Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?

By | 1 Nisan 2015

cenaze-namazi-nasil-kilinir   Cenaze namazının kılınışı şöyledir: Kılacak olan kişi, “Cenaze namazını farz-ı kifaye olarak kılıyorum” diye niyet eder. Cenazenin erkek veya dişi olduğunu belirtmesine gerek yoktur. Dört tekbir alır ve ilk tekbirden sonra Fâtiha Sûresi’ni okur. Çünkü İbn Abbâs’tan şöyle nakledilmiştir:
“Allâh Rasûlü (s.a.v.) bizim cenazeye Fâtiha Sûresi’ni okumamızı emretti.”
Bir diğer rivayet ise şöyledir:
“Allâh Rasûlü (s.a.v.) cenazeye Fâtiha Sûresi’ni okurdu.”
İkinci tekbirden sonra oturuşlardaki gibi Allâhumme salli… duasını okur. Çünkü Mücahid’in şöyle dediği nakledilmiştir:
“Allâh Rasûlü’nün ashâbından on sekiz kişiye cenaze namazını sordum ve hepsi şu cevabı verdi: Tekbir aldıktan sonra Fâtiha Sûresi’ni okur, ikinci tekbirden sonra Hz. Peygamber’e salavât getirir, üçüncü tekbirden sonra ölen kişi için, kendin, anne-baban ve Müslümanlar için dilinin döndüğü kadar dua et.”

Ancak en güzeli şöyle dua etmektir:

“Allahumme’ğfir li-hayyinâ ve meyyitinâ ve şâhidinâ ve gâibina ve sağîrinâ ve kebîrinâ ve zekerinâ ve ünsânâ. Allâhumme men ahyeytehû fe-ahyihî ‘ale’l-islâmi ve’s-sünneh; ve men teveffeytehu fe-teveffehû aleyhimâ. İnneke ta’lemu munkalebenâ ve mesvânâ ve ente alâ külli şey’in kadir. Allâhumme innehû abduke ve’bnu abdike. Nezele bike ve ente hayru menzûlin bihî ve lâ naiemu illâ hayran. Allâhumme in kâne muhsinen fe-câzihî bi-ihsânihi ve in kâne müsîen fe-tecâvez anh. Allâhumme innâ ci’nâke şiife’âe lehûfe-şeffi’nâfiyh. ve kıhî min fitneti’l-kabri ve azâbi’n-nâr va’fiı anhu ve ekrim mesvâhu ve ebdilhu dâran hayran min dârih ve civâran hayran min civârih. Vefalzâlike binâ ve bi-cemî’ii-müslimîn. Allâhumme la tahrimnâ ecrahu ve lâ teftinnâ ba’deh. ”

Türkçesi: “Allâhım! Dirilerimizi, ölülerimizi; cenazede hazır bulunanlarımızı ve bulunmayanlarımızı; küçüklerimizi, büyüklerimizi; erkeklerimizi ve kadınlarımızı bağışla. Allâhım! Hayatta bıraktıklarını İslâm ve sünnet üzere yaşat; vefat ettirdiklerini de İslâm ve sünnet üzere öldür. Sen bizim âkıbetimizi ve varacağımızı yeri bilmektesin. Senin her şeye gücün yeter. Allâhım! O senin kulundur ve kulunun oğludur. Senin konuğun olmuştur. Sen ki huzurunda konuk olunanlann en hayırlısısın, biz senden hayırdan başka hiçbir şey bilmeyiz. Allâhım! Bu zât, vazifelerini gereği gibi yapmış idiyse ona yaptıklarının karşılığım tastamam ver; günahlar işlemişse bağışla onu. Allâhım! Biz şefâatçılar olarak kapma geldik, bizi onun hakkında şefâatçı kıl. Onu kabrin fitnesinden ve cehennem azabından koru. Onu affeyle ve güzelce ağırla. Onu diinyadakinden daha güzel bir yere yerleştir ve daha hayırlı komşular nasip eyle. Bunu bize ve diğer bütün müslümanlara da ilısân cyic. Allâhım! Bizi onun sevabından mahrum etme ve ondan sonra bizi fitneye düşürme.”

Dördüncü tekbirden sonra İse şöyle der:

Rabberıâ âtinâ fi’d-dünya haseneten vefli âhirati haseneten ve kınâ azâbe’n-nâr.

