Salih Amellere Devam Etme

By | 3 Kasım 2014

salih-amellere-devam-etmeEnes b. Mâlik (radıyallâhu anhj’dan rivâyet edilmiştir:
“Üç kişilik (sahabi) bir topluluğu, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in (evdeki nafile) ibadetini sormak için Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in hanımlarının evlerine (odalarının önlerine) geldi. (Rasulullah’ın yaptığı nafile ibadetler) onlara anlatıldığında sanki onlar bunları (kendileri için) az görerek:
– ‘Allah, onun geçmiş ve gelecek günahlarım bağışladı. Biz nerede, nerede?’ dediler. Derken bunlardan birisi:
– ‘Bakın, bundan sonra ben hep geceleyin namaz kılacağım’ dedi. Diğeri:
– ‘Ben de, hiç ara vermeden devamlı oruç tutacağım’ dedi. Öbürü de:
– ‘Ben de, kadınlardan ayrı yaşayacağım ve hiç evlenmeyeceğim’ dedi.
(Onların bu dediklerini duyan) Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) onların yanma çıkageldi ve:
– ‘Şöyle şöyle diyenler sizler misiniz? Bakın! Allah’a yemin ederim ki, ben, sizin Allah’tan en çok korkanmızım ve en takvalı olanınızım. Bununla birlikte ben, bazen oruç tutarım, bazen iftar ederim/tutmam. (Gecenin bir kısmında kalkıp nafile) namaz kılarım ve (bir kısmında da) uyurum. Kadınlarla da evlenirim. (İşte bu, benim yaşam şeklimdir.) Buna göre her kim benim sünnetimden yüz çevirirse o kimse benden değildir’ buyurdu.”(Hz. Peygamber (salâllahu aleyhi ve sellem)’in Feth: 48/2’de geçmiş ve gelecek bütün günahlarının affedilmesi üzerine, Hz. Ali, Abdullah b. Amr ve Osman b. Maz’un’dan oluşan bir grup Müslüman, Peygamber (sailaUâhu aleyhi ve sellemj’in hanımlarının oda-larına gelerek Rasulullah (saliallâhu aleyhi ve sellem)’in ibadetinin ne şekilde olduğunu sorarlar. Bunlar, Peygamber (saliallâhu aleyhi ve sellemj’in az ibadet ettiğini öğrenince kendilerinin çokça ibadet etmekle bu garantiye sahip olabileceklerini düşünerek her biri “gündüzleri hep oruç tutmak”, “her gece namaz kılmak” ve “hiç kadınlarla evlenmemek” üzere karara varırlar. Bunu duyan Peygamber (saliallâhu aleyhi ve sellem) onlara, amelde orta yolu takip etmelerini belirtir. Çünkü ibadet, sadece mağfiret olmak için yapılmayıp kulluğun gereği olarak yapılır. Bunu da, “Allah’tan en çok korkanınız ve yasaklarından en fazla kaçınanınız benim” ifadesiyle söylemiştir.

“Benden değildir” ifadesi; Peygamber (saliallâhu aleyhi ve sellem)’in ortaya koyduğu amelin üstünde bir dindarlığın ve farklı bir ibadet hayatının olamayacağını belirtmektedir. Fazlasını yapmak isteyen kimse ancak Peygamber (saliallâhu aleyhi ve sellemj’in sünnetinde gelen adab çerçevesinde yapmalıdır. Yoksa bu hitapla karşı karşıya kalır. Dolayısıyla oruç tutmaya güç kazanmak için yemek yemeye, gece kalkmaya takat getirmek için uyumaya, şehveti kırıp nefsin isteklerini sağlama almak ve nesli çoğaltmak için evlenmeye gerek vardır.
“Benden değildir” ifadesinden maksadın; farz, nafile gibi bütün ameli ve itikadı kapsadığı gibi, Peygamber (saliallâhu aleyhi ve sellem)’e muhalefet etmekle, kendi yaptığı ibadetin, onun yaptığından daha üstün ve daha iyi olduğunu göstermek iste¬yen kimsenin dinden çıkacağı belirtilmiştir.)
Abdullah b. Mes’ud (radıyallâhu anhj’dan rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (saliallâhu aleyhi ve sellem):

– ‘Taşkınlar helak olmuştur’ buyurdu. Rasulullah (saliallâhu aleyhi ve sellem) bu sözü üç defa tekrarladı.”
(Bu hadiste kastedilen husus; sözlerinde, fiillerinde haddi aşan, taşkınlık yapan kimselerdir. Ne söylediğini bilmeyen, ölçüsüz konuşan ve aşırı fiillerde bulunun bu gibi kimseler, insanlar tarafından sevilmedikleri ve çok defa yaptıklarının cezası ola-rak bir şekilde ödedikleri gibi, ahiretlerinin harap olacağına işaret edilmektedir.)
Ebu Hureyre (radıyaUâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“İslam dini, kolaylık dinidir. Dini aşmak isteyen kimse ona yenik düşer. Buna göre orta yolu tutun. (Allah’a) yakın olmaya çalışın. (Eğer böyle yaparsanız) müjdeler size. Günün başlangıcından, sonundan ve bir de gecenin sonun(a doğru Allah’a ibadet ederek) bu vakitlerden faydalanın.”
Enes b. Mâlik (radıyallâhu anh)’dan rivayet edilmiştir:
“Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) mescide girmişti. İki direk arasında gerilmiş bir ip gördü. Bunun üzerine: ‘Bu ip nedir?’ diye sordu. Sahabiler: ‘Bu ip, Zeyneb binti Cahş’a ait bir iptir. Namaz kılarken ayakta durmaktan yorulunca ona tutunuyor’ dediler. Bunun üzerine Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem): ‘Onu hemen çözünüz. Sizden biri istekli ve zinde olduğu haldeyken (nafile) namazını kılsın. Yorgunluk ve gevşeklik hissettiğinde ise yatıp uyusun’ buyurdu.”
Âişe (radıyallâhu anhâ)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sailallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Sizden birisi namaz kılarken kendisine uyku hali bastırırsa, uykusu geçinceye kadar yatsın. Çünkü sizden birisi uykulu vaziyette namaz kıldığında, belki de bilmeyerek istiğfar edip Allah’tan bağışlanma dileyeceği yerde kendisine sövebilir/beddua edebilir.”