İçimdeki Sabırsızlığı Hangi Duayla Yenebilirim?

By | 21 Haziran 2019

Nefsimizden ve şeytandan gelen kötülükleri hapsederek onların ruh, zihin ve gönül dünyamıza olan zararlarını yok eden sabır, manevî istikamet ve başarının en önemli ilacıdır. Bu nedenle Rabbimiz sabrı, bir sağanak yağmur gibi ruh dünyamıza yağdırmak ister. Ruh, gönül ve zihin dünyamızı sabırla yıkamak ister. Sabırla yücelen gönül, huzura erebilir. Bir sağanak yağmur gibi üzerimize sabrın nimetlerini yağdıran âyet şudur:
(Rabbenâ efriğ aleynâ sabran ve sebbit ekdâmenâ vensurnâ ale’l-kavmi’l-kâfirîn)
“Rabbimiz üzerimize sabır dök. Ayaklarımızı sağlam tut ve o kâfir millete karşı bize yardım et.”
BU DUALAR BİZE NE ANLATIYOR:
“Rabbimiz üzerimize sabır dök. Ayaklarımızı sağlam tut ve o kâfir millete karşı bize yardım et” diye dua ederek, sağanak bir yağmurun üzerimize yağması gibi, üzerimize sabrın yağmasını diliyoruz. Bazen hayat imtihanlarımız, sabır imtihanlarımız haline dönüşür. Sabır imtihanlarımız, bazen sabırsızlığımızı arttırır; bazen de bizi duraksatır. Allah’a inanan kişinin belalara uğrayınca çırpınarak kaçması ve sabretmemesi, tencerede kaynayan nohudun dışarı çıkmak için uğraşmasına benzer. Halbuki yemeği yapan, nohut iyice pişsin diye onun
başına vurmaktadır.
İnsan heyecanıyla, sabırsızlığıyla, fevriliğiyle beraber sabır imtihanıyla karşılaşınca sükûneti ve teslimiyeti öğrenecektir. Sabır imtihanları, bazen insanı duraksatır; tereddüt içerisinde bırakır. İnsan duraksadığında acıyı yudum yudum içme sanatı olan sabrı içine alır, özümser, olgunlaşır. “Allah sabırsızlıklarımızı, duraksamalarımızı ve tereddütlerimizi itminan ve huzura dönüştürsün. Sıkıntılarımızın yerine üzerimize manevî
kaynaklı huzur indirsin.”
Rabbimiz, manevî kaynaklı huzur üzerimize indiği anda, “Rabbim üzerimize sabır dök”diyerek sabrın bizim için ne kadar önemli olduğunu anlamamızı ister. Cüneyd-i Bağdadiye “Sabır nedir?” diye sorduklarında, “Yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum sindirmendir” demiştir. Bu sebeple bizim için sabır nimeti, musibetler içinde iken en güzel şekilde edebe riayet etmektir. Aynı zamanda Allah’ın emirlerine karşı olan davranışlardan uzaklaşmak, acının elemlerini yudum yudum içerken sükûneti muhafaza etmek ve geçim sahasını fakirlik istila ettiği zaman zengin görünmektir. Bu manada sabır nimeti, musibetler içinde yok olma halinde bile şikâyet ve sızlanmayı bırakmaktır.
Bazen insan, sevdiği şeylere bile sabredemediğini düşünerek, sevmediği şeylere Allah yardım etmese nasıl sabredebileceğini anlamaya çalışmalıdır. Bu açıdan insan, sabırla Allahu Teâlâdan bir çıkış kapısı beklemelidir. Sufılerden biri şöyle demiştir:
“Sabûr (çok sabırlı kişi) sabra o kadar çok dayandı ki, nihayet sabır sabırlı kişiden ‘İmdat’ dedi. O zaman sabırlı kişi, ‘Ey sabır, sabret’ diye bağırdı.”
Öyle insanlar vardır ki sabır bile onların sabrına sabredemez. Allah, evliyasına bela ile değil, belaya evliya ile eziyet eder. Bela evliyanın elinden kurtulamayınca, hakiki bir Allah dostu olan evliyanın teslimiyet ve sabrını arttırarak kaçar gider.
İmtihanlar teslimiyetimizi ve sabrımızı artırmaya yaramalı. Bu bağlamda şu hadisi de zikretmemizde fayda var:
“Allah’ım! Bize korkundan öyle bir pay ayır ki, bu sana işlenecek günahlarla bizim aramızda bir engel olsun. İtaatinden öyle bir nasip ver ki, o bizi cennete ulaştırsın. Yakîninden öyle bir hisse lütfet ki, dünyevî musibetlere tahammül kolaylaşsın,’ Bu duayla da imtihanın hem hayır, hem de şerre yönelik olabileceğini anlıyoruz. Nitekim Rabbimiz, “Biz imtihan olarak sizi iyilik ve kötülükle imtihan ederiz” buyurmuştur. Demek ki, imtihanlarımız hem maddî, hem de manevî olabilir. Esas olan sabır, şükür ve teslimiyetle; deniz dalgası gibi çarpan imtihanları başarıyla verebilmektir. Aynı zamanda bu dua, bize yakîni de hissettirir. Yakînin en küçük parçası kalbe ulaşınca içini nurla doldurur, orada bulunan şüpheleri dağıtır.
Sabır, şükür ve teslimiyet tam olarak içselleştirilemezse; hayatın zorlukları ve günlük hayatın sıkıntıları, insanlarda anormal davranış kalıplarına neden olabilir. Ancak yaşamın sıkıntıları ve günlük hayatın stresine, sabır denilen acı bir ilaçla katlanmak mümkündür. Bu bağlamda kişi, sabrı içerek hayatın zorluklarına dayanabilme gücü ile bu dua sayesinde manevî bir terapiden geçer.
“Rabbimiz! Sabır yağdır üzerimize ve Müslüman olarak canımızı al” duası, anormal davranış kalıplarından sabır gücü vasıtasıyla koruyucu bir özelliğe sahiptir. Psikolojide anormal davranışlar, ruhsal veya duygusal bir rahatsızlığın belirtisi olarak kabul edilen; hafif uyum bozukluklarından ağır ruh hastalıklarına kadar değişen bir davranış türü olarak ifade edilir. Anormal davranış tarzı, ya da anormallik; normal ölçülerden sapan karakteristik davranış özelliği olarak da tasvir edilir.Bu manada sabrın gücünü ve metanet verici etkisini bu dualar sayesinde hisseden bir insan, uyum problemleriyle beraber anormal davranış kalıplarına da çözüm bulabilir.