Sünnetteki Sabır

By | 4 Kasım 2014

belalara karşı sabırPeygamberimiz -sallallâhu aleyhi vesellem- İbn Abbas’a -radıyallâhu anh- bir tavsiyesinde: “Bil ki, hoşuna gitmese de sabırda çok hayırlar-faydalar vardır.” buyurmuştur.

Açıklama:

Sünnetteki sabra gelince; Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi vesellem- sabrın kişiye verilen en büyük nimet olduğunu haber vermiştir. O -sallallâhu aleyhi vesellem-: “Hiç kimseye sabırdan hayırlı ve büyük bir nimet verilmemiştir” buyurmuştur.

Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi vesellem- bir hadisinde de “Sabır ışıktır” buyurmuştur . İmam Nevevi (rh.a) “Yani: sabır güzel bir şeydir, sabreden kişi daima doğru yoldadır. O hep doğru yolda, aydınlıkta yürümektedir.” demiştir . Bir görüşe göre ışıktan kasıt, onun kişinin kabrini nurlu ve aydınlık yapacağıdır. Çünkü kul geniş dünyada ibadetleri yapmaya, günahlardan kaçınmaya ve belalara sabredince Allah (c.c.) onu kabrin darlığından ve karanlığından kurtarıp orasını geniş ve aydınlık yapmak suretiyle mükâfatlandırır.

* Mikdad -radıyallâhu anh- Resûlullah’tan -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle rivayet etmiştir: “Vallahi asıl bahtlı yoldan saptırıcı şeylerden uzak tutulan, belalara düçar kılınıp onlara sabreden kimsedir.”

* Cabir -radıyallâhu anh- der ki: “Ya Resulallah! En faziletli iman hasleti nedir?” diye soruldu, O -sallallâhu aleyhi vesellem-: “Sabır ve cömertlik” diye cevap verdi.

İbn Kayyım (rh.a) der ki: “Bu Resûlullah’ın -sallallâhu aleyhi vesellem- en veciz, delili en güçlü ve imanın baştan sona bütün makamlarını kuşatan son derece güzel sözlerindendir. Çünkü nefisten istenen iki şeydir: Biri emredildiği şeyleri yapmada fedakarlık ve gayret göstermesidir ki buna iten şey cömertlik hasletidir.Diğeri men edildiği şeyleri terk etmesi ve onlardan uzak durmasıdır ki ona iten şey de sabırdır.

Maverdi de (rh.a) bu konuda şunları söyler: “Hastalığı hafifletici sebeplerden biri de sıkıntıların sona ereceği, kederlerin biteceği anı düşünmek; şifanın da belirlenmiş bir vakti saati olduğunu, hastalığın bundan önce gitmeyeceği gibi sonraya da kalmayacağını, bu sürenin ne telaş yapmakla kısalacağını ne sabırla uzayacağını, her geçen günün bu sayılı günlerden gittiğini ve farkında olmadan o kurtuluş gününe ulaşacağını düşünmesidir.