İfrad Haccının Yapılışı

By | 13 Ocak 2015

ifrad-haccinin-yapilisiÖnceden de bildirdiğimize göre bu ibadete başlamadan önce ihrama girilir.

İhrama Girmeden Önce:

• Gerekli vücut temizliği yapılır.

• Mümkünse güzel koku sürülür. (Tabi bu erkekler içindir. Kadınlar için, diğer zamanlarda olduğu gibi, evlerinin dışında koku sürünmeleri dinen doğru değildir.]

• Sıhhi tedbirler alınır.

• İhram yasağına uygun elbiseler giyilir.

Erkekler giymekte oldukları elbiseleri çıkarıp sadece “izar” ve “ridâ” denilen iki parça örtüye bürünürler.
İzar; bele bağlanılan ve belden aşağısını örten parçaya, Ridâ ise omuza alınan ve üstü örten parçaya denir.
Bu iki örtünün beyaz, yeni ve temiz olması müstehaptır. Ayrıca azalan belli etmeyecek şekilde kalın olmalıdır.

• Ayaklarına topuklarını örtmeyecek şekilde terlik giyerler. Terlik yoksa ayakkabılarını topuklarını örtmeyecek hale getirerek giyerler.

Kadınlar ise elbiselerini çıkarmazlar, onlar her zaman tesettüre uygun olarak giydikleri kıyafetlerini giyerler. Yüzlerini ise tenlerine değen bir şeyle örtmezler.
Ayakkabı ve çorap giyerler, eldiven takabilirler.

İhrama Girerken:

Bu hazırlıktan sonra, mikat sınırında veya daha önce:

• İhramın sünneti olarak kerahat vakti değilse iki rekat namaz kılınır.
• Namazdan sonra hac için niyet edilir. Bu niyet şöyle yapılır:

Allâhümme innî ürîdül hacce livechikel kerimi feyessirhü lî vetekabbelhü minnî. Neveytül hacce veehramtü bihî lillâhi teâlâ.

“Allah’ım! Senin rızan için hacc etmek istiyorum. Onun edasını bana kolay eyle ve haccımı kabul buyur. Allah rızası için hacca niyet ettim ve ihrama girdim.”

Niyetini yaptıktan sonra kalkıp sefere yönelince “telbiye” getirilir.

Telbiye:

“Lebbeyk allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ven ni’mete leke velmülk lâ şerike lek.”
“Allah’ım! Senin emri celiline her an koşmaya, her an itaate hazırım. Sana ortak yoktur. Emir ve davetine gönülden ve sadakatle icabet ederim. Şüphesiz ki; hamd da, nimet de sana mahsustur. Mülk şenindir. Senin şerikin yoktur.”

İhramdan Sonra:

• Niyet edip telbiye getirdikten sonra artık ihrama girmiş olunur. 0 andan itibaren de tüm ihram yasaklarına dikkat edilmesi gerekir.

• Yol boyunca bilhassa tepelere yükseldikçe, vadilere indikçe, yeni bir gurupla karşılaştıkça, konaklayıp hereket ettikçe, yeni bir mıntıkaya, şehre gittikçe telbiye getirlir.

• Telbiyeyi her söyleyişte 3’er defa olması daha güzeldir.

• Sık sık tekbir, tehlil ve salavât-ı şerîfe söylemeği de ihmal edilmemelidir.

Mekke’ye Varıldığında:

• Mekkeye varıldığında tekrar çekidüzen verilmelidir.

• Abdest veya (imkân varsa en güzeli) gusül almalıdır.

• Beytullah’a, telbiye, tekbîr ve tehlîl ile yönelmelidir.

• Kişi her zaman olduğu gibi bu zamanlarda da mü’min kardeşlerine daha fedâkarca yardımda bulunmalı, hakkı tavsiye etmeli ve onları rencide edecek hareketlerde bulunmamalıdır.

