Namaz Kılmanın Önemi Ve Namaz Kılmamanın Cezası Nedir? -2

By | 30 Mart 2015

namaz-kilmanin-onemi-ve-namaz-kilmamanin-cezasi-nedir-2     Üşengeçlik sebebiyle kılmayan konusunda Ahmed b. Hanbel’den nakledilen diğer görüş ise şudur: Üç namaz vakti boyunca kendi haline bırakılır ve dokunulmaz. Dördüncü namazın vakti daralıncaya kadar da beklenir. Sonra halihazırda evli olan veya evlilik geçirmiş olan kişi zina ettiğinde ne ceza verilirse o cezaya çarptırılır. Öldükten sonra Müslümanların ölüleri gibi sayılır ve malı müslüman mirasçılarına kalır.
Ebû Hanife ise şöyle demiştir: Namazı terk eden kişi öldürülmez, tövbe edip namaz kılmaya başlayıncaya veya ölünceye kadar hapsedilir.
Şâfiî’nin görüşü ise şudur: Had cezası olarak kılıçla öldürülür; ama kâfir olmaz

Ancak yukarıda geçen ayet ve haberler namazı terk eden kişinin kâfir olacağını göstermektedir. Ayrıca Câbir b. Abdullah, Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Kişiyle küfür ve şirk arasında namazı terk etmekten başka bir şey yoktur. ”
Abdullah b. Zeyd’den, babası kanalıyla Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Bizimle onlar arasındaki sınır namazı terk etmektir. Onu terk eden kâfir olur. ”

Ca’ferb. Muhammed’den, babası kanalıyla şöyle nakledilmiştir:

Allâh Rasûlü (s.a.v.) karganın yem topladığı gibi secde eden birini gördü ve “Bu adam şu haliyle ölse Muhammed’in dini üzere ölmüş olmaz“ buyurdu.

Ebû Saîd el-Hudrî’den Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Bir kimse namazını kasten terk ettiğinde adı, cehennemin kapısında cehenneme girecekler listesine yazılır. ”
Enes b. Mâlik’ten Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir.
“Bir kimse uyur da yatsı namazını kılmazsa melekler ‘Gözlerini uyku tutmasın ve gözün pümur olmasın. Sen bizi nasıl hapsetmişsen Allâh da seni cennetle cehennem arasına hapsetsin ’ diye beddua ederler. ”

Hasan-ı Basrî’nin şöyle dediği nakledilmiştir:

Allâh Rasûlü’nün ashâbından ilim sahipleri şöyle derlerdi: “Farz namazda kırk küsür şeyi yapmak mekmh olup yasaklanmıştır:
1. Kasten öksürmek.
2. Namazda kasdî olarak bir şeyle uğraşmak.
3. Kasten aksırmak.
4. Başım göğe dikmek.
Nakledildiğine göre Hz. Peygamber (namazda iken) ara sıra gözünü semaya dikerdi. “Namazlarını huşu ile kılanlar’™ ayeti indirildikten sonra I İz. Peygamber başını yere eğmeye başladı. Bundan dolayı sahabe, kişinin namaz kılarken secde mahallinden başka yere bakmamasını müstehab görürlerdi.
5. Çenesini göğsüne yapıştırmak.
6. Elbisesiyle oynamak.
7. Gerinmek.
8. Derinden nefes alıp vermek.
9. Gözleri yummak.
10. Namazda sağa sola bakınmak.

Çünkü Ukbe b. Âmir, “Onlar ki namazlarında daimdirler” âyetini “Namaz kıldıklarında sağa sola bakınmazlar” diye tefsir etmiştir.
Âişe (r.anha) şöyle demiştir;

Hz. Peygamber’e (s.a.v.) kişinin namazda sağa sola bakınmasını sordum. Şöyle buyurdu;

“Bu bir hırsızlıktır, şeytan bununla kulun namazından çalar.”

Nakledildiğine göre Talha b. Musarrif Abdülcabbar b. Vâil’in yanına gelir. Abdülcabbar o sırada bir topluluğun arasındadır. Ona gizlice bir şey söyleyip yanından aynlır. Abdülcabbar, “Ne dedi, biliyor musunuz? Senin dün namaz kılarken sağa sola bakındığını gördüm, dedi” der.
Yine Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Kul namazda iken şu üç özelliğe sahiptir: iyilik, semadan onun tepesine saçılır. Melekler, ayaklarından semaya değin onu çepeçevre kuşatırlar ve bir melek şöyle nida eder: “Namaz kılan kişi kimin huzurunda olduğunu idrâk etse sağa sola bakınmazdı. ”
Bütün bu rivayetlerden anlaşılıyor ki namazda sağa sola bakınmak çok çirkindir. Hatta bunun namazı böldüğünü/yarıda kestiğini söyleyenler bile olmuştur. Çünkü sağa sola bakınmak, namazı hafife almak ve saygınlığını zedelemektir.
11. İlk ve son oturuşlarda köpeğin oturduğu gibi ayaklarını dikerek oturmak.

