Çocukta Üç Yaş Eğitimi Nedir ?
Üç yaş, çocuğun, bebeklikten çocukluğa geçiş bunalımlarını atlattığı, kendine daha bir güven duyduğu, çevresiyle uyuştuğu; dengeli, anlayışlı, uyumlu bir çocuk olduğu dönemdir. Dil yeteneğini geliştirmiş olmasından dolayı çocuk, kendisine söylenenleri rahatça anlar ve isteklerini kolaylıkla dile getirebilir. Bencillikten biraz uzaklaşmıştır. Arkadaşlarıyla grup hâlinde oynamaya, onlarla oyuncaklarını paylaşmaya başlamıştır.
Sosyalleşmenin başladığı, dış dünya ile ilişkinin çok arttığı ve bu anlamda güvenin kazanıldığı bir dönem. Dolayısıyla bu yaşta çekingenliğin artması değil, azalması beklenir.
Çocuğun, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırma davranışı bu aylarda şekillenmeye başlar. Ana babalar, çocuğun bu iyi dönemini değerlendirmesini bilmelidirler.
Büyük kasları gelişmiştir; koşar, tırmanır, tuzla hareket edebilir. Koşmayı yürümeye tercih eder. Üç buçuk yaşında sık sık tökezlenip düşer.
Biraz savruk da olsa, kendi kendini besleyebilir; giyinir, düğmelerini açabilir, fermuarını çeker; kolay giyilebilir cinsten ayakkabıları kendi kendine giyebilir ancak bağlayamaz, tokasını takamaz.
Çamur, kum ve kille oynar, şekiller yoğurur. Çember ve artı işaretlerini çizebilir.
Nesnelerin isimlerini bilir; basit cümleler kurar, çeşitli tekerlemeleri ve tekrarlı şarkıları ezberler ve söyler. Sözden anlar, derdini anlatabilir.
Çok meraklıdır. Çok soru sorar. “Ne? Nerede? Ne