• Yolculuğun meşakkatleri ve yorgunluk eserleri bulunsa bile, huysuzluktan ve başkaları ile cedelleşmekten sakınılmalıdır.

• Beytullâh’ı ilk görüşte, bedenen ve ruhen hazırlıklı olmalıdır.

• Varınca samimi duygular içinde duâ edilmelidir.

• Sonrasında da tavafa hazırlanılmalıdır.

Ridânın sağ ucu, arkadan getirilerek, sağ koltuk altından geçirilip, sol omuzdan arkaya sarkıtılır. Böylece sağ omuz açıkta kalmış olur.

Buna “ıztıbâ” denir ki; tavafin sünnetidir. Ve tavaf boyunca devam eder. Tavaf bitince omuz örtülür. Omuz açık olarak namaz kılmak mekruhtur.

• Tavafa, Hacerü-1 Evsed’in bulunduğu köşeden başlanılır.

• Yapılan bu tavafın adı “kudüm tavafi”dır, ona göre niyet edilir ve tavafa Hacerü-ı Evsed’i istilâm ile başlanır.

• Bu tavafa “tahıyye/ selamlaşma”, “tavafı likâ/ ilk karşılaşma tavafı” da denir. Başka adları da vardır.

İstilâm: Hacerü-1 Evsed’e el dokundurmaktır. Uzaktan işaret de onun yerini alır. İki el, iç kısmı Hacerü-1 Evsed’e dönük bir şekilde kaldırılarak ve “Bismillâhi Allâhü Ekber” diyerek yapılır.

Tavaf, 7 şavttır (dönüş). Her şavtı Hacerü-1 Evsed’den başlar ve Hacerü-1 Evsed’de biter.

• Tavafin ilk üç şavtında “remi” yapılır.

Remi: kısa adımlarla, hafif koşar vaziyette omuzları silkeleyerek, çalımlıca yürümektir.
Hanımlar remi yapmazlar.

• Tavaf bitince iki rekât tavaf namazı kılınır. Bu namaz vaciptir. Tavaf, kerahat vaktinde yapılmış ise namaz sonraya bırakılarak kâmil bir vakitte eda edilir.

• Sonra bol bol zemzem içilir.

• Tekrar Hacerü-1 Evsed istilâm edilip Safâ’ya geçilir ki bu da sünnettir.

• Safâ tepesine gelirken tekbir, tehlîl getirip hamd edilir. Salevât getirilir.

• Bundan sonra safâ tepesine varıldığında bu sa’y ifrat haccını yapan için, haccınm sayı olacağından bu niyetle sa’y eder.

Sa’y yaparken iki yeşil direk arasına her geliş ve gidişte “hervele” yapılır. Bu sünnettir.

Hanımlar hervele yapmazlar.

Hervele: Süratlice koşmak demektir. Remlden farklıdır. Ondan daha hızlıdır. Ancak Müslüman’ın vakarını zedeleyecek şekilde, var gücüyle koşmamalıdır.

Sa’y da 7 şavttır. Safâ’dan başlayıp Merve’de biten her yürüyüş bir şavttır. Merve’den Safâ’ya dönüş ise 2. Şavttır. Böylece devam eden sa’y, Safâ’dan başlamış ve Merve’de bitmiş olur.

Başka bir deyişle sa’y, Safâ’dan Merve’ye 4 gidiş, Merve’den Safâ’ya 3 dönüş olmak üzere 7 şavttır.

Bu hac say’ınm asıl vakti; hac tavafının, ziyaret tavafının hemen peşidir. Öne alınması caiz değildir. Bunda insanlara kolaylık vardır.

S Bundan sonra Mekke’de kalındığı müddetçe bol bol nâfile tavaf yapılır.

Zira uzaktan gelen kimse için Beytullâh’m huzurunda sık sık bulunma imkânı kolay değildir. İçinde bulunduğu anların kıymetini bilip, hakkını eda etme, gerçek bir nimettir.