12. İmama cevap vermek (?)
13. Secdede dirsekleri yere yapıştırmak.
14. Secdede göğsü uyluklara yapıştırmak.
15. Secdede koltuklan vücuduna bitişik tutmak.
Koltuklarını vücudundan ayırmalı ve yapıştırmamalıdır. Çünkü nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) secdeye gittiğinde küçük bir hayvan kollannın arasından geçmek istese geçebilirdi. Hz. Peygamber, secdede dirseklerini vücudundan iyice uzak tuttuğu için böyle denilmiştir.
Bir diğer rivayet ise şöyledir: Hz. Peygamber (s.a.v.) secdeye gittiğinde bazularını vücuduna yapıştırmazdı.
16. Secdede parmaklann arasını açmamak.
Tam aksine parmaklarım bitişik tutmalıdır.
17. Ellerini rükuda diz kapaklanndan başka bir yere koymak.
18. Ayaklardan birini diğerinin üzerine koymak.
19. Ayaklannı yerden kaldırmak.
20. Belden aşağısını kapamak için kuşandığı giysiyi gereğinden fazla uzun tutmak.

21. Diliyle dişlerinin arasını karıştırmak.
22. Dişlerinin arasından çıkan şeyleri yutmak.
23. Ağzında kalan yemek artıklannı çiğneyip yutmak.
24. Boğazdan gelen yiyeceği geri yutmak.
25. Secdede bir şeyi diliyle iterek ağzından dışan çıkarmak.
26. Secdede kuvvetli bir şekilde üfürmek.
27. Secde ettiği yerdeki taşları bir kezden daha fazla düzeltmek.
28. Bir miktar yan tarafa kaymak.
29. Teşehhüd dualannı yanındakinden daha yüksek sesle okumak.
30. Sağında ve solunda kimlerin namaz kıldığının farkında olmak.
31. İma ve işaretle bir şey anlatmak.
32. Geğirti sonucu boğazdan gelen şeyi geri yutmak.
33. Sümkürmek.
34. Tükürmek.
35. Elbisenine bakıp durmak.
36. Namazdan çıkmadan alnındaki toprağı silmek.
37. Secde ederken alnında kalan toprağı silmek.
38. İmam olduğunda teşchlıüdden sonra dua okumak.
39. Mihrapta selâm verdikten sonra oturduğu yerden bir miktar sola kaymadan öylece oturmak.

40. Namazda elini yummak.
41. Sakalıyla oynamak.
42. Elbisesiyle oynamak.

Çünkü nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.), namazda sakalıyla oynayan birini görünce şöyle buyurmuştur:
“Bedeniyle birlikte kalbi de namaza durmayan kişinin namazına Allâh dönüp bakmaz bile. ”
Yine Allâh Rasûlü (s.a.v.) namazda sakalıyla oynayan birini gördü ve “Bu adamın kalbi huşu içinde olsaydı eli kolu oynamazdı” buyurdu.
Hasan-ı Basrî, bir adamın elindeki taşlarla oynarken “Allahım! Beni iri gözlü dilberlerle evlendir” diye dua ettiğini görünce “Sen ne kötü bir dünürsün, laubali bir şekilde kız istiyorsun” demiştir.

Abdullah (b. Mes‘ûd)’un şöyle dediği nakledilmiştir:

“Bazı insanlar ya namazda gözlerini gökyüzüne dikmeye son versinler ya da kör olup bir daha hiçbir şey göremesinler.”
Evzâî şöyle demiştir:
“İki kişi namaz kılar; ama ikisi arasında gökle yer arası gibi bir fark bulunabilir. Biri kalbiyle Allâh’a yönelmiştir, diğeri ise dalgın ve gafildir.”
Sahih hadis kaynaklarında, Hz. Peygamberin (s.a.v.) namaz kılan lar hakkında şöyle buyurduğu bildirilmiştir:
“Kimileri namaz kılarlar; ama namazlarının sadece yansı onlann olur… “
Hz. Peygamber (üçte biri, dörtte biri…) diye diye en son “namazları nın onda biri onların olur.” buyurmuştur. Burada Hz. Peygamber, kişinin kendini namazına ne ölçüde verdiğini kastetmiştir.
Bir başka rivayette ise şöyle buyurmuştur:
“Namaz kılanlardan kimi için dört yüz namaz, kimi için iki yüz namaz, kimi için vüz elli namaz, kimi için yetmiş namaz, kimi için elti namaz,
kimi için yirmi yedi namaz, kimi için on namaz, kimi için de tek bir namaz sevabı vardır.”
Kıldığı namaz ile dört yüz namaz sevabı kazanan kişi, Mekke’de Mescid-i haramda cemaat halinde kılan ve namaza hemen başında yetişmiş olan kişidir.
İkiyiiz namaz sevabı alan, namaz hükümlerini bilerek insanlara imamlık yapan kişidir.

Yüz elli namaz sevabı alan kişi, müezzindir.

Yetmiş namaz sevabı alan kişi, ağız temizliğini yaparak güzelce abdest alan ve camide cemaatle namaz kılan kişidir.
Elli namaz sevabı alan, camide cemaatle birlikte namaz kılan; ancak İftitah tekbirine yetişememiş olan kişidir.
Yirmi yedi namaz sevabı alan, güzelce abdest alıp imamla birlikte cemaat halinde namaz kılan ve iftitah tekbirini de kaçırmamış olan kişidir.
On namaz sevabı alan, iftitah tekbirine yetişemeyip cemaate sonradan katılan kişidir.
Sadece kıldığı namazın sevabını alan, namazını tek başına kılan kişidir.
Kıldığı namazın dahi sevabını alamayan ise tavuğun yem topladığı
gibi namaz kılan ve rükû ve secdeleri gereği gibi yapmayan kişidir. Böylelerinin namazı bir paçavra gibi dürülüp bükülerek yüzlerine çarpılacak ve onlara “Sen namazını korumadığın gibi Allâh da seni korumasın” diye beddua edilecektir.