Çocuklarda Aşının Sebepleri Nelerdir ?

By | 4 Mart 2015

Çocuklarda Aşının Sebepleri Nelerdir ?Çocuklarda Aşının Sebepleri Nelerdir ?

“Aşı en büyük çocuk katilidir… Sağlıklı doğan çocuklar aşılarla hasta ediliyor. Hepimiz uygulamalarda, en ağır hastalıkların aşı sonrası nasıl başladığını gördük… Dünyada milyonlarca ebeveyn artık aşıların tek bir amaca hizmet ettiğini anlamış durumdadır: Çocuğun bağışıklık sistemini tahrip ederek ilaç üreticileri ve doktorlar için iyi birer müşteri olmalarını sağlamak. Kendi tecrübem ve ailelerin tecrübeleri sayesinde biliyoruz ki, hiç aşı olmayan çocuklar hastahanenin ne olduğunu bilmezken, aşılanan çocuklar nerdeyse hiç hastahaneden kurtulamıyorlar.”

Dr. Prafull Vijayakar, dünyaca ünlü homeopat.

Çok sayıda hekim, aşıların, yapıları gereği doğallıktan uzak olduğunu ve tamamen gereksiz olduğunu düşünmektedir. Çünkü insanın bağışıklık sistemi, öğrenme metodu ile gelişir. Çocuk hastalıklarının yaratılmasındaki hikmet bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesidir. Günümüzde ise her türlü hastalığa karşı yapılan ısrarlı aşılama, sağlıklı çocukların bağışıklık sistemi­nin gelişmesine engel olmaktadır. Ne yazık ki çocuklar bunun bedelini bu­gün olduğu gibi gelecekte de ağır hastalıklarla ödemek zorunda kalacaklar.

“Aşı, aktif bağışıklık sistemini güçlendirmek için yapılır.” İmmünoloji uzmanları ve bütün insanlar üzerinde bu görüş hakimdir. Ancak, bebekler 6-24 ay boyunca pasif bağışıklığa sahiptir. Onları, hastalıklardan, annenin süt yoluyla geçen antikorları korur. Aktif bağışıklığı ise 6-12 aydan sonra kazanmaya başlarlar. Her doktor bu gerçeği bilir. Buna rağmen aşı takvimine göre aşıların çoğuna doğumda başlanır ve 6. aya kadar tamam­lanır. Bebeklerde 12.aya kadar aktif bağışıklık olmadığına göre bu aşılar acaba neyi kuvvetlendirmektedir?

Alerji, astım vakalarının ve onkolojik hastalıkların önüne geçilmez bir hızla artması çok önemli biyolojik kuralların ihlal edildiğini göstermekte­dir. Bu ihlaller arasında ilk sırayı aşı almaktadır. Uzmanların bu konu ile il­gili bazı gözlemleri şöyledir: Aşılanan bazı kimselerde, aşılanmayanlarla karşılaştırıldığında, enfekte esnasında etkilenmemek bir yana, hastalık çok daha ağır seyretmektedir. Bu, bağışıklık sisteminin felci olarak adlandırılır. Diğer bir deyişle aşılanan çocuklar, aşıyla korundukları düşünülen bir hastalığa yakalanmakla kalmıyor, hastalığı normalden çok daha ağır geçiriyorlar. Aşıyla koruma gerçekleşmiyor”.

Daha endişe verici olan eski aşıların yerine insan genomuna karışan, in­sanın özünü değiştiren yeni nesil aşıların ortaya çıkmasıdır. Bunlar Gen Mühendisliği ürünü “Rekombinant Aşılar’dır. Hepatit B aşısı, bu aşıya iyi bir örnektir. “Genetik Mühendisliğin” getirdiği metodlarla silahlanan biyo­loglar artık bakteriyel hücrelere insan proteinlerinin sentezinden sorumlu genler yerleştirmektedir. Bu teknolojinin sağladığı imkanlarla günümüzde interferon, enzim, hormon ve diğer biopreparatlar gibi Grip ve Hepatit B aşısı da aynı mantıkla elde edilmektedir.

