Evlilikte Mehir Şart mıdır?

By | 2 Şubat 2015

evlilikte-mehir-sart-midir İslâm hukukuna göre, bir Müslüman erkekle evlenen kadın, mehir adı altında bir mal alma hakkına sâhip olur. Nikâh kıyılırken mehirin zikredilmesi tavsiye edilmektedir. Ancak nikâh esnâsında mehir zikredilsin veya edilmesin, hattâ yok sayılıp inkâr edilse bile, kadın mehir almaya hak kazanır. Yâni, mehir kadının en doğal hakkıdır.
vlilik bir sözleşme, karı ile koca arasında yapılan maddî ve mânevi bir anlaşmadır. Bu beraberliği devam ettiren birinci unsur, daha çok tarafların birbirlerini ebedî hayat arkadaşı olarak görmeleri ve bu anlayış içinde kutsal olan bu kurumu yaşatmalarıdır.
Bunun yanında yüce dinimiz bu kurumun yaşaması için birtakım yaptırım ve bağlayıcı hususlar getirmiştir. İşte bunlardan birisi mehirdir.
Fıkhen nikâhın devam ve sebatı “mehirin vücubu”na bağlıdır. Çünkü, mehiri daha sonra ödemek için söz vermiş olan erkek, ailede bir geçimsizlik baş gösterince böyle bir yaptırımı aklına getirerek “boşanma” gibi yuvayı yıkacak şeye teşebbüse cesaret edemez.
İslâm hukukuna göre, bir Müslüman erkekle evlenen kadın, mehir adı altında bir mal alma hakkına sâhip olur. Nikâh kıyılırken mehirin zikredilmesi tavsiye edilmektedir.Ancak nikâh esnâsında mehir zikredilsin edilmesin, hattâ yok sayılıp inkâr edilse bile, kadın mehir almaya hak kazanır. Yâni, mehir kadının en doğal hakkıdır. Bu aynı zamanda İlâhî bir haktır.
Sonradan kadın, erkeğin vermek için söz verdiği mehiri kocasına bağışlayabilir. Kadın gönül rızâsı ile hibe etmediği takdirde bu hak devam eder.
Nisâ Sûresinin 4. âyet-i kerimesinde bu husus meâlen şöyle ifade buyurulur:
“Kadınların mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer kendi istekleriyle bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin.”
Evlilik işlemleri tamamlanıp, damat ile gelin karı koca olur ve bir odada birlikte bulunmak gibi cinsel bir temas olmasa bile “halvet” meydana gelirse, erkek mehir vermek mecburiyetinde kalır. Ve bu mehiri vermek erkeğe vâcip olur.Mehir daha çok iki tarafın karşılıklı rızâlarıyla tespit edilip edilmemesi itibâriyle mehr-i müsemma ve mehr-i misil olarak iki kısma ayrılır.Konuşulup kararlaştırılan mehir (mehr-i müsemma) muaccel (peşin) ve müeccel (veresiye) olmak üzere iki şekilde mütâlaa edilir.Nikâh akdi yapılırken veya birkaç gün içinde verilen mehire muaccel (peşin) adı verilir.Daha sonra vermek üzere söz verilen mehire de müeccel (veresiye) mehir denir. Her iki çeşit mehirin bir kısmı peşin verilerek bir kısmı da sonraya bırakılabilir.
Müeccel mehir için bir tarih verilmişse, vaktin girmesinden sonra kadın mehiri hak eder, verilmesi gerekir. Hattâ verilen süre bitmeden erkek ölse bile, kadına vaad edilen, mehir borç para gibi erkeğin geri¬ye kalan mal varlığından ayrılarak verilmesi gerekir.Müeccel olan mehirde bir müddet belirlenmemişse boşanma veya vefat haline kadar ertelenmiş sayılır. Boşanma yahut vefat vuku bulursa ödenmesi gerekir. Kocanın veya vârislerinin söz verilen meblağı ödemesi vaciptir, bunu ödemekle yükümlüdürler.Bir de mehr-i misil vardır ki, bu da başta mehir tayin edilmese, tâbiî olarak kadın yaş, ahlâk, güzellik, mal gibi evsaflarda benzeri olan kadınlar göz önüne alınarak tespit edilen bir mehir esas alınır. Kararlaştırılan miktar peşin olarak veya daha sonra ödenir.