlük olunca saçla’unı üiaş edip saçla’ıınm ağıdığmca altın sadaka vermek sünnetini de ye’ıinegeti’ııyo’ı.

Pir kaç gün sonla bebeğini kontrol için doktora götürüyor. G)ok tor bebeği görünce çok şaşırıyor;

-“Bebeğinizin saçlarını siz mi kazıdınız, doğuştan mı saçları bu kadardı?” diye soruyor.

Genç anne;

–           ”Biz kazıdık ’’ deyince doktor şaşkınlığının sebebini açıklıyor:

–           “Pilim adamları daha5o gün önce bunu yeni keşfettiler. GBebek doğduğunda 40 gün içerisinde saçlarının kazınması, bebeğin gözlerini kuvvetlendiriyor, saçlarını gürleştiriyor, zekâsını açıyor ve daha pek çok fayda sağlıyor, özellikle yedinci gün yapılması ile bu faydalan kat kat artırıyor. Peki daba5o günlükmazisi olanbuyeni bilgiye siz nasılulaştınız? ” diyor. Genç anne;

-“P iz bunu Peygamber Gfendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’den öğrendik deyince öllman doktor; (Genç kadının bu sözlerinden Peygamber Sfendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şu an yaşayan biri zannederek)

–           “Sizin Peygamberiniz’e (sallallahü aleyhi ve sellem) bilimin yeni buluşları ne kadar çabuk ulaşıyor “diyor.

Genç anne;

–           “Peygamber Sfendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bizden 1400 küsür sene önce yaşadı ve de ahirete de teşrifetti” deyince doktor buz kesiliyor.

3-                   İsim Verilmesi:

“Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hassasiyetle üzerinde durduğu bir husus çocukların ismidir.

İsim vermekte dikkat edilecek husus, çocuğa takılacak ismin güzel olmasıdır. Sünnette, her babanın evlâdına karşı vazifelerinden biri ona güzel bir isim vermesidir diye geçer ve şöyle emreder:

“Siz kıyamet günü kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız, öyle ise isimlerinizi güzel kılın.”

Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir çok kimsenin ismini kötü olduğu için değiştirmiştir.

Güzel isimle ilgili olarak Sünnette gelen ısrardan mülhem olarak, bir çok alimler, ismin müsammaya (ismin koyulduğu kimseye) te’sir edeceğini ileri sürmüşlerdir.

İsim Koymanın Vakti

Bir kısım hadisler, Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz’in doğumun daha birinci gününde çocuğa isim verdiğini ifade ederse de diğer bir kısım hadisler yedinci günü isim verilmesinin gerektiğini ifade etmektedirler.

İmam-ı Buhari şöyle der:

“Akika kurbanı kesmeyecekler çocuğun doğduğu günün akşamı isim verir, Akika kurbanı kesecek olanlar ise yedinci gunu ısım verir,

Evlâ olan çocuğun doğduğu gün isim koymaya acele etmektir. Çünkü çocuk doğduğu gün veya yedinci günden önce ölebilir. Çocuk için miras gibi haklar sabit olur. Çocuk ismiyle bilineceğinden dolayı yedinci güne geciktirmemek evlâdır.11451

Enes (radıyallahü anhj’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:

“Ümmü Süleym bir çocuk doğurdu. Babası çocuğu Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ‘e getirdi.

Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ÇOCUğu tahnik etti ve ismini “Abdullah” koydu.”

İmam-l Nevevi (rahmetullahialeyh);

“Bu hadis-i şerifte Abdullah1 ismini koymanın ve isim koymayı Salih zatlara ısmarlamanın müstehap olduğuna işaret vardır” buyurmuştur.

4-                    Hıtan (Erkeklerin Sünnet Olması):

“Nasıl ki Kelime-i şehadet Müslüman ile kâfirin arasını ayıran bir alâmet ise, sünnet ameliyesi de Müslümanla kafiri birbirinden ayıran bir alâmet olarak telâkki edilir. Bazı alimlerce vacip ve hatta farz denecek kadar mühim dini bir emir kabul edilmiştir.

Şafiler “Buluğ çağına ermeden önce çocuğu sünnet etmek vaciptir” der.

Bir kısım alimler de sünnet olmadıkça, mühtedinin Müslümanlığının nakıs olacağına sünnetsizin namazının caiz olmayacağına, kestiğinin yenilmeyeceğine, Kabe’yi tavaf edemeyeceğine hükmetmiştir.

Hadis de bu hususta:

“İslam’a girince küfür tüyünü at, sonra sünnet ol” diye emreder.

Hülasa bazı âlimler:

“Hayatına mal olacak dahi olsa”, yaşlı kişinin bile sünnet olması gerektiği hükmünü verdirecek kadar bu meseleye ehemmiyet vermiştir.

Sünnetin vacip olan vakti buluğ zamanıdır. Müstehap olan vakti buluğdan önceki yaşlardır. Muhtar olan da doğumun yedinci günüdür. Nevevi de doğumun yedinci gününde sünnet etmeyi müstehap kabul eder.”