Çevirisi: “Rabbimiz bize dünyada ve âhirette güzellik ver ve bizi cehennem azabından koru.”
Hanbelî fıkıh bilginlerinden kimisi “Dördüncü tekbirden sonra bir süre sessiz kalır ve hiçbir şey söylemez” demiştir.
Sonra sadece sağ tarafına selâm verir. Salına ve soluna selâm verse bu da olur. Nitekim İmam Şâfıî’nin görüşü budur.
Ancak Ahmed b. Hanbel tek selâm verileceği görüşünü tercih ederek şöyle demiştir: Altı sahâbîden cenaze namazında tek selâm verdikleri nakledilmiştir. Bu sahâbiler, Ali b. Ebû Tâlib, Abdullah b. Abbâs, İbn Ömer, İbn Ebî Evfâ, Ebû Hüreyre ve Vâsile İbnü’l-Eska‘’dır.
Hz. Peygamberin (s.a.v.) de kıldığı cenaze namazında sadece sağına selâm verdiği nakledilmiştir.
Cenazeye daha çok dua etmek isterse şu dualan da okuyabilir.

el-hamdu lillâhi’llezî emâte ve ahyâ vei-hamdu lillâhiilezî yuhyi’l- mevtâ. lehui-azametu vei-kibriyâu vei-mülkü ve’l-kudratü ve’s-senâ. vehuve ‘alâ külli şey’in kadir.

Tercümesi: Her türlü övgü öldüren ve dirilten Allâh’a aittir. Her türlü övgü ölüleri diriltecek olan Allâh’a aittir. Yücelik, kibriya, mülk, kudret ve ve sena ona aittir. O her şeye kadirdir.

Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed kemâ salleyte ve rahimce ve bârakte alâ İbrâhime ve alâ âli İbrahîme inneke hamîdün mecîd.

Türkçesi: Aliâhım! İbrahim’i ve neslini bağışlayıp rahmetinle muaemele ettiğin ve onlara bereket verdiğin gibi Muhammedi ve neslini de bağışla, rahmetinle muamele et ve onlara bereket ver. Sen her türlü övgüye lâyıksın ve pek yücesin.
Allâhumme innehu abduke ve’bnuabdike ve’bnııemetike. F.ntehalaktehü ve razakteh, ve ente emettehû ve ence tulyihi ve en t e ca’lemu bi-sirrih. Ci’nâke şüfe’âe lehu fe-şçffi’nü fiyh.

Türkçesi: Allahım! Bu senin kulundur, kulunun oğludur ve câriyenin oğludur. Onu sen yarattın ve nzkını da sen verdin. Canını sen aldın ve tekrar diriltecek olan da sensin. Sen onun kalbinden geçenleri bilirsin. Şefaat etmek üzere kapma geldik, bizi onun hakkında şefaatçi kıl.

Allâhumme innâ nestecîru bi-habli civârike lehu. İnneke zû vefâin ve zimmeh.

Türkçesi: Allahım! Onu koruman altına almanı diliyoruz. Sen sözünün erisin, verdiğin sözü tutmazlık etmezsin.

Allâhumme kıhîmin fitneti’l-kabri ve azabi cehennem.

Türkçesi: Allahım! Onu kabrin fitnesinden ve cehennem azabından koru.

Allâhumma’ğftr lehû ve’rhamhu ve ‘âfihi va’fu anhu ve ekrim mesvâhu ve vessi’ medhalehû va’ğsilhu bi-mâin ve selcin ve berâdin ve-nakkihl mine’l-hatâyâ kemâyünakkâ’s-sevbuİ-abyadu mine’d-denes. Ve enzilhu dâran hayran min dârihi ve zevcen hayran min zevcihî ve ehlen hayran min ehlih. Ve edhûhu’l-cennete ve neccihîmine’n-nâr.

Türkçesi: Allâlıım! Onu bağışla, ona rahmetinle muamele et, ona afiyet ver ve onu affet. Güzelce ağırla onu ve girişini genişlet. Onu su, kar ve dolu ile yıka ve beyaz bir elbise kirinden arındığı gibi onu da günahlarından arındırıp tertemiz et. Ona bu dünyadan daha hayırlı bir yere yerleştir, bu dünyadakinden daha hayırlı bir eş nasip et ve bu dünyadakinden daha hayırlı bir aile ihsân et. Onu cennetine koy ve cehennemden kurtar.

Allâhumme in kâne muhsinen fe-câzihî bi-ihsânihi ve in kâııe müsîen fe-cecâvez anh.

Türkçesi: Aliâhım, o, iyilik sahibi ise iyiliklerinin karşılığını eksiksiz ver; kötülük sahibiyle onu affet.

Allâhumme innehü kad neete hibe ve enle hayru menzülin bih. Vehuve f’akîrun ilâ rahmetik vc ente ganiyyun an azabih.

Türkçesi: Allâhım! O senin huzuruna konuk oldu ve sen huzurunda konuk olunanlann en hayırlısısın. O senin rahmetine muhtaçtır, Sense ona azab etmekten müstağnisin.

