Ebû İshâk’ın şöyle dediği nakledilmiştir:
Esved b. Yezîd’in yanma vardım. İyi bir arkadaşımdı.
“Ebâ Amr! Âişe’nin (r.anha) Allâh Rasûlü’nün namazı hakkında an ğını söyler misin?” dedim.
“Âişe, şöyle anlatmıştı” dedi:
“Allâh Rasûlü gecenin başında uyur, sonunu ibadetle geçirirdi. Hanımlarından biriyle ilişkiye girme ihtiyacı duyarsa bu ihtiyacını giderir, rasuya dokunmadan uyurdu. İlk ezanı duyunca yerinden hemen ve boy abdesti alırdı. Cünüp olmadığında ise namaz abdesti alır ve namazını kılardı.”
Abdullah b. Abbâs’tan nakledildiğine göre o, bir gece mü’minlerin nesi Hz. Meymune’nin evine misafir olmuştu. O gece olanları şöyle latıyor:
“Ben minderin kenanna uzandım. Allâh Rasûlü ve eşi de minderin üze uzandılar. Allâh Rasûlü gece yarısına veya biraz öncesi ya da sonr kadar uyudu. Sonra uyanıp oturdu. Eliyle yüzünü silerek uyku mahluğunu giderdi. Sonra Al-i İmran Sûresinin son on ayetini okudu, asılı olan ibriği alarak güzelce abdest aldı ve kalkıp namaz kıldı. Kalkıp ben de onun yaptığı gibi yaptım. Sonra varıp yanma durdum. Rasûlü sağ elini başıma koydu, sağ kulağımı tutup çekti. Sonra iki re
ardından iki rekât ve ardından iki rekât daha kıldı. Sonra vitir namazını kıldı. Sonra müezzin gelinceye kadar yattı. Sonra kalkıp kısaca iki rekât kıldı. Sonra da çıkıp sabah namazını kıldırdı.
Hz. Aişe’den şöyle nakledilmiştir:
“Ben seher vaktinin sonunda [yani vitir namazını kıldıktan sonra] Hz. Peygamberi daima yanımda uyurken bulurdum.”
Mesruk’tan nakledildiğine göre Hz. Âişe, “Hz. Peygamber, bir ameli sürekli yapmaktan hoşlanırdı” deyince Mesrûk, “Gecenin hangi bölümünde kalkardı?” diye sordu. Hz. Âişe, “Horozu duyduğu zaman”
Hasan-ı Basrî’den Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Geceleyin dön rekât da olsa namaz kılın; haydi olmadı, bari iki rekât kılın. Bir hane halkının geceleyin namaz kıldığı bilindiği zaman bir münâdî/melek, mutlaka “Ey hane halkı! Kalkıp namazınızı kılın ” diye seslenir. ”
Ebû Hüreyre’den Allâh Rasûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Allâh, sesi güzel bir peygamber’in Kur’âni nağme ile okumasına izin verdiği kadar hiçbir şeye izin vermemiştir. ”
Hz. Aişe’den (r.anha) şöyle nakledilmiştir:
“Hz. Peygamber (s.a.v.) birinin geceleyin bir sûre okuduğunu duydu ve“A ilâh bu adama rahmetiyle muamele etsin. Bana, falanca sûreyi okurken atladığımfilanca ayeti hatırlattı” buyurdu.
Şimdi de Hz. Peygamber’in geceleyin kaç rekât kıldığı konusundaki r ¿y eti zikredelim: Urve’den nakledildiğine göre Hz. Âişe ona şöyle haber vermiştir:
“Allâh Rasûlü (s.a.v.), geceleyin on üç rekât ve sabah namazının iki rekâ: (sünneti) ni kılardı.”
Yine nakledildiğine göre Allâh Rasûlü, on iki rekât kılar, bir rekât da vitir kılardı. Bir başka rivayete göre ise on rekât kılar, bir rekât da vitir kılardı.