Sağır (küçük günahlar) Günahı Bırakmanın Yolları ?
Kur’an-ı Kerim’de Küçük günahlar, büyük günahlardan ayrı olarak ‘Lemem’ kelimesi ifade edilir.
“Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ındır. Kötülük edenlere, yaptıklarının karşılığını verecek ve güzel davrananları da (ihsan edenleri de) katıksız güzellikle mükâfatlandıracaktır. Günahın büyüklerinden (kebâir’den) ve çirkin işlerden (fahşâdan) kaçınanlara gelince, arada bir hataya düşseler de (lemem işleseler de) (bisinler ki) Şüphesiz Rabb’in bağışlamada cömerttir. (O kendisine yönelen kulunu affeder.) O, sizi toz-topraktan var ederken de, annelerinizin rahminde saklı bulunduğunuzda da sizinle ilgili her bilgiye sahiptir; o halde kendinizi övüp yüceltmeyin. Çünkü O, kimin ittika ettiğini (kendisine karşı sorumluluk bilinci taşıdığını) daha iyi bilendir.”
Görüldüğü gibi bu âyette Allah (c.c.) büyük günahlardan başka ‘lemem’i ayrı olarak sayıyor ve kebâir’den kaçman veya hep ihsan eden (güzel davranan) kimselerin küçük günahlarının ve hatalarının bağışlanabileceğini haber veriyor.
Yalnız unutulmamalıdır ki devamlı işlendiğinde küçük günah küçük olmaktan çıkar. Tövbe edilip mağfiret istendiğinde inşallah affedilir. Alimler “Günahın küçüklüğüne büyüklüğüne bakma, kime karşı suç işlediğine bak” demişlerdir. Allah’ı tanımaya, kulluğa engel olan, Allah ile kulun arasına perde olan her şey günahtır.
Günahlardan sakınmak, farzları yapmaktan önce gelir. Önce kalp günahlardan temizlenir, sonra farzları yapmakla süslenir. Günahlar ve haramlar dinî duyguyu helâk eder, zehirler. Ancak bu zehirler görünürde bal gibidir; tatlı gelebilir fakat insanın manevî duygularını öldürür.
Unutulmamalıdır ki her nimet külfet karşılığıdır. Cennet ve Cemâlullah’ı isteyenler nefse tatlı gelen günahlara girmemek için birtakım külfet ve zorluklara katlanmak ve Allah’a sığınmak zorundadır. Müminler ihsan sırrı ile Rablerine kendilerini görüyormuş gibi kulluk ederler. Sol omuzlarında günahlarını yazan bir meleğin olduğunun şuuru içinde hareket ederler.
Güç yettiğince günahlardan sakınıldığında Allah küçük günahları affedecektir.
“Eğer size yasaklanmış şeylerin büyüklerinden kaçınırsanız, geri kalan günahlarınızı siler ve sizi nimet ve ikramlarımızla dolu olan cennete koyarız”,
“O kimseler ki ufak tefek kusurlar hariç, günahın büyüklerinden ve çirkin söz ve davranışlardan kaçınırlar. Şüphesiz ki Rabbinin bağışlaması geniştir…”
Allah u Teâlâ mümin kulların günahlarını yaptıkları bazı ameller veya söyledikleri birtakım söz ve dualar sebebiyle affeder, günahlarına kefaret eder. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Denizin köpükleri kadar günahı olsa da Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ diyen yeryüzündeki her insanın günahına bu söz kefaret olur.”
“Hiçbir kul yoktur ki bir günah yapsın ve kalkıp güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılarak bu günahtan mağfiret dilesin de, Allah onu affetmesin.
Peygamberler masumdur, günah işlemezler. Ancak, “zelle” denilen, peygamberlik makamı için kusur kabul edilen amelleri vardır. Ehl-i sünnet şefaat, hesap, mizan, sırat, havz, cennet, cehennem, kabir azabı ve münker-nekir sorgusunu hak ve dinin esası kabul etmiştir.
[1] 53/Necm, 31-32
[2] Nisâ, 4/31
[3] Necm, 53/32
[4] Tirmizî, Vitr, 15
[5] Ahmed b. Hanbel, I, 10