Allâhumme sebbit ‘inde mes’eletihî mantıkahu ve lâ tebtelihîfî kabrihî bimâ lâ takâte bih. Allâhumme la tahrimnâ ecrahu ve lâ tefcinnâ ba’dehu.
Allâhım! Sorguya çekileceği zaman dilini aç ve kabrinde gücünün yetmeyeceği ağır bir imtihana tabi tutma onu. Allâhım! Onun ecrinden bizi mahrum etme ve ondan sonra bizi fitneye düşürme.
Cenaze bir kadına aitse (yukarıda altı çizili olan cümlenin yerinde) şöyle der:
Allâhumme innehâ emetuke ve’bnetu abdike ve emetike.

Türkçesi: Allâhım! O senin câriyeııdir, kulunun ve câriyenin kızıdır.
Bütün bunları okuyarak dua etmeyi sonlandırır.
Ahmed b. Hanbel’e göre cenaze namazını kılmaya en liyâkatlı olan kişi ölenin cenaze namazını kılması için vasiyette bulunduğu kimsedir; sonra vali, sonra (babası, babasının babası gibi) usûlden olan en yakın asabesidir. Usûlden olan asabesinden hiç kimse yoksa (oğlu, oğlunun oğlu gibi) furu’dan olan en yakın asabesidir. Bunlardan da kimse yoksa kendisine en yakın olan diğer asabesidir.
Kocasının oğlundan öncelikli olup olmadığı konusunda Ahmed b. Hanbel’den iki farklı görüş nakledilmiştir.

Sahabe (r.anhum) vefat ettiklerinde cenaze namazlarının belirledikleri şahıslar tarafından kılınmasını vasiyet etmişlerdir. Mesela Hz. Ebû Bekir, cenaze namazını Hz. Ömer’in kıldırmasını; Hz. Ömer de oğlu yaşıyor olmasına rağmen cenaze namazını Suheyb-i Rûmî’nin kıldırmasını vasiyet etmiştir. Ebû Şurayha (r.a.) cenaze namazını Zeyd b. Erkam’ın kıldırmasını; Ebû Meysere, Şureyh’in kıldırmasını, Hz. Âişe Ebû Hüreyre’nin kıldırmasını; Ümmü Seleme de Saîd b. Cübeyr’in kıldırmasını vasiyet etmişlerdir.
Çocukların cenaze namazında ise şöyle dua edilir:

Allâhumme innehû abduke ve ‘bnu abdike ve’bnu eme tik. Ente halaktehû ve razakteh. Ve ente emettehû ve ente tuhyîh. Allâhumme’c ‘alhu li-vâlideyhi selef en ve zuhran vefaratan ve ecran ve sakkil bihî mevâzînehumâ ve azzım bihî ucûrahumâ ve lâ tahrimnâ ve iyyâhumâ ecrahû ve lâ teftinnâ ve iyyâhumâ ba’deh. Allâhumme elhıkhu bi-sâlihi selef’Umü’minînefî kefâleti İbrahim ve ebdilhu dâran hayran min dârih ve ehlen hayran min ehlin ve âfthî min azâbi cehennem. Allâhumme’ğfir li-efrâtinâ ve eslâfnâ ve men sebekanâ bii-îmân. Allâhumme men ahyeytehû minnâ fe-ahyihî ale’l-islâm ve men tevejfeytehû minnâfe-teveffehû ale’l-îmân. Va’ğfrli’l- mü’minîne vei-mü’minâtii-ahyâi minhum ve’l-emvât.

Türkçesi: Allâhım! Bu, senin kulundur, kulunun oğludur, câriyenin oğludur. Onu sen yarattın ve nzkını da sen verdin. Canım sen aldın, yeniden can verecek olan da Şensin. Allâhım! Onu anne babası için bir öncü ve hazine kıl ve anne-babasına büyük ecir ver. Amel terazilerinde iyilik kefesini onunla ağırlaştır ve büyük sevap ver. Onun ecrinden bizi de, anne-babasını da mahrum etme; bizi de anne-babasını da onun ölümünden sonra fitneye düşürme. Allâhım! onu İbrahim’in kefaletinde, geçmiş mü’minlerin salihleri arasına kat. Onu daha iyi bir yurda yerleştir ve daha iyi bir ailenin efrâdına kat. Onu cehennem azabından kurtar. Allâhım! Geçmişlerimizi, geleceklerimizi ve bizden önce iman şerefine erişen herkesi bağışla. Allâhım! Sen bizden her kimi hayatta bırakırsan onu müslüman olarak yaşat; kimi de vefat ettirirsen onun da canını iman ile al. Kadınıyla erkeğiyle, yaşayan ve ölmüş bulunan bütün mü’minleri bağışla.

Düşük, organlan oluşmuş ve insan biçimine gelmişse yıkanır ve cenaze namazı kılınır. Sadece bir et parçası olarak düşmüşse yıkanmadan ve cenaze namazı kılınmadan defnedilir. Küçük çocukları bir erkek veya bir kadının yıkaması arasında fark yoktur. Çünkü Hz. Peygamberin oğlu İbrahim on sekiz aylıkken vefat etmiş ve onu kadınlar yıkamıştır.