Hacc-ı İfrad’a niyet eden kişi ihramdan ancak; bayramın birinci günü Cemretü’l-Akabe’ye taş atıp, traş olduktan sonra çıkabilir. O ana kadar ihramlı kalır.

Zilhicce’nin 7. Günü

Öğle namazına müteâkiben Harem-i Şerifte hutbe okunur.

Zilhicce’nin 8. Günü: Tevriye günü

Bugün kafileler, Arafat’a çıkmak üzere hazırlanır.

Kafile sünnet vechi ile Mina’ya yönelilir. Günün öğle namazından başlayarak, ikindi, akşam, yatsı ve Arefe gününün sabah namazı Mina’da kılınır.

Güneş doğduktan sonar, kafile Arafat’a hareket eder.

İzdiham, yollardaki tıkanıklıklar, hacı adaylarının ekseriyetinin yaşlı ve rahatsız olmaları sebebiyle, birde Arafat’a yetiş e- meme endişesiyle kafilelerin çoğu, artık Mina’ya uğramadan Arafat’a gitmektedirler.

Zilhicce’nin 9. Günü: Arefe günü

> Arafat’taki vakfenin vakti, zevalden sonra namazın sonrasında başlar.

> Bu ana kadar vakitler, tekbir, tehlîl, salavât, istiğifar, zikir ve zikirlerin en efdali, Kur’an-ı Kerim okumak ve hak yolda şuurlandırıcı, zikir ve tefekküre sevkedici, ilim ve irfan içerikli sohbetlerle geçirilir.

> Namaz için hazırlık yapılır.

> Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde birleştirilerek kılınır. Buna; ikindi namazı takdim edilerek (öne alınarak) öğle namazı vaktinde kılındığı için, “cem-i takdim” denir. Bu cem sünnettir.

CEM-İ TAKDİMİN EDÂ EDİLİŞ ŞEKLİ

Her iki namaz için bir ezan okunur.

Vakit ve durum müsait ise, öğle namazının ilk sünneti kılınır.

Öğlenin farzı için kamet getirilir. Farzı kılınır.

> İmam kıraati gizli yapar. Öğlenin son sünneti ve ikindinin ilk sünneti kılınmaz.

İkindinin farzı için kamet getirilir.

> İmam kıraati yine gizli yapar. Namazların her birinin sonunda teşrik tekbiri getirilir.

Yalnız bu namazları cem etmek için bazı şartlar vardır ki onlarda yetkili hocalara sorulmalıdır.

• Namazların peşine vakfe anı başlamıştır.

• Ömrün en kıymetli anlarından olan bu dakikaları hakkıyla değerlendirmeye çalışmalıdır. Bedenî ihtiyaçlar için daha önceden tedbir alınmalıdır.

• Vakfe süresince zaman, Kur’an tilâveti, istiğfar ve duâlarla geçirilmelidir.

• Duâlarda İslam âlemi için hayırlar dilemeyi, diğer din kardeşler, dostlar, akraba ve evlatlar unutulmamalı hatta gelecek nesiller bile duâya katılmalıdır.

• Gönüller, İslâm’ın emri olan her şeyi kabul, İslâm’a muhalif olan şeyleri de red için hazır olmalıdır.
• Kişi iç âleminde olan cahiliye sızıntılarından temizlen¬meli, bütün benliğiyle Allah’a teslim olma azmini yenilemelidir.

• Rasûlullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem):

“Allâh’ın, kullarıcehennemden azad eylediği, arafat gününden daha çok, başka bir gün yoktur.” buyurmaktadır. (Buhâri)

• Arafat’taki vakfe haccın iki rüknünden birincisidir.

• Müsait bir zamanda topluca vakfe duâsı yapılır.

• Güneş battığı andan itibaren yol hazırlığına başlanır. Ve artık Müzdelife’ye doğru yola çıkılır.

• Hac boyunca bilhassa sıkıntılı anlarda diğer hacılarla iyi geçinilmeli kusurlar affedilmelidir. Çünkü hacc sabırla kazanılır. Diğer arkadaşlarla didişmek onlara eziyet hac sevabını kaybettirir.

(İmtihan bu ya; şeytan da bu esnada kula sevaplarını kaybettirmek için daha çok musallat olur. Bunu bilerek daha dikkatli olmalı, şeytana bu fırsatı vermemeli, şeytanı sevindirmemelidir.)

Müzdelife’ye varmadan, akşam namazı yollarda kılınmaz.

MÜZDELİFE’DE

• Akşam namazı yatsı vaktinde yatsı ile birlikte kılınır.

Bu da, akşam namazı yatsı vaktine tehir edildiği için “cem’i tehir” denilir. Bu cem ise vaciptir.

CEM-İ TE’HÎR’İN EDÂ EDİLİŞ ŞEKLİ

Ezan okunur, kamet getirilir.

Akşam namazının farzı kılınır. Arkasından teştirk tekbiri söylenir. Arada sünnet kılınmaz.

Tekrar ezan ve kamet okumadan, yatsının farzı kılınır. Tekrar teşrik tekbiri söylenir.

Yatsının son sünneti kılınır. Arkasından da vitir namazı kılınır. Bundan sonra vakit varsa biraz istirahat edilir.

• Daha sonra cemreler için taşlar toplanır.

İlk gün Cemretü’l-Akebe’ye atılacak 7 taşı Müzdelife’den toplamak sünnettir. Diğerlerini de Müzdelife’den veya müsait başka bir yerden almak caizdir.

Ancak mescidlerden taş alınmaz. Büyük taşlar kırılarak atılacak ufaklığa getirilmez. Cemrelere atılan taşlar tekrar toplanmaz. Bunlar mekruhtur.

• Taşlar nohut ile fındık büyüklüğü arasında olmalıdır.
• Sabah ezanı okununca, namaz geciktirilmeden edâ edilir. Namazın peşine de “vakfe duâsı” yapılır.
• Müzdelife’deki bu vakfe vacip’tir.
• Artık gün iyice ağardığında Mina’ya hareket edilir.
• Yol boyunca da telbiye, tekbir ve tehlîl getirilir.

MİNA’DA

• Eşyalar, Mina’da çadırlara yerleştirilir. Mina’daki günlerin geceleri burada geçirilir.
• Daha sonra taş atmak için Cemre-i Akabe’ye gidilir.
• Mümkünse taş atarken Mina’yı sağ tarafa, Kabe’yi sol tarafa alacak şekilde durulur.
• Ve yine mümkünse Cemre’nin 3/5 m yakınında durulur ki atılan taşların nereye düştüğü görülebilsin.
• Taş atmaya b aşlarken telbiye kesilir.
• Atılacak taş, başparmak ile işaret parmağı arasında tu¬tulur. Kol kaldırılır ve atma esnasında:

“Bismillahi Allâhü Ekber! Şeytanın gurur ve kibrini kırmak, burnunu sürtmek, Rahman’m rızasını kazanmak için,” diyerek 7 taş atılır.

Taşların havuz içine düşmesi yeterlidir.

• Bayramın birinci günü sadece büyük cemre’ye (cemre-i akabe) taş atılır. Diğer cemrelere atılmaz.
• Bayramın birinci günü cemreyi taşlamanın vakti; fecri sâdığın doğmasından itibaren (yani imsak atması ile) başlar ertesi günün imsak vaktine kadar devam eder.
• Ancak sünnet olan vakti ise; güneşin doğuşu ile öğle/zeval vakti arasıdır.
• Zevalden güneş batıncaya kadar olan vakit, cevaz vaktidir. Taşların bu vakitte atılmasında da bir kerehat yoktur.
Güneş battıktan sonra, imsak atıncaya kadar olan vakit de (geceleyin) sıhhatli erkeklerin taşlamasında kerahat vardır.
Yaşlı ve rahatsız olan insanların bu vakitte taşlamalarında beis görülmemiştir.
• Hanımların da taşlarım gece atmalarında beis olmadığı gibi, setr hallerine uygun olduğu, izdiham içine girmelerinde de mahzur olduğu için, daha münasip gören âlimler de vardır.
Haccı ifrad yapanlara kurban kesmek vacip değildir. Kesmeyi arzu ederlerse müstehap görülmüştür.
Bundan sonra da saç traş edilir ve artık ihramdan çıkılmış olur.

SAÇ TRAŞI İKİ TÜRLÜ OLUR

1- HALK: Saçın tamamını dipten traş etmektir. Bu daha efdaldir.

2- TAKSİR: Başın üçte biri ve ya dörtte birinden “ünmüle miktarı” (parmağın en uçtaki boğumunun uzunluğunda] kesmektir.

Başın bir tarafını usturaya vurup öbür yanlarını bırakmak, sadece kahkül bırakmak gibi Müslüman’ın vakarını zedeleyici tarzdaki traşlar mekruhtur.

Saçlarının uzunluğu “ünmüle” miktarından küçük olanlar, taksir yapamaz, halk yapmak zorundadırlar.
Hanımlar sadece taksir yaparlar. Halk yapmaları tahrimen mekruh görülmüştür.

• Traş olduktan sonra artık hanımı ile münasebeti hariç bütün ihram yasakları kalkar, helal olur.
• Bundan sonra Harem-i Şerife gidilerek farz olan tavaf yapılır.

Farz tavafı/ziyaret tavafını en efdal olan bayramın birinci günü yapmaktır. Birinci günü imkân bulunamamışsa 2. günü, o da olmazsa 3. günü yapılır. Şer’î bir engel bulunmaksızın, 3. günden sonraya kalırsa, bu tehir İmâm-ı Âzâm’a göre kurban cezası gerektirir. Hayız hali şer’î bir özürdür.

Bu tavaf, haccın iki rüknünden biridir. Bir mü’min bu tavafı yapmadıkça haccı edâ edilmiş olmaz.

• Tavaftan sonra Mina’ya dönülür. Çünkü 2 gün daha cemreler taşlanacaktır. Taşlama geceleri Mina’da kalmak hanefî mezhebine göre sünnet-i müekkede’dir. Belki haccın en kuvvetli

sünnetidir. Diğer mezheplere göre “vâcip”tir. Onların görüşlerini de itibara alarak hareket etmek ayrıca “müstehaptır.”

• 2. ve 3. günü taşları öğle vakti girdikten sonra atlılır.

• Bu günlerin sünnet vakti; öğle vaktinden güneş batana kadardır. İmsak vaktine kadar da taş atmak caizdir.

Taşlar küçük cemreden büyük cemreye doğru atılır. Bu 2. 3. ve 4. günleri de aynıdır.

7 taş Cemretü-s Suğrâ’ya (Küçük Cemre’ye)
7 taş Cemretü-1 Vüsdâ’ya ( Orta Cemre’ye)
7 taş Cemretü-1 Akabe’ye (Büyük Cemre’ye)

Küçük cemre, Mescid-i Hayf istikametindeki ilk cemrenin adıdır. Mekke istikametine doğru İkincisi Orta Cemre ve sonuncusu Büyük Cemre’dir.

Üçüncü gün taş atıldıktan sonra, eğer acele ediliyor ve 4. günün taşı atılmak istenmiyorsa 3. gün güneş batmadan Mekke’ye gidilmesi ve Mina sınırları dışına çıkılması gerekir.

Cemre-i akabe, Mekke istikametinde Mina hududlarının bitiş sınırındadır.

Akşam olduktan sonra Mina’yı terk etmek, 4. güne kalınmış ise 4. gününün taşlarını atmamak mekruh görülmüştür. Kurban cezasını gerektirdiğine dair de bir rivâyet vardır.

4. günü imsak attıktan sonra hâlâ Mina’dan çıkılmamışsa artık 4. gününün taşlarını atmak vâcip olmuş olur.