İslamiyetin ilk yıllarında Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem’in ve ashâbının ibadeti gizli vaziyette sürüp giderken nihâyet: “Emrolunduğun şeyi haykır!” (Hicr Sûresi:94’den) âyet-i kerîmesi kendisine indirildi, artık ondan sonra o, halkı Allâh’a açıkça davete başladı.
İslamiyetin ilk yıllarında Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem onların bâtıl ilahlarını (taptıkları putları) ayıplayıp bir olan Allâh’dan gayrine ibadetin terkedilmesini emredinceye kadar kavmi ondan uzaklaşmadı ama o bunu yapınca artık müşrikler ona karşı açıkça düşmanlık ve eziyet yapmaya cüret ettiler.
İslamiyetin ilk yıllarında Müslümanların sıkıntısı şiddetlenince onlar (peygamberliğin) beşinci sene(sin)de Necâşî’nin bulunduğu tarafa hicret ettiler.
Artık ondan sonra amcası Ebû Tâlib onunla daha çok ilgilendi, müşriklerden her biri de o(nun amcası)ndan korktukları için kendisinden sakındılar.
O günlerde Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem>e ilk önce gecenin bazı saatlerinde kıyam yapması (namaz kılması) farz kılındıysa da sonra Allâh-u Te’âlâ’nın:
“Ondan kolaya geleni okuyun ve namazı hakkıyla kılın” âyet-i kerîmesiyle bu hüküm neshedildi ve sonrasında iki rekat sabah vaktinde, iki rekat da akşamleyin namaz kılması Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e farz kilindi.
Daha sonra mîraca götürüldüğü sene beş vakit namazın farz kılınmasıyla bu da neshedildi (kaldırıldı).