Mümin kime denir sorusunu açıklayıcı Ayet: “Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir. Kim de ona bir mü’min olarak, salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler vardır.” (Taha; 74-75)
Mümin kime denir sorusunu açıklayıcı Hadis: “Mü’min kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mü’mine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır.” (Kütüb-i Sitte)
Mümin kime denir sorusunu açıklayıcı Hikâye:
Gerçek Mü’min
İmam-ı Azam’ın da bulunduğu bir mecliste birisi şöyle bir soru sordu: “Bir adam ki, cenneti istemez, cehennemden korkmaz, ölü eti yer, ruküsüz secdesiz namaz kılar, görmediğine şahitlik eder, fitneyi sever, hakkı istemez. Bu adam kâfir midir, mü’min mi?” Mecliste bulunanlar ağız birliği etmişçesine “Bunlar kâfirin sıfatlarıdır, böyle bir adam kâfirin ta kendisidir.” dediler. İmâm-ı Âzam susuyordu: “Ya imam sen ne dersin?” dediler. İmâm-ı Âzam, “Bunlar mü’minin sıfatlarıdır, böyle biri mü’minin ta kendisidir” dedi, itiraz ettiler: ‘Ya imam nasıl olur, mü’min cenneti istemez mi, cehennemden korkmaz mı?” diye. İmam tek tek açıkladı: “Gerçek (bilinçli) mü’min cenneti istemez, sahibini (Allah’ı) ister, cehennemden korkmaz, sahibinden korkar, ölü eti dediğiniz balıktır, görmediğine şahitlik eder, çünkü Allah’ı görmez ama kesin inanır, rüküşüz secdesiz kıldığı namaz cenaze namazıdır, fitneyi sever, çünkü fitneden maksat mal ve evlattır, (Kur’ân’da mal ve evladın mü’minler için fitne -imtihan- olduğu belirtilmiştir); hakkı istemez, çünkü haktan kasıt ölümdür, mü’min de olsa ölümü temenni etmez.”