İkinci hicret yılı içinde Abdullah bin Cahş-ı Esedî ki Habibullah (S.A.V.)’in amcası oğluydu. Sekiz kişi, bir rivayette on iki kişi idiler. Ashab ileri gelenlerinden Sa’d ibni Ebi Vakkas, Ukâşe bin Muhaysın-ı Esedi, Utbe bin Gazvan, Ebû Huzeyfe bin Utbe bin Rebia, Sehl ibni Beyzâ, Amr ibni Vâhid ve başkaları vardı. O sefer Abdullah bin Cahş Emirul Müminin olarak isimlenmişti ve her iki kişiye bir deve verilmişti. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) Cahşaoğluna bir mektup yazdı.
— “Bu mektubu iki gün geçmeyince açıp okuma!” diye emretti. Ama iki günden sonra aç ve sahabelere oku.
Abdullah bin Cahş, iki gün yol aldıktan sonra mektubu açtı. Şu yazıları okudular:
— Bismillahirrahmanirrahim. Allah’ın adı ve berekâtı ile sefer edin. Ashab ile tâ.. Batn-ı Nah’le varın. Orada durun. Kervanı gözleyin. Belki bir şey elde edersiniz. Kimseye teklifte bulunma. Eğer bir kimse geri dönmek isterse geri dönsün. İsteyen seninle gitsin.
Abdullah bu emri bildirdi:
— “Emir başım üstüne! Her kim şehadet isterse gelsin, isteyen de geri dönsün!» dedi. Herkes:
— “Biz Allahü Teâlâ’mn ve Resulünün emrine baş eğenlerdeniz. Muhalefet etmeyiz!” dediler.
Yolda, tek develeri olan Sa’d ibni Ebû Vakkas ile Utbe bin Gazvan deveye sıra ile binerlerdi. Deve yolda kayboldu. Abdullah bin- Cahş’tan izin aldılar, onu aramaya gittiler. Geri kalan sahabeler yol alarak Batn-ı Nahle’ye kadar geldiler. Bineklerinden indiler. Bu sırada Kureyş’in Kervanı geldi. Kervanda Kureyş ileri gelenlerinden Amr ibnil Hadremî, Hakem bin Keysan, Osman bin Abdullahil Mahzumî vardı. Tâif malları ile Batn-ı Nahle’de İslâm birliği ile karşılaştılar. Müşrikler korktu. Hızla uzaklaşmak istediler. Abdullah bin Cahş.
— «Kureyş kafilesi sizden korktu. Biriniz başını tıraş etsin. Bizim tarafın Umreye gittiğini sansınlar!» dedi. Amir bin Rebia, Ukkâşe’nin başını tıraş etti. Müşriklere bunu gösterdi. Onlar da bunları Umre’ye gidiyormuş sandılar. Develerini sahraya saldılar. Rahat rahat yemek pişirmekle uğraştılar. O gün: — «Recep ayının başı mı acaba?» diyerek kafileyi vurmakta tereddüt ettiler. Konuşup en sonra Kureyş kafilesini vurmaya karar verdiler. Bir uğurdan kâfirlerin üzerine atıldılar. İslâm ehlinden Vakıd bin Abdullah, Amril Hadrîmi’ye bir ok atıp onu vurdu. Canını Cehennem’e yolladı. Osman ibni Abdullah ve Hakem bin Keysan esir edildiler. Nevfel kaçtı, kâfirlerin bütün malları müslümanlann eline geçti. Müslümanların elinde ilk ölen O Amril Hadremi ve ilk esirler de Osman bin Abdullah ve Hakem bin Keysan oldu.
Hazret-i Abdullah bin Cahş Batn-ı Nahle’den muzaffer ve savaş üstünü olarak Medine’ye döndü. Şehre yaklaşınca ganimet malının beşte birini Hazret-i Peygamber (S.A.V.) için ayırdı. Kalanını yârânı arasında pay etti. Henüz, ganimetin beşte biri hakkında âyet inmemişti.
Rivayet edildiğine göre mallan ve esirleri Hazret-i Peygamber (S. A.V.)’in huzuruna götürdüler. Müşrikler, bu halleri işitince Müslümanlara söz söylediler, sitemlerde bulundular:
— «Haram aylarını ihlâl ettiniz!» diyerek Mekke’de bulunan Müminlere söğüp saydılar. Yahudiler:
— «Bu müminler için kötü bir haldir. Harp ateşidir! Muhammed ile Kureyş arasında cenk ateşi yanmış olur!» dediler.
Server-i Kâinat (S.A.V.):
— Ben size haram aylarında kıtali yasaklamamış mıydım? dedi. Onlara da serzenişte bulundu. Onlar da pişman oldular. Allah korusun, bir ukubet inmesinden korktular. Fakat haram aylarında da cihad edilmesi hakkında şu âyet-i kerime nazil oldu:
«Haram olan ayda savaşın hükmünü soruyorlar: EyMuhammed sen de ki: “Bu ayda savaş yapmak büyük bir günahtır. Fakat küfür ve inkârla insanları Allah yolundan çevirmek,
Mescid-i Haram’da tavaf ve namazdan geri bırakmak, Peygamberi ve ashabını oradan çıkarmak Allah’ın katında adam öldürmekten daha büyük bir günahtır.”» (Bakara sûresi, âyet: 217)
Bu, müşriklerin, imam terketmeleri için İslâm ehline fitne etmeleri haram ayında İbn-i Hadramî’nin öldürülmesinden daha büyüktür demektir.
Böylece, bu âyet-i kerime inince Abdullah bin Cahş ve öteki sahabeler üzüntüden kurtuldular, çok sevinç duydular. Ve Peygamber (S.A.V.) o develerini aramaya giden Sa’d ibni Ebî Vakkas ile Utbe ibni Gazvan’m sağ ve esen geri dönmesinde iki esiri salıvereceğini, onlara bir şey olmuşsa ikisini öldüreceğini bildirdi.
Az sonra iki Müslüman da geri döndüler. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) Hakem-i İslâm’a davet etti. O da kabul edip Müslüman oldu. Hakem, sonra Muaviye olayında şehit edildi. Fakat arkadaşı Osman bin Abdullah Müslüman olmadı ve küfür üzerinde öldü.