İnsanı İnkara Götüren Faktörler – 4

By | 7 Nisan 2015

insani-inkara-goturen-faktorler-44 – Yaşanılan zevklerin elden gideceği endişesi: Bir kısım nefsanî saiklerle Allah’ın varlığını kabul etmek istemeyen kafalar, önce Allah’ı inkâr edip, sonra kendilerini rahatlatacak bir delil bulmaya çalışırlar. Çünkü, onlar Allah’a ve âhirete inandıkları takdirde yaşamış oldukları zevklerin hepsinden mahrum olacaklarını düşünürler. Bir diğer ifadeyle, kendilerini hesaba çekecek yüce bir otoriteye/kudrete inanmanın, sarmaş-dolaş
oldukları gayr-ı meşru zevklerden uzak durmayı gerektirdiğini bildikleri için, inkârı bir sığınak olarak görürler. Zira, onlar sorguya çekilmeksizin istek ve arzularını keyiflerince devam ettirmek istemektedirler. Bunun için de bu arzularına hoş gelmeyen her türlü gerçeği görmezlikten gelirler veya onu -sözde bilimsel kılıflarla- iptal etmek için yollar ararlar. İşte bütün inkârcı anlayışların temelinde yatan en güçlü saik budur. Nitekim Kur’ân’da şöyle buyrulur:

“Eğer senin bu davetini kabul etmezlerse, bil ki onlar sadece heva ve heveslerine uymaktadırlar. Halbuki Allah tarafından bir delil olmaksızın kendi heva ve hevesine tâbi olandan daha şaşkın ve sapkın kimse olabilir mi?” (Kasas, 28/50.)

Bu ve benzeri ayetler, geçmiş dönemde olduğu gibi, günümüzde de din gerçeği yerine bir kısım kuruntulara, ütopyalara gönül bağlayan insanları resmetmektedir. Aslında bütün materyalist telâkkilerin temelinde, esası, dinden kaçışa dayalı bir arayış vardır. Diğer bir ifadeyle, yaşadığı hayatın hesabını verme sorumluluğundan kaçarak kendince kayıtsız bir hayat sürme arzusuna dayalı bir maddeperestlik söz konusudur.