Sağır (küçük günahlar) Günahı Bırakmanın Yolları ?

By | 1 Nisan 2015

Sağır (küçük günahlar) Günahı Bırakmanın Yolları ?Sağır (küçük günahlar) Günahı Bırakmanın Yolları ?

Kur’an-ı Kerim’de Küçük günahlar, büyük gü­nahlardan ayrı olarak ‘Lemem’ kelimesi ifade edilir.

“Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ındır. Kötülük edenlere, yaptıklarının karşılığını verecek ve güzel davrananları da (ihsan edenleri de) katıksız gü­zellikle mükâfatlandıracaktır. Günahın büyüklerinden (kebâir’den) ve çirkin işlerden (fahşâdan) kaçınanlara gelince, arada bir hataya düşseler de (lemem işleseler de) (bisinler ki) Şüphesiz Rabb’in bağışlamada cömerttir. (O kendisine yönelen kulunu affeder.) O, sizi toz-topraktan var ederken de, annelerinizin rahminde saklı bulunduğunuzda da sizinle ilgili her bilgiye sa­hiptir; o halde kendinizi övüp yüceltmeyin. Çünkü O, kimin ittika ettiğini (kendisine karşı sorumluluk bilinci taşıdığını) daha iyi bilendir.”

Görüldüğü gibi bu âyette Allah (c.c.) büyük günah­lardan başka ‘lemem’i ayrı olarak sayıyor ve kebâir’den kaçman veya hep ihsan eden (güzel davranan) kim­selerin küçük günahlarının ve hatalarının bağışlana­bileceğini haber veriyor.

Yalnız unutulmamalıdır ki devamlı işlendiğinde kü­çük günah küçük olmaktan çıkar. Tövbe edilip mağ­firet istendiğinde inşallah affedilir. Alimler “Günahın küçüklüğüne büyüklüğüne bakma, kime karşı suç işlediğine bak” demişlerdir. Allah’ı tanımaya, kulluğa engel olan, Allah ile kulun arasına perde olan her şey günahtır.

Günahlardan sakınmak, farzları yapmaktan önce gelir. Önce kalp günahlardan temizlenir, sonra farz­ları yapmakla süslenir. Günahlar ve haramlar dinî duyguyu helâk eder, zehirler. Ancak bu zehirler görü­nürde bal gibidir; tatlı gelebilir fakat insanın manevî duygularını öldürür.

Unutulmamalıdır ki her nimet külfet karşılığı­dır. Cennet ve Cemâlullah’ı isteyenler nefse tatlı ge­len günahlara girmemek için birtakım külfet ve zor­luklara katlanmak ve Allah’a sığınmak zorundadır. Müminler ihsan sırrı ile Rablerine kendilerini görü­yormuş gibi kulluk ederler. Sol omuzlarında günah­larını yazan bir meleğin olduğunun şuuru içinde ha­reket ederler.

Güç yettiğince günahlardan sakınıldığında Allah küçük günahları affedecektir.

“Eğer size yasaklanmış şeylerin büyüklerinden ka­çınırsanız, geri kalan günahlarınızı siler ve sizi nimet ve ikramlarımızla dolu olan cennete koyarız”,

“O kimseler ki ufak tefek kusurlar hariç, günahın büyüklerinden ve çirkin söz ve davranışlardan kaçı­nırlar. Şüphesiz ki Rabbinin bağışlaması geniştir…”

Allah u Teâlâ mümin kulların günahlarını yap­tıkları bazı ameller veya söyledikleri birtakım söz ve dualar sebebiyle affeder, günahlarına kefaret eder. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Deni­zin köpükleri kadar günahı olsa da Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ di­yen yeryüzündeki her insanın günahına bu söz ke­faret olur.”

“Hiçbir kul yoktur ki bir günah yapsın ve kalkıp güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılarak bu günah­tan mağfiret dilesin de, Allah onu affetmesin.

Peygamberler masumdur, günah işlemezler. An­cak, “zelle” denilen, peygamberlik makamı için ku­sur kabul edilen amelleri vardır. Ehl-i sünnet şefaat, hesap, mizan, sırat, havz, cennet, cehennem, kabir azabı ve münker-nekir sorgusunu hak ve dinin esası kabul etmiştir.

 

[1] 53/Necm, 31-32

[2] Nisâ, 4/31

[3] Necm, 53/32

[4] Tirmizî, Vitr, 15

[5] Ahmed b. Hanbel, I, 10