Engerix-B” (Hepatit B aşısı)’nın içindekiler:

  1.  Preparatın ana maddesi, ekmek ve bira üretiminde yaygın olarak kul­lanılan “Genetik olarak modifiye edilmiş” mayadır. Sentetik de olabilen Hepatit B virüsünün geni maya hücresine entegre edilmiştir. Genetiği ile oynanmış ürünlerin kullanımı ise önceden tahmin edilemeyen sonuçlar do­ğurabilir. (“GMO” bölümüne bakınız.)
  2.  Alüminyum hidroksit: Zehirli olduğu için uzun zamandır aşılardan çıkarılması önerilmektedir. Çocuk felcini ve alerjileri provoke etmektedir. (“Katkı Maddeleri” bölümüne bakınız.)
  3.  Timerosal: Organik civamsı bir tuzdur ve aşıların içinde kullanılan bir koruyucudur. Böcek ilacı olarak bilinen ve merkezi sinir sistemine negatif etki yapan bir maddedir. (“Otizm” bölümüne bakınız.)
  4.  Polisorbent: Deşifre edilemeyen bir maddedir.

Vücudun Hepatit B aşısına verdiği genel tepkilerin bazısı: Ateş, baş dönmesi, baş ağrısı, kusma, ishal, karın ağrısı, karaciğer fonksiyonunda bo­zulma, deri döküntüleri, eklem ve kas ağrıları, anafilaksi, felç, nevrit, ense, falit, menenjit, artrit, nefes darlığı, vaskulit, kalp ödemi, limfadenit.

Hepatit B virüsüne karşı geliştirilen bu yeni Rekombine aşının kullanı­mı günümüzün çocuklarında olduğu gibi gelecek insan nesli üzerinde de geri dönülmez ve tahmin edilemez fiziksel, zihinsel ve ruhsal tahribatlar yaratabilir. Rekombine aşının etkisini anlayabilmek için uzun vadeli ve yüksek teknoloji gerektiren deneyler yapılmalıdır. Bu ise, büyük finansman gerektiren bir iştir. İşte bu yüzden “yardımseverler” tarafından ülkemize ye­ni nesil aşılar mutlaka “geniş bir çocuk kitlesi üzerinde denenmek üzere” akın akın ücretsiz olarak gönderilmektedir. Denekler bizim çocuklarımız­dır!

Yeni Zelanda’da aşı takvimine Hepatit-B aşısı eklendikten sonra tip 1 Diyabetin %60 oranında arttığı görülmüştür.

Ülkemiz, dışarıdan gelen herhangi bir aşının, ne kadar güvenilir oldu­ğunu hiçbir şekilde kontrol edebilecek durumda değildir. Çünkü ülke­mizde bu araştırmaları yapabilmek için gereken donanım ve laboratuarlar yoktur.

Bazı aşılarda koruyucu olarak timerosal+aliuminyum hidroksit, bazılarında ise timerosal+formaldehit kullanılır. Bu üç madde bildiğimiz pestisidlerdir yani böcek ilaçlarıdır. Yerleştiği organa göre dalak, karaciğer, böbrek, beyin dokularında ve büyüme ve olgunlaşmadan sorumlu timus bezinde tahribat oluşturur. Örneğin, böbreklerde yerleştiğinde böbreklerin gelişimine engel olarak bir süre sonra kronik böbrek yetmezliğine,- pankreasta yerleştiğinde, diyabetle, beyinde yerleştiğinde, epilepsi, felç, devamlı ağlama, sürekli kendi etrafında dönme, otizme vb. sebep olur. Bunların hepsi, aşıların prospektüsünde, yan etkiler başlığı altında detaylı olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla üreticiler bu sonuçlardan sorumlu değildir, sorumluluk aşı yaptıranlardadır. Hastalanan çocukların saç örnek­leri tahlil edildiğinde bazılarının beyinlerinde tehlike sınırının altındaki dozdan 125-150 kat fazla timerosal olduğu tesbit edilmektedir.

16 nisan 2007 tarihli bir gazete haberi:

m”Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesinin girişimiyle 2005’te düzenlenmeye başlanan “Avrupa Aşılama Haftası” çerçevesinde bugün başlayacak Aşı Haftasının sloganı “Aşılayın, Önleyin, Koruyun” olarak belirlendi.

Türkiyede uygulanacak aşı takvimi şöyle:

  •  BCG: 2. ayın sonunda 1 doz.
  •  DBT: 2., 3., ve 4., ayların sonunda birer doz, 16-24 ay arası rapel doz
  •  OPV: 2., 3., ve 4., ayların sonunda birer doz, 16-24 ay arası ve ilköğ retim 1. sınıfta rapel dozlar
  •  KKK: 12. ayda bir doz ve ilköğretim 1. sınıfta rapel doz
  •  Hepatit B: Doğumda, 1. ve 6. ayların sonunda birer doz ve ilköğretim 8. sınıfta rapel doz
  • TD-. ilköğretim 1. ve 8. sınıflarında

Kızamıkçık: ilköğretim 8. sınıfta”