İlah’ın Kim ?

By | 1 Nisan 2015

İlah’ın Kim ?İlah’ın Kim ?

“Dinde zorlama yoktur. Gerçekten doğruluk ile sapıklık birbirinden ayrılmıştır. Artık kim tagutu (Allah’tan başka, Allah’a rağmen kendisine boyun eğilip itaat edilen, şahıs, kurum, kuruluş, sistem veya putları) inkâr edip Allah’a iman ederse o, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa tutunmuş olur. Allah her şeyi işitendir, bilendir.” (Bakara Sûresi, 256. Ayet-i Kerime)

Ey Allah’ın yarattığı, türlü türlü nimetlerle donat­tığı İnsan! Söyle ilahın kim? Nasıl yaşayacağına ka­rar veren kim? Kime nasıl itaat ediyorsun? Çarşıda, pazarda, işyerinde, evinde, aşında, devletinde İlah’ın kim? Evlenirken, boşanırken, mirası paylaşırken, he­lallerde, haramlarda İlah’ın kim? Kazanırken, harcar­ken, yerken, içerken, giyinirken ilahın kim? Severken, kızarken, dostu ve düşmanı seçerken, ağlarken, gülerken İlah’ın kim? Düğünde, ölümde, bayramda, seyranda İlah’ın kim? Secdede, duada, oruçta, hacda İlah’ın kim? Namazda, niyazda, zikirde ilahın kim?

Bir insan her işinde Allah ve Rasulüne teslim olup itaat etmedikçe nasıl Müslüman olabilir ki?

“Ey Peygamber! Sana ve senden önce indirilmiş olan kitaplara inandıklarını iddia eden şu ikiyüzlüle­rin hallerine bir baksana; hem Müslüman olduklarını söylüyorlar, hem de Ku’an’ın hükmünü terk edip tagutun, yani Allah’ın hükümlerini hiçe sayanların, o az­gın kâfirlerin kanunlarına hakemliğine başvurmak ve onların egemenliği altına girmek istiyorlar. Hâlbuki kendilerine tagutu kesinlikle reddetmeleri emredil­mişti. Ne var ki şeytan, onları doğru yoldan uzaklaş­tırıp büsbütün saptırmak istiyor.” (Nisâ Sûresi, 60. Âyet-i Kerime)

Allah Azze ve Celi kendi emir ve yasaklarına ay­kırı olarak başkalarına itaat edip onlardan korkarak Allah’a asi olmayı yasaklamaktadır.

“Bu Kuran insanlara açık bir tebliğdir, bununla hem korkutulsunlar, hem Allah’ın tek bir ilah oldu­ğunu bilsinler, hem de temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar.” (İbrahim Sûresi, 52. Âyet-i Kerime)

“Ve Allah dedi ki: İkinci bir ilah edinmeyin. İla­hınız ancak bir tek ilahtır. O halde yalnızca benden korkun. Göklerde ve yeryüzünde ne varsa hepsi önün­dür. Kulluk ve itaat de daima onadır. Hal böyleyken hâlâ Allah’tan başkasından mı korkup çekiniyorsunuz.” (Nahl Sûresi, 51. Ve 52. Âyet-i Kerimeler)

“Sakın Allah ile beraber, başka bir ilah edinme; yoksa kınanmış ve dayanaksız kalırsın.” (İsra Sûresi, 22. Âyet-i Kerime)

Yine Allah Azze ve Celi kendisinin emir ve yasak­larına rağmen bilginlerinin, din adamlarının, idarecile­rin sözlerine, emir ve yasaklarına, haram ve helallerine, kanun ve nizamlarına uyanları uyarmakta bu yaptık­larının şirk ve küfür olduğunu onlara bildirmektedir.

“Onlar, Allah’ın dışında hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih’i Rab edindiler. Halbuki on­lara kendisinden başka ilah olmayan Allah’a kulluk etmeleri emredilmişti. Allah’tan başka ilah yoktur. Al­lah onların ortak koştuklarından münezzehtir.” (Tevbe Sûresi, 31. Âyet-i Kerime)

Ölülerimize okuyup durduğumuz ancak bize ne anlattığını hiç merak etmediğimiz Yasin Sûresinde bir şehir halkının kıssasını haber verir Allah Azze ve Celi. O şehir halkına 3 elçi yollanmıştı. Elçiler şehir halkını Allah’a iman ve itaate davet etti. Şehir halkı ise azgınlıklarıyla elçileri yalanladı ve onları taşlayıp işkence etmeye kalkıştılar. Bu arada şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Ey kavmim gelin bu elçilere uyun! Sizden herhangi bir ücret istemeyen ve dosdoğru yolu izleyen bu insanlara uyun, uyun da dünya ve ahirette kurtuluşa erin diyordu. Kendisine şaşkınlık ve nefretle bakanlara dedi ki;

“Dinleyin ey kavmim! Ben beni yaratana niçin kulluk etmeyeyim. Unutmayın ki hepiniz eninde so­nunda ona döndürülecek ve yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz.”

Kendisini tehdit edip kendi dinlerine, yaşam bi­çimlerine davet ettiklerinde ise şöyle diyordu;

“Hiç olacak şey mi? Ben nasıl olur da, O’nun yanı sıra, hayatıma karışmaya yetkili başka ilahlar edinirim? Peki, diyelim öyle yaptım, o zaman beni O’nun gaza­bından kim kurtaracak? Sonsuz Merhamet Sahibi Rah­man olan Allah bana bir sıkıntı vermek istese, onların sözde şefaati (dünyadaki güç ve kuvvetleri, otariteleri) bana hiçbir şekilde fayda vermeyeceği gibi, onlar beni cehennem azabından da kurtaramazlar!

Eğer ben Hakka değil de size tabi olursam işte o takdir de göz göre göre kendimi ateşe atmış, apaçık bir dalalete dalmışım demektir!

O halde, ey şimdi beni duyanlar ve kıyamete ka­dar duyacak olanlar; ben sadace benim değil, bütün insanların olduğu gibi özellikle de sizin Rabbiniz olan Allah’a iman ettim; gelin dinleyin beni! Siz de hayatı­nıza karışmaya ve kanunlar koymaya tam yetkili, kulu ve kölesi olacağınız bu Allah’a iman edip itaat ediniz ve imanın güvencesi altında dünya ve ahirette huzur ve esenliğe ulaşın!”

İlahın kim sualine Allah Azze ve Celi diyerek kı­yamete kadar imanına tüm insanları şahit tutan bu yiğit, kendi şehadetiyle Allah’ın cennetini kazandı. Ya diğerleri! helak olup gittiler… (Yasin Sûresi, 13. Ve 32. Âyet-i Kerimeler arası)

Ve şimdi sen söyle: İLAH’IN KİM?