İstihare Namazı Nedir?

By | 2 Nisan 2015

istihare-namazi-nedir    Câbir b. Abdullah’tan şöyle nakledilmiştir:

“Allâh Rasûlü (s.a.v.), âdeta Kur’ân’dan bir sûreyi öğretir gibi herhangi bir konuda istihare etmeyi öğretirdi.
Bir şey yapma veya bir yolculuğa çıkma karan aldığınızdafarz haricin de iki rekât namaz kılarak şöyle deyin:

Allâhumme innî estehînıke bi-ilmike ve estakdiruke bi-kudratike ve es’eluke mıhfadlikeli-azîm. Fe-inneke takdiru ve lâ akdiru ve talemu ve lâ a’lemu ve ente allâmu’l-guyûb. Allâhumme in kunte taİemu en- ne haze’l-emre -işiniz neyse burada onu söylersiniz- hayrun lifi dinî ve dünyâye ve âhiratî ve âkıbeti emri ve ‘âcilihi ve âcilihifa’kdurhu lî ve yessirhu lî summe bârik lîjih. Ve illâ fa ’srifhu annî veyessir liyel-hayra hay su mâ kuntu ve raddınî hi-kadâike yâ erhame’r ruhimin.”

Türkçesi: Allâhım! Senin sonsuz ilmine iltica ederek hakkımda hayırlısı neyse onu diliyorum. Sonsuz kudretine sığınıyor ve engin lütfundan istiyorum. Çünkü senin kudretin sonsuzdur, ben ise acizim; sen her şeyi bilirsin, ben ise câhilim. Sen her türlü gaybdan haberdar olansın. Allâhım! Bu işin dünya ve âhirette hem dinim, hem de dünyalık işlerim için daha hayırlı olacağını biliyorsan bana onu yaz, benim için onu kolaylaştır ve bereketli kıl. Değilse onu benden ırak eyle ve her nerede olursam olayım hakkımda hayırlısı neyse onu nasib eyle; beni de verdiğin hükümden hoşnut et, ey merhameti sonsuz olan Allâh!

Şu halde bir kimse ticaret, hac ya da ziyaret amaçlı herhangi bir yolculuğa çıkma kararı aldığında iki rekât namaz kıldıktan sonra şöyle demelidir;

“Ya Rabbi! Ben bu yolculuğa çıkmaya niyetliyim; ama senden başkasına ne güvenim var, ne de ümidim. Ne kendisine güvenebileceğim bir gücüm var, ne de başvurabileceğim bir çarem. Elimden gelen tek şey senin lüftunu istemek, rahmet ve ihsanına yönelmek ve sana güzelce ibadet etmek için huzurunda durmaktır. Ya Rabbi! Sen sonsuz ilminde benim bu yolculuğumda başıma gelecek olan hayır ve şer namına her şeyi biliyorsun. Sonsuz kudretinle bana yazılmış olan bütün musibet ve sıkıntıları bertaraf eyle ve beni her türlü dertten kurtar. Rahmetinle üzerimi bürü, yardımını lütfet, koruman altına al ve beni âfıyette kıl.”
Sonra yükünü hayvana yükleyip yolculuğa bilfiil başlayınca şöyle dua eder:
“Ya Rabbi! Senin benim üzerimdeki hükmün/yazgın bir hakikattir. Ümitlerimi boşa çıkarma ve sakındığım şeylerden beni koni. Dünya ve âhiretimde benim için hayırlısı ııcysc bana onu ver. Ya Rabbi! Geride bıraktığım eşimi, çocuklarımı ve yakınlarımı sana emanet ediyomm; vatanından uzakta olan mü’minlerin ailelerini cıı güzel şekilde nasıl konıyup kolluyorsan benim ailemi de koru kolla, açıklarım ört, onları her zarardan koni, onlara geçimlerine yetecek kadar rızık veı, kötülükleri onlardan def et, dünya ve âhirette beni hoşnut ve mııtlıı edecek şevleri Ih::,ııı eyle ve beni sana şükredenlerden, scııi zikredenlerden ve güzelce Ihadel edenlerden eyle. Yolun sonunda benden razı ol ve beııl cennetine ııl, ev ralııııell tıoıııaız olan Allâhım
Ayrıca yolculukta Hz. Peygamberin (s.a.v.) de çokça ettiği nakledilen şu duayı sık sık etmelidir:
“Henüz ben, kendisinden söz edilen bir şey değil iken beni yaratan Allah’a hamd ve senalar olsun. Dünyanın korkuya sevk eden olaylanna ve gündüz ve gecenin musibetlerine karşı bize yardım eyle. Zalimlerin yaptıktan zulümlerin şerrine karşı bize kâfi gel. Allâhım! Yolculuğumda bana eşlik et, ailemi de koruyup kolla. Verdiğin nzıklan bereketli kıl. Kendi içimde beni zelil kıl, başkalannm gözünde ise aziz kıl. Ahlâkımı düzelt. Ya Rabbi! Beni Sana sevdir/seveceğin bir kul eyle. Gökleri ve yeri nuruyla aydınlatan, öncekilerin ve sonrakilerin işlerinin yolunda yürümesini sağlayan yüce varlığın hatınna, bana öfkeyle muamele etme. Her türlü iyiliği yapabilme ve kötülükten kaçabilme gücü senin sayendedir. Allâhım! Yolcuğunun meşakkatlerinden ve dönüş yorgunluğundan, nzkın arttıktan sonra eksilmesinden ve mazlumun duasından Sana sığmıyorum. Ya Rabbî! Yeryüzünü bizim için küçült ve yolculuğu bize kolaylaştır. Senden eksiksiz bir hayır, mağfiret ve nza diliyorum. Senden her türlü havn diliyorum. Sen her şeye kâdirsin.”
Evinden çıkarken şöyle demesi güzel olur:
“ Allâh’a güvendim. İyilik yapma gücü ve kötülükten kaçınma direnci ancak Allâh’ın iradesiyledir.”
Gelen bir habere göre evden çıkarken böyle diyen kimseye “Koruma altına alındın ve sana yeterli gelecek bir kapı buldun.”
Bir kişi hayvanına binerken üçer kez Allâhu ekbervz el-hamdu lillâh dedikten sonra şöyle demesi güzel olur:
“Sübhânellezîsehhara lenâ hâza ve mâ kunnâ lehû mukrinîn. Sübhâneke lâ ilahe illâ ente. Zalemtu nefsîfa’ğfir lîinnehû lâyağftru’z-zünûbe illâ ente. ’’
Türkçesi: Bu bineği bizim emrimize âmâde kılan Allâh ne yücedir! Biz ki o dilemeseydi aslâ böyle bir imkân bulamazdık. Zatının hiçbir ortağı olmayan Allâh’ım sen ne yücesin! Ben kendime yazık ettim, beııl bağışla. Senden başka hiçbir varlık günahları bağışlama yetkisine sahip değildir.”

İbn Ömer’den nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) yolculuğa çıkmak üzere hayvanına bindiği zaman şöyle derdi:

“Allâhım! Ben bu yolcuğumda bir tek takvâyı ve razı olacağın işler yapmayı diliyorum. Allâhım! Bu yolcuğu bize kolaylaştır ve yeryüzünü bizim için küçült. Allâhım! Yolculukta yoldaşımız Şensin, ailemizi koruyup kollayacak olan da sensin. Allâh’ım yolda bize yoldaş ol ve ailemizi koruyup kolla.”

İbn Cüreyc şu duayı da ilâve etmiştir:

“Allâh’ım! Yolcuğulun meşakkatlerinden, akıbetimizin kötü olmasından ve ailemizin ve malımızın zarar görmesinden sana sığınınz.”
Bir şehre veya köye girme kararı aldığında -Hz. Peygamber’den nakledildiği üzere- şöyle demesi güzel olur:
“Allâhım! Ey yedi kat göklerin ve gölgeledikleri bütün varlıkların Rabbi! Yedi kat yerlerin ve içlerinde sakladıklan bütün varlıklann Rabbi! Şeytanların ve yoldan çıkardıkları bütün insanların Rabbi! Senden bu köyün haynnı, halkının hayrını ve içindeki her şeyin haynnı diliyorum. Onun şerrinden, halkının şerrinden ve içindeki her şeyin şerrinden sana sığınıyorum. Buradaki hayırlı insanlann sevgisini diliyorum ve şerli insanlann şerrinden sana sığınıyorum.”