Çocuk Özellik ve Etkinlikleri
Ders içi ve Ders Dışı
- Mektebe kayıt olan çocuklardan birinde uyuz ve çiçek gibi bulaşıcı hastalıklardan birisi görülürse durum ailesine haber verilerek iyi oluncaya kadar o çocuk okuldan uzaklaştınlır. Çocuklardan birinde keyifsizlik belirtisi görülürse derhal “hanesine (evine)” gönderilip, ailesine bilgi verilir.
- Çocuklar, ders programında gösterilen vakitlerde mektebe gelip, sınıfa girdikleri zaman edeplice yerlerine oturacaklardır. Dersler başlamadan önce yoklama yapılacak mevcut olmayanlar, deftere işaretlenmelidir. Dersler başladıktan sonra çocuk gürültü etmeyip, herkes kendi ders ve yazısıyla meşgul olacaktır. Derslerin başlamasından sonra özürsüz tam iki saat sonra gelen çocuk o gün mektebe kabul olunmayacaktır.
- Çocuklar derslerine çalışırken diğerlerinin ders müzakerelerini ihlal edecek şekilde bağırarak okumalan engellenir. Şubelerden birisi hoca veya halife okutmak üzere huzumna çağırdığı zaman, çocuklar sırasıyla birbiri arkasına dizilerek gidip yerlerine dönüşlerinde dahi bu şekilde hareket ederler.
- Çocuklardan birisi “hasbel icab” (zorunlu olarak) dışan çıkacak olursa müzakerecisinden izin alarak gider. Bir şubeden iki ve üç çocuğa birlikte izin verilmez.
- Çocuklardan biri diğerine şikayet veyahut dersçe olan şikayetlerini çözmek için oturduklan sıralardan bağırarak muallim ve halifeye ifade-i hal etmeyip, bunların huzurlarına gelerek meramlannı söyleyeceklerdir.
- Çocuklardan birinin diğeri hakkında şikayeti olduğu veyahut dersçe bir problemi bulunduğu zaman evvela müzakereciye söyleyip, o gerekirse hoca ve halifeye başvurur.
- Okula muhterem bir kimse geldiği zaman, hoca tarafından yapılan işaret üzerine çocuklar ayağa kalkarak, edeplice selama durup, kendilerine işaret emri olmadıkça oturmazlar.
- Ellerini, yüzlerini, elbise ve kitaplannı daima temiz tutup, oturdukları yerleri kirletmeyeceklerdir.
- Çocuklar birbirlerine edepsiz bir söz söylemeyip, daima iyi davranışlarda bulunacak ve birbirlerini “karındaş” (kardeş) gibi sevecektir.
- Bir çocuk kendisinin malı olmayan eşyayı alıp evine götürmeyecek, meydanda bir şey bulunduğu zaman hocaya teslim edecektir.
- Çocuklar arkadaşlarından hiç birini, özellikle fakir ve sakat olanlan taklit ve istihza (alay) etmeyecektir.
- Anne, baba ve yakınlanna hürmet ve itaat, toplumda kendinden büyük olanlara hizmete riayet edecektir. Bir çocuk akrabası tarafından çağrıldığı zaman hoca ve halifeden izin almadıkça görüşemez.
- Mektebe bir çocuk başladığı veya mektepçe bir yere gidildiği zaman her şube çocuklan ikişer ikişer tertip olunup, müzakerecileri yanında olarak asker gibi intizamlı giderler.
- Okulca çocuklar bir yere giderken dışandan biriyle konuşmak veyahut çarşıdan bir şey alıp sokakta yiyerek
- gitmek yasaklanır. Çocuklardan biri geçerli mazereti nedeniyle okula gelemeyecek olursa velisi tarafından durum hocaya haber verilerek izin alınır. Bir çocuk izinsiz birkaç gün okula gelmezse hoca tarafından durum velisine bildirilir, devamsızlığın sebebi sorulur. Geçerli özrü olmaksızın on-on beş gün okulu terk eden çocuğun velilerine bilgi verilerek kayıtlan silinir.
Selim Sabit Efendi adı geçen eserinde “Şakirdan (çocuklar) ’a dair” alt başlıkta yukanda da ifade edildiği üzere eğitim sisteminde, özellikle sıbyan mekteplerinde idari yapılanma yeterince oluşmadığı için hoca aynı zamanda idari işleri de yürütmek zorunda olduğundan öncelikle kayıt işleri, sağlık v.s. gibi, idari işlerle ilgili kurallara dikkat çekmektedir. Sağlık konusunda ısrarlılık, sıbyan mekteplerinde önceki dönemlerde yaşanan sı- kıntılann boyutunu göstermek açısından önemlidir. Aynca öğretimin bu kademesinde çocuk-veli işbirliğinin önemine dikkat çekici vurgulamalar bugün dahi pratikte “problem alanı” oluşturması itibariyle oldukça ileri düzeyde pedagojik yaklaşımlar olarak değerlendirilebilir.
Çocuklann okul içi ve okul dışı hocayla, diğer görevlilerle, birbirleriyle ve okul dışındaki kişilerle olan ilişkileri düzenleyen ilke ve kurallarla, temizlik, adap ve ahlaka dair emir ve yasaklar klasik Türk-İslam kültürünün izlerini taşımaktadır. Bu da Batı eğitim sistemini yakından izlemiş olan ve Sıbyan okulla- nnda yeni metodik anlayışlar oluşturma arayışı içinde olan ya- zann, yetiştiği medrese kültürünün ve sosyal baskının etkisinde kaldığı izlenimi vermektedir. Ancak ilköğretimde bilgi akta- nmından ziyade, davranış kazandırmanın esas alınması Selim Sabit’in görüşlerinin modem eğitim anlayış ve uygulamalan ile örtüştüğünü göstermektedir.