Kıblenin Değişmesi ve Namazın Önemi Nedir ?

By | 4 Nisan 2015

Kıblenin Değişmesi ve Namazın Önemi NedirKıblenin Değişmesi ve Namazın Önemi Nedir ?

Ebu İshak, Bera’dan bildirdi o şöyle dedi:

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye ilk geldiğinde Ensar’dan dedelerinin veya dayılarının yanına indi. Beytul-Makdis cihetine doğ­ru on altı veya on yedi ay namaz kıldı. Bu arada da kıblesinin Kâbe olma­sını temenni ediyordu. Kâbe’ye doğru kıldığı ilk namaz ikindi namazı idi. Onunla beraber bir topluluk namaz kıldı. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber namaz kılanlardan birisi, namazda rükuda oldukları halde kendi ehlinin mescidine geldi ve dedi ki: Allah’a yemin ederim ki Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemle birlikte Mekke’de bulunan Kâbe cihetine doğru namaz kıldım. Onlar namazda rükuda oldukları halde Kâbe cihetine yöneldiler. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin namazında Beytul-Makdis’e yönelmesi Yahudilerin hoşla­rına gidiyordu. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem namazda yüzün­ü Kâbe cihetine çevirince bu onların hoşuna gitmedi.

Zuheyr dedi ki: Bize Ebu İshak bu Bera hadisinden bildirdiğine göre şöyle dedi: Kıblenin Beytul-Makdis’ten Kâbe’ye değiştirilmesin­den önce öldürülen kardeşlerimiz vardı. Biz onlar hakkında ne diyece­ğimizi bilemedikte Allah «Allah sizin imanlarınızı zayi edecek değil­dir.» (Bakara 143] âyetini indirdi.

Vaaz

Allah Teala buyuruyor ki; “Allah imanlarınızı zayi edecek değil­dir.” “Bu ayet ile kastedilen; Beytül Makdis’e yönelerek kılınan namaz­lardır.

Muhakkak ki namaz, tevhidden sonra dinin üzerine bina edildiği şeylerin en önemlisidir. Onun dindeki yeri, bedendeki başın misali gi­bidir. Müminlerin emiri Ömer Bin el-Hattab radıyallahu anh her tarafa şöyle yazıp göndermişti; “Bana göre işlerinizin en önemlisi namazdır. Kim onu korursa dinini korumuş olur. Kim onu kaybederse, her şeyini kaybetmiştir. Namazı terk edenin İslam’dan nasibi yoktur.”

Namaz, dinin diğer rükünlerine yardımcıdır. Zira kula Rabbin yü­celiğini, kulluğun zilletini, sevap ve cezaya eriştiren işleri hatırlatarak, itaat için boyun eğmesini kolaylaştırır. Bunun için Allah Teala buyurur ki; “Sabır ve namazla yardım isteyiniz”

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki; “İşin başı İslam’dır. Onun direkleri namaz, zirvesi Allah yolunda cihaddır.”

Namaz, çadırı ayakta tutan direk gibi, dini ayakta tutan direğidir. Bin tane kazığı çakılmış bir çadır, ortasında direk olmadan ayakta du­rur mu hiç?

Misver Bin Mahrame (Allah ondan razı olsun) diyor ki; “Ömer Bin el-Hattab(Allah ondan razı olsun)’ın yanma girdiğimde örtünmüş hal­de yatıyordu. “Onun halini nasıl buluyorsunuz?” dedim. “Gördüğün gibi” dediler. “O’nu namaz için uyandırın. Zira sizler ona namazdan daha korkunç gelen bir şeyle uyandıramazsınız” dedim. “Namaz! Ey müminlerin emiri” dediler. Bunun üzerine; “Tamam o zaman! Namazı terk edenin İslam’dan nasibi yoktur” dedi ve yarasından kan damladı­ğı halde namazı kıldı.”

Namaz esnasında yemek, içmek, başka tarafa yönelmek ve (na­maz fiili olmayan) hareket yasaktır. Namaz dışındaki ibadetler ise böyle olmayıp, sadece bazı organlara farz kılınmıştır. Oruç tutan kişi, konuşabilir ve hareket edebilir. Cihad eden, başka tarafa yönelebilir ve konuşabilir. Hac yapan yiyip içebilir. Fakat namaz, kalp, akıl, beden ve dile yönelik ibadet türlerini kapsayan bir ibadettir. Dile yönelik olanlar; iki şehadet, tekbir, sığınma, besmele, Kuran okuma, teşbih, tahmid, istiğfar ve dualardır. Organların ki; ayakta durmak, rükuya eğilmek, secdeleri yapmak, itidal, iniş, kalkış ve oturuştur. Akla yönelik olanlar; tefekkür, düşünme, kavrama ve anlamadır. Kalbe yönelik olanlar; huşu, incelik, korku, ümit, manevi tat almak, boyun eğmek ve ağlamaktır.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem namazı, bir olan Allah’a iman olarak saymıştır. Beyhaki rahimehullah diyor ki; “İbadetler içeri­sinde imandan sonra küfrü kaldırıcı, Allah Azze ve Celle’nin iman diye isimlendirdiği başka bir ibadet yoktur. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de terki küfür olan şeyin ancak namaz olduğunu belirtmiştir.”

Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “Fakat Allah size imam sevdir­miş ve onu kalplerinizde süslemiştir. Küfrü, fışkı ve isyanı ise size çirkin göstermiştir.” (Hucurat 7) Bize sevdirdiği şeyler ile bize çirkin gösterdiği şeyler arasında zıtlık vardır. Sevdirdiği şeyleri iman olarak zikretmiş, bunun zıddı olan çirkin gösterdiği şeyleri de küfür ve fısk olarak belirtmiştir.

Vaazdan Öğrendiklerimiz:

  1. Beytul-Makdis cihetine doğru onaltı veya onyedi ay namaz kı­lındı.
  2. Nasih ve mensuh dinde vardır.
  3. Kâbe’ye doğru kılınan ilk na­maz ikindi namazıdır.
  4. Kuba ehli namazda rükuda oldukları halde Kâbe cihetine yöneldiler.
  5. Allah Rasûlü namazında Beytul-Makdis’e yönelmesi Yahudilerin hoşlarına gidiyordu.
  6. Muhakkak ki namaz, tevhidden sonra dinin üzerine bina edildiği şeylerin en önemlisidir.
  7. Onun dindeki yeri, bedendeki başın misali gibidir.