İnsanlar İçin İlk Kurulan Kutsal Ev

By | 3 Mart 2015

insanlar-icin-ilk-kurulan-kutsal-ev Şimdi, kırmızı bir tepe ve kuru topraktan ibaret olan yerde Kabe kurulmuş ve yükselmişti.
Yüce Allah, Kuı^ân-ı Kerîm’de bu Kutsal Ev için şöyle buyurmuştur:
«İnsanlar için ilk kurulan ev, Mekke’deki evdir ki kutludur. Ve bütün insanlar için hidayet kaynağıdır.»
Ve yine o Beytullah için Kur’an-ı Mübîn şöyle buyurmaktadır:
«Onda nice açık işaretler vardır. Ve hele İbrahim’in makamı oradadır. Kim oraya girerse saldırıdan emin olur. Oraya gitmeye gücü yeten herkesin o ibadet evinizi ziyaret etmesi de insanlar üzerinde Allah’ın hakkıdır. Kim bu farzı tanımaz ise, Allah’ın kesinlikle ihtiyacı yoktur. Yüce Allah bütün âlemlerden müstağnidir.» (Âl-i İmrân sûresi, âyet: 97)
Hazret-i İbrahim oğlu İsmail’e Kabe temellerini yapıp yükselttiken sonra şöyle dua etti:
«Yarabbi! Burasını güvenli bir belde kıl. Halkından olanların Allah’a ve âhiret gününe inananlarını çeşit çeşit yemişlerle rızıklandır.»
Allahü Teâlâ da Hazret-i İbrahim’e şu vahiyde bulundu:
«Kim kâfirse ben onu dünyanın az vaktinde rızıklandırırım. Sonra onu âhiret’te Cehennem azabına tutarım. Orası dönülecek olan ne yavuz yerdir.» (Bakara sûresi, âyet: 126)
Allah’ın bu vahyinden sonra İbrahim’le İsmail, baba oğul ikisi, Allah’a dileklerini yükselttiklerini Kuran-ı Azîmüşşan şöyle bildiriyor: «O zaman ki İbrahim ve İsmail Kabe’nin temelini yükselttiler. Şöyle duada bulundular: “Ey bizim Rabbimiz! Bizim yap¬tıklarımızın iyilerini kabul et. Çünkü daima işiten, daima bilen ancak sensin!» (Bakara sûresi, âyet: 127)
Ve sonra dualarına şöyle devam ettiler:
«Ey Yüce Rabbimiz! İkimizi de yalnız sana teslim olan kullarından eyle. Zürriyetimizden sana itaatkâr bir ümmet yetiştir. Bu Mukaddes Eve haccetmenin yollarını göster. Tevbelerimizi kabul buyur. Gerçektir ki, tevbeleri kabul edici, bağışlayıcı sensin.» (Bakara sûresi, âyet: 128)
Mü’min kul her an Yüce Rabbine yakarıcı olur. Baba oğul, Hazret- i İbrahim ve İsmail (A.S.)’lar da yakarışlarım bırakmadılar. Dualarını şöyle sürdürdüler:
«Ey bizim Rabbimiz! Soysopumuzdan gelecek olan Müslüman ümmetten bir yalvaç, bir resul yolla ki onlara senin âyetlerini okusun. Onlara kitabı (yâni Kur’an’ı ve onun hikmetlerini) öğretsin. Hem de onları günahlardan arıtsın. Gerçektir ki aziz, benzersiz güçlü, doğru işli, doğru sözlü yalnız Sensin.» (Bakara sûresi, âyet: 129)
Cenâb-ı Hak, bu dualariyle İbrahim kulunu daha çok sevdi ve onu Kur’ân-ı Kerîm’inde şöyle övdü:
«Kendi nebisini bilmeyenlerden başka İbrahim’in dininden rağbeti kim giderebilir?. Biz, onu hem dünyada seçkin kıldık ve şerefli eyledik, hem de İbrahim âhiret’te de sahillerdendir!» (Bakara sûresi, âyet: 30)
Neden Cenâb-ı Hak Hazret-i İbrahim’i bu kadar yüce kılmıştı?. Çünkü Rabbi ona:
«Rabbine teslim ol!» dediği zaman o da şu cevabı vermişti:
«Ben de âlemlerin, evrenlerin Rabbine teslim oluyorum.» B
Ve Hazret-i İbrahim kendi dinini:
«Oğullarına, vasiyet etti.»®
O yıl Hazret-i İbrahim, büyük bir gönül rahatlığı içinde Filistin’e Kenan diyarına karısı Sâre’nin yanına döndü. Yaşı yüze yaklaşıyordu. İsmail’in de yaşı on iki, on üç çağma varmıştı.