Kayınvalideye “Anne”, Kayınpedere “Baba” Diyebilir Miyiz?

By | 28 Ocak 2015

kayinvalideye-anne-kayinpedere-baba-diyebilir-miyiz     Kayınvalide ve kayınpedere “anne-baba” denmesinde bir sakıncadan söz edilemez. Kayınvalide ve  kayınpedere “anne-baba” demekle, onlar gerçek anne-baba olacak değillerdir. Bu sadece bir hürmet ve bir  saygı ifadesidir. Nitekim bir akrabalık söz konusu olmadığı halde yaşça bizden büyük insanlara “ağabey,  abi, amca, dayı; abla, teyze, hala” dememiz gibi.
Yakın akrabalara hitap şekli daha çok bizim gelenek ve göreneklerimizde bulunuyor. Başta Araplar olmak  üzere diğer İslâm milletlerinde bu mesele bizdeki kadar yaygın değildir.”Anne, baba, amca, hala ve teyze”    gibi hitap şekilleri, meselâ Araplarda vardır, ama “ağabey, abi, abla” gibi hitap şekilleri sadece bize mahsus bir âdet olduğu gibi, kayınvalide ve kayınpedere “anne, baba” demek de yine bize has bir âdettir.Zaten Batı ülkelerinde böyle bir şey hiç mevcut değildir. Bu âdetin bizde yerleşmesinin en mühim sebebi, Osmanlıdan kalma bir edep, bir nezaket ve bir terbiye şekli olmasıdır.Bunun için hadislerde ve fıkıh kitaplarında bu mesele hakkında açıklayıcı, hüküm bildirici bir bilgi bulunmaz.Bilindiği gibi, Hz. Ebû Bekir’in kızı Hz. Âişe ve Hz. Ömer’in kızı Hz. Hafsa Peygamber Efendimizin (a.s.m.) hanımları idiler.

Böylece Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer Peygamberimizin (a.s.m.) kayınpederleri sayılıyordu.Bunun yanında Hz. Ali Hz. Fâtıma ile, Hz. Osman da önce Hz. Rukiyye, onun vefatı üzerine daha sonra Hz. Ümmü Gülsüm ile evlenmekle Peygamberimizin (a.s.m.) birer damadı idiler.
Hal böyle iken, ne Peygamberimizin (a.s.m.) Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer’e; ne de Hz. Ali ile Hz. Osman’ın Peygamberimize “baba” dedikleri bilinmemektedir.Diğer bütün sahabiler gibi bu zâtlar da Peygamberimize, “Yâ Resulallah!” şeklinde hitap ediyorlardı.Diğer taraftan, Kur’ân’m ifadesiyle Peygamberimizin (a.s.m.) hanımları “mü’minlerin annesi” olduğu gibi, Peygamberimiz de müminlerin mânen babası hükmündedir. Bunun için Peygamberimizin ( a.s.m.), kendi hanımlarının babalarına, “baba” demesi uygun düşmezdi.Buna göre hadis ve sünnette kayınvalideye “anne,” kayınpedere de “baba” denmeyeceğine dair bir işaret çıkarılabilir.
Fakat kelimenin kendisinden de anlaşılacağı gibi, “kayınpeder”in aslı “kaimipeder”; “kayınvalide” de “kaimivalide”dir ki, baba ve anne yerine geçen, baba ve anne mevkiinde bulunan” demektir. Yani hiçbir şekilde gerçek baba değildir, olamaz da…
Meselenin bir de fıkhî ciheti vardır. Şöyle ki:
Herhangi bir sebeple karı-koca boşanacak olsalar, daha sonra hiçbir şekilde erkek kayınvalidesi ile, gelin de kayınpederi ile evlenemez. Bu şahıslar gerçek anne-baba ve evlât gibi birbirlerine ebediyen haramdır. Bu durumda da anne-baba konumundadırlar.
Bu arada şu hususu da belirtmeden geçmeyelim: Kayınvalide ve kayınpedere “anne-baba” demekle, onlar gerçek anne-baba olacak değillerdir. Bu sadece bir hürmet ve bir saygı ifadesidir.Nitekim bir akrabalık söz konusu olmadığı halde yaşça bizden büyük insanlara “ağabey, abi, amca, dayı; abla, teyze, hala” dememiz gibi.Diğer taraftan karı-kocanın birbirlerine nâzik ve yumuşak davranmaları, birbirlerinin yakınlarını onların hoşuna gidecek hitaplarla çağırmaları ve saygılı hareket etmeleri karşılıklı haklardan sayılmaktadır.
Bunun yanında bazı bölgelerimizde kayınvalide ve kayınpederler kendilerine “anne-baba” denmediği zaman rahatsızlık duyuyorlar, hattâ bunu bir “mesele” haline getiriyorlar.
Bütün bu açıklamalar ışığında kayınvalide ve kayınpedere “anne-baba” denmesinde bir sakıncadan söz edilemez.