Kelime-i Tevhid’in Esrar ve Fazileti

By | 24 Eylül 2014

kelime-i şehadetSevgili Kardeşlerim!
“La ilâhe illallah” diyerek lisanını hareket ettiren kimse bunu çokça söylemesi lazım gelir ki tesirini görsün, esrarına ulaşsın. Bu durumda Kelime-i Tevhid her gün en az yüz, beşyüz, bin kere okunmalı ve bu sayı beş bine çıkarılmalıdır. Daha sonra bunu onbin sayısına çıkarmak şüphesiz tesirini daha çabuklaştıracaktır. Çünkü Tevhid kalbin cilasıdır.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de: “Allah’ı çok çok zikrediniz ki kurtuluşa eresiniz” buyurmaktadır. Demek oluyor ki zikir ne kadar çok olursa kurtuluşa o kadar erken ulaşılır.
Yine Kur’an-ı Kerim’de:
“Yazıklar olsun Allah’ı anmaktan (uzak durup) kalbi katılaşan kimselere”’ buyurmaktadır.
Zikirden maksat sadece dilin hareket ettirilmesi değildir. Büyüklerin yaptıkları gibi tefekkür ve nefsin ıslahını da geye edinmek ve bu yolda sabır ve sebat üzere bulunmak lazımdır. Tefekkürsüz zikir ve ibadetin semeresi pek azdır. Halbuki tam bu şu’ur ve tefekkürle yapılan Tevhid zikri tek Allah’a erişme gayesini çabuklaştırır. İnsanların pek çoğu bu inceliği henüz kavrayamamışlardır.
Esasen bu iş nefsin terbiyesi ile beraber olduğu zaman şüphesiz kısa zamanda büyük bir olgunluk ve kemal meydana getirir. Şurasını unatmamak lazımdır ki, mana büyükleri, saliklerine zikir telkin ederken Tevhid zikrini ön plana almışlar, bununla nefislerin ıslahını kalblerin temizlenmesini çabuklaştırmalardır.
Kelime-i Tevhid’in günahları yok etmede, nefis ve ruhların ıslahında olan büyük tesirini, başta Resul-i Ekrem (s.a.v) olmak üzere nice maneviyat ehli dile getirmişlerdir.
Bu hususta özellikle Resûlullah (s.a.v) Efendimizin birkaç hadis-i şerifini nakledelim:
“Kim yetmiş bin defa “La ilahe illallah” derse Allah’ü zelcelal onu cehenneminden korur, azad eder.”
Ve yine buyurdu:
“Bir kul samimi olarak “La ilahe illallah” derse günahlardan kaçındığı müddetçe onun için göklerden kapılar açılır, hatta duygu ve düşünce ile okunan bu Tevhid arşa ulaşır.”
Hz. Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Hepiniz cennete gireceksiniz, ancak sahibinden kaçan deve gibi, Allah’ın rahmetinden kaçanlar müstesnadır.”