Peygamber Efendimizin Sağlık Hakkında Hadisi Şerifleri -5

By | 1 Ekim 2014

muhammed«SİNEKTE ZEHİR VE ŞİFA VARDIR»
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Sineğin iki kanadının birisinde zehir, diğerinde şifa(panzehir) vardır. Bu itibarla sinek bir yiyecek veya içecek içine düştüğü zaman onun tamamını batırınız sonra çıkarıp atınız. Çünkü sinek zehirli kanadıyla kendini koruduğu için önce zehirli kanadını sokar ve şifayı geciktirir.»
Sünen-i İbn-i Mace, C.9 H.no:3504
«ATEŞİ SU İLE SERİNLETİN»
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Sıtma hastalığı ateşi çok şiddetli olan bir hastalıktır, onu su ile serinleterek tedavi edin.
Tirmizi, C.2. H.no:2073
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Sıtma hastalığı Cehennemin galeyana gelmesi gibi çok şiddetli bir hastalık olup, su ile soğutarak hastayı rahatlatın.»
Tirmizi,C.2. H.no:2074 Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Humma, Cehennemin kaynayıp fışkırması gibidir. Sizler o hummayı su ile serinletiniz» .
Sahih-i Müslim, C.7. H.no:84
Hz. Fatıma dedi ki:
Esma, kendisine tedavi yapması için ateşli bir hastalığın (hummanın) harareti ile muzdarip olan bir kadın getirildiği zaman, hemen suyu hastanın yakası içine dökerdi. Ve arkasından Allah’ın Elçisi (s.a.v.)nin:
«Ateşli hastalığı su ile serinletiniz» ifadesini söylerdi.
Sahih-i Müslim, C.7. H.no.82
«SÜTTE ŞİFA VARDIR»
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Allah, şifasını vermedik hiçbir hastalık yaratmamıştır. Siz, inek sütü içmelisiniz. Çünkü o süt, her türlü şifayı bünyesinde taşıyan otlardan meydana gelmektedir.»
Büyük Hadis Külliyatı- Rudani, C.4. H.no:7479
Hz. Aişe dedi ki:
Allah’ın Elçisi (s.a.v.), hasta ve kederli kişi için, süt ve baldan yapılma sütlü bulamaç tavsiye ederdi ve şöyle derdi:
«Sütlü bulamaç(ballı süt), hastanın kalbini kuvvetlendirir. Üzüntünün bir kısmını giderir.»
Büyük Hadis Külliyatı- Rudani, C.4. H.no:7542
«UD-İ HİNDİ VE ZEYTİNYAĞINDA ŞİFA VARDIR»
Ümmü Kays bint-i Mıhsan dedi ki:
Uzre denilen boğaz hastalığı sebebiyle, boğazına parmağımı sokarak, bademciğini patlattığım oğlumla beraber Peygamber’m (s.a.v.)in yanma girdim. Peygamber(s.a.v):
«Neden, çocuklarınızın boğazına parmağınızı sokmak suretiyle bademciğini böylece sıkarak iltihabını almaya çalışıyorsunuz. <Ud-i Hindi> denilen topalak bitkisini, kullanmaya devam ediniz. Ud-i Hindide yedi türlü şifa vardır. Üzre denilen boğaz hastalığı için, bu ilaç buruna çekilir. Zatü’l- Cenb içinse su ile hastaya içirilir.» buyurdu.
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. H.no:3462
Ummu Kays dedi ki:
Süt emen oğlumun bademcik hastalığını kendim tedavi etmiştim. Pey-gamber (s.a.v.)’in huzuruna girdimde, Allah’ın Elçisi (s.a.v.) bana şöyle buyurdu:
«Niçin çocuklarınızın boğaz hastalığını elle sıkıp, acıtarak tedavi et-meye çalışıyorsunuz? Şu Ud Hindi’yi kullanmaya devam ediniz. Çünkü bu Hind bitkis’inde yedi türlü şifa vardır. Zatu’l-Cenb hastalığının ilacı
ondadır. O, üzre denilen boğaz hastalığı için buruna çekilir. Zatu’l-Cenb hastalığı için de, su ile hastaya ağızdan verilip içirilir.» Sahih-i Müslim, C.7. H.no:2214
Erkam dedi ki:
Allah’ın Elçisi (s.a.v.):
«Zatülcenb hastalığına karşı zeytinyağı ile vers denilen sarı ve kokulu bir otun’ kullanılmasını tavsiye ederdi.» Tirmizi, C.2. H.no:2078
Zeyd b. Erkam dedi ki:
«Allah’ın Elçisi (s.a.v.), Zatülcenb hastalığı için; zeytinyağı) ve kustu bahri denilen topalak otu karışımını tavsiye ederdi.» Tirmizi, C. 2. H.no:2079
Zeyd bin Erkam dedi ki:
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) Zatülcenb hastalığının tedavisi için; vers yani Yemen za’feranı bitkisini, kust topalak denilen bitki ve zeytinyağinı birbirine karıştırıp hastanın ağzına vermeyi övmüştür. Sünen-i İbn-i Mace, C.9. H.no:3467
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Ud-i Hindi’yi kullanmaya devam ediniz.Çünkü Ud-i Hindi’de şüphesiz yedi şifa vardır. Zatülcenb hastalığına şifa onlardan biridir.»
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. H.no:3467
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Sarı Sabır ve süfa otunda ne gibi şifalar vardır bilseniz!
Büyük Hadis Külliyatı- Rudani, C.4. H.no:7548
Allah’ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu :
«Burunda kılların olması, cüzam hastalığına karşı bir güvencedir.» Büyük Hadis Külliyatı- Rudani, C.4. H.no:7557