Duada Tevazunun Önemini Ayet ve kıssa örnekleri ile şöyle açıklayabiliriz;
Allah’ın yüceliğini hiç kimse idrak edemez. O’nun yüceliğini anlamaları akıl sahiplerini hayrette bıraktı, akıllar da aciz kaldı.
“Rabbimiz her gece dünya semasına iner: “Dua eden yok mu, duasını kabul edeyim. İstiğfar eden yok mu, affedeyim. Şifa isteyen yok mu, şifaya kavuşturayım.” kudsi hadisi O’nun kadrinin yüceliğine bir delildir.
Alçak gönüllülüğün çekirdeği, Allah’ın buyruklarını kabul, büyüklenmenin çekirdeği ise Allah’ın buyruklarını kabul etmemektir. Aşağılıkların en aşağılığı Hakk’ın emirlerini kabul etmemektir. Allah Teâlâ, Kur’an’da:
“Ona Allah’tan kork denince, kibri ona günah işle-
tir, artık ona cehennem yetişir. Cehennem ne kötü bir yataktır.” buyurmuştur.
Allah’ın yüceliği karşısında nefsini küçültüp, mahlûkata karşı tevazu gösterenin kadrini, Hakk Teâlâ insanlar arasında yüce kılar.
Cenab-ı Hakk, Hazreti Musa’ya sordu:
– Niçin seni peygamberlikle rızıklandırdım?
– Ya Rabbi! Sen daha iyisini bilirsin.
Allah Teâlâ: “Sen koyun otlatırken onlardan biri sürüden kaçtı. Sen onu yakalamak için çok yoruldun. Yakaladığında ona vurmadın: “Ey miskin, beni de kendini de yordun.” dedin. İşte o anda ona karşı olan merhametinden dolayı sana peygamberlik hüllesini ihsan ettim.”