Mehir Ne Kadar Verilmeli?

By | 2 Şubat 2015

mehir-ne-kadar-verilmeli   Peygamberimiz “Nikâhın en hayırlısı en kolay olanıdır” buyurarak, nikâhta herkesin kaldırabileceği ve kolayına gelen kadar bir masrafa girmesini tavsiye etmişlerdir. Nikâh işlemini kolaylaştırıp gençlerin meşru olmayan yollara düşmelerine set çekilmesini isteyen Peygamberimiz, hiç parası olmayan, mâlî durumu pek zayıf bulunan sahabileri de yuva sahibi yapmıştır.
Evliliğin ilerleyen seneleri içinde ortaya çıkan meselelerden birisi
de, kız için mehir konuşulurken erkek tarafının bir araya getirmekte güçlük çekeceği külliyetli bir paranın talep edilmesidir. Veya hediye ve ev eşyası alınırken kız veya erkek tarafın bütçesini zorlayan nisbet ve kalitede eşya istenmesidir.
Bu durum karşısında taraflar imkân ve mâlî kaynaklarını zorlayarak, gerektiğinde borç altına girerek istenileni yapmakta ve tedarik etmektedir.
Her ne kadar ilk başta mesele çözülmüş, istekler yerine getirilmiş olsa da, ya anne-babanın üzerine veya eşlerin payına büyük bir külfet ve ağır bir yük gibi miras kalmış olacaktır.Bazen bu borç ödeme müddeti seneleri bile aşmaktadır. Böylece genç evlilerin gamsız tasasız geçmesi gereken ilk yılları taksit veya borç ödeme sıkıntısıyla geçmiş olacaktır.Her meselede olduğu gibi, bu hususta da bize en sâlim ve mâkul yolu gösteren Peygamberimiz (a.s.m.) “Nikâhın en hayırlısı en kolay olanıdır” buyurarak, nikâhta herkesin kaldırabileceği ve kolayına gelen kadar bir masrafa girmesini tavsiye etmişlerdir.
Kadının bir hakkı olarak erkek tarafından verilmesi gereken mehirin miktar ve ölçüsü de yine sünnette mevcuttur. Bu husus gerek Peygamberimizin (a.s.m.) kendi uygulamasında, gerekse seçkin sahabilerine gösterdiği örneklerde ayan beyan görülmektedir.
Peygamberimizin (a.s.m.) Hz. Âişe’ye verdiği mehir 500 dirhem (1500 gram) gümüş iken1, Hz. Fâtıma için Hz. Ali’den istediği mehir bedeli de sadece bir zırhtı. Yine Hz. Fâtıma’nın çeyizi ve ev eşyası zarurî olarak evde bulunması gereken birkaç parça eşyadan ibaretti.
Nikâh işlemini kolaylaştırıp gençlerin meşru olmayan yollara düşmelerine set çekilmesini isteyen Peygamberimiz, hiç parası olmayan, mâlî durumu pek zayıf bulunan sahabileri de yuva sahibi yapmıştır. Nitekim bir seferinde evlenmek isteyen bir sahabiye “Demirden bir yüzük bile olsa kadına mehir olarak ver” buyurur.Sonra o zât Peygamberimize, “Demirden bir yüzüğüm de yoktur” deyince, Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.), “Kur’ân’dan ezberindeki sûreleri kadına öğretmen şartıyla seni onunla evlendirdim” buyururlar.
Mehir ve kız için verilen bütün hediyeler kızın kendi malıdır. İzni ve rızası olmadan, babası dahil, hiç kimse sahiplenemez, harcayamaz. Bu hususta hadis çok açıktır:
“Nikâh akdinden önce verilmiş olan mehir, hediye ve hibe kadınındır. Ve nikâh akdinden sonra verilmiş olan mal kime verilmiş veya hediye edilmiş ise onadır.”