Kitapların Peygamberlere Vahyedilme Şekli

By | 8 Nisan 2015

kitaplarin-peygamberlere-vahyedilme-sekliVahiy, kelime olarak, ‘ima etmek, fısıldamak, işaret etmek, ilham ve telkinde bulunmak, seri ve gizli bir şekilde bildirmek’ gibi anlamlara gelir. Bir terim olarak ise, vahiy ‘Yüce Allah’ın, bildirmek istediği hidayet ve buyruklarını elçi olarak seçtiği kullarına, doğrudan veya bir melek vasıtasıyla mutat olmayan gizli bir yolla bildirmesidir.’

Vahyin mahiyetini bilmek ve kavramak o hâli yaşamayan biz insanlar için imkânsızdır. Bu itibarla biz, -beşer açısından- vahyin makul ve zarurî olduğunu kabul eder, özü ve mahiyetiyle ilgilenmeyiz.

Vahyin geliş şekillerini de, peygamberlerin dışında hiçbir insan idrak edemeyeceğinden, bunu aklî muhakeme ile değil ancak onların bildirmesiyle öğrenebiliriz. Kur’ân’da vahyin üç türünden bahsedilir:

“Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından hitap ederek ya da aracı bir melek göndererek, dileklerini onun vasıtasıyla elçisine vahyeder..” (Şûrâ sûresi, 42/51)

İslam Dini’nde vahiy, âyette bildirildiği üzere şu üç husustan birine ircâ ile gerçekleşegelmiştir:

1. Cenab-ı Allah’ın, peygamberin kalbine mesajı doğrudan bırakmasıyla (ilkâ)
2. Peygamberlerin, his ve kulak gibi zâhir ve bâtın alıcılarına emir ve isteklerini duyurmakla.
3. Belli bir şekil ve surete bürünmüş vahiy getirmekle vazifelendirilen bir meleğin elçi olarak gönderilmesiyle.
Cenâb-ı Hak emir ve mesajlarını, fevkalâde donanımlı insanlar olan peygamberân-ı izâma, bu üç yoldan biriyle duyurmuş ve çoğunluk itibarıyla bu konuda bir melek istihdam ederek kendi sistemini insanlara talim buyurmuştur. Kur’ân ve Sünnet-i Sahiha vahiy meleğinin Cibrîl olduğunu bildirmişlerdir.

Peygamberler vahyi alma esnasında şuur hâlindedirler. Kendilerini ve şuurlarını kaybetmek değil, bilâkis şuurlarının teksifi (sırf şuur kesilmeleri) söz konusudur. Peygamberlerle alâkalı bu duruma, -Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) şahsında- Allah, şöyle dikkat çeker:

Vahyi çarçabuk bellemek için dilini kımıldatma, onu toplamak ve kıraatini sabit kılmak, Bize aittir. Biz sana Kur’ân’ı okuyunca, sen de onun okunuşuna tâbi ol.” (Kıyame sûresi, 75/16-18) Bu âyet, vahiy esnasında bir peygamberin bütün dikkat ve şuurunu muhafaza ettiğini gösterir.