İkinci Hicret yılının ilk Şaban ayında Ramazan orucu farz kılındı.
Sadaka-i fıtır vacib oldu. Sahraya çıkıldı ve cemaatle namaz kıldılar.
İKİNCİ OLAY
Bu yıl içinde Kıble yönü Beytil Mukaddes’ten Mescid-i Haram’a çevirildi.
Hadîs âlimleri (Allah onlara rahmet eylesin) şöyle buyurdular:
— Peygamber (S.A.V.) Medine’ye hicret edip on altı ay, yahut on yedi ay, namazı Beytül Mukaddes’e karşı kıldılar. Bu sırada mübarek kulağına yahudilerden birisinin sesi erişti. Yahudi şöyle diyordu:
— «Ne şaşılacak şeydir ki Muhammed (S.A.V.) dinde bize aykırı hareket eder de Kıblede muvafakat eder!»
Bu sözler Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’e güç geldi, ve himmetini artırarak Kıblenin Beytil Mukaddes’ten değiştirilmesini diledi. Bu yolda vahiy gelmesini bekledi. Ve Ashâb ile mescidde öğle namazını kılıyordu. İkinci rekâtın rükûunda Cebrail (A.S.) geldi. Şu âyet-i kerimeyi, bildirdi:
«Ey Muhammed! Yüzünü göğe çevirip birşeyler aradığını görmekteyiz. Bundan ötürü seni razı olacağın bir Kıbleye yönelteceğiz. Sen şimdi yüzünü Mescid-i Haram’a çevir.» (Bakara sûresi, âyet: 144)
Ve Hazret-i Muhammed (S.A.V.) rükûda iken Kabe tarafına döndü. Ashab (R. Anh) da ona uydular. Namazı tamamladılar. O mescidin lâkabı: Zülkıbleteyn = İki kıble sahibi oldu. Bu haber duyulunca herkes inancına göre bir söz söylediler. Yahudi sefihleri:
— Kıblemizi kıskançlıktan terketti! dediler. Hak Teâlâ o zaman, şu âyet-i kerimeyi gönderdi:
«İnsanlar arasındaki akılsızlar şöyle diyeceklerdir: «Onları (Müslümanları) kabul ettikleri Kıblelerinden çeviren ne?» Sen onlara de ki: Doğu yeri de, batı yeri de (Şark ve Garb da) Allah’ındır. Allah, dilediğini doğru yola iletir.» (Bakara sûresi, âyet: 142)
Derler ki:
— Yahudi Hay ibni Ahtab, Müslümanlara dedi ki:
— O namaz kıldığınız Kıble doğru mudur, yanlış mıdır? Eğer doğru ise ondan geri dönülmesi caiz olmaz, eğer yanlış ise bu kadar zaman dalâlet yolunda yürüdünüz.
Müslümanlar:
— Doğru yol Allah’ın emrettiğidir. Eğri yol ise, yasakladığı yoldur! dediler.
Bir yahudi topluluğu da sordu:
— Bundan önce ölenlerin hali nicedir ve nice olur?
Sa’d ibni Zürâre ve Berâ bin Ma’rûr ve Gülsüm bin Elhedm ve bunlar gibilerin akrabası geldi, Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’den bunu sordu. O zaman Hak Teâlâ şu âyet-i kerimeyi indirdi:
«Allah imanınızı zayi ettirmez.» (Bakara sûresi, âyet: 143)
Ebû Saidil Hudri (Allah ondan razı olsun) der ki:
— Kıble değiştikten sonra Peygamber (S.A.V.) Küba’ya geldi, mihrap duvarını kendi mübarek eliyle yaptı. Mescidin duvarlarını kendi eliyle değiştirdi. Çok kere cumartesi günü gelir, orada namaz kılardı. Ve şöyle buyururdu:
— Her kim tamam abdest alır, Kuba mescidinde namaz kılarsa Umre haccı sevabını kazanmış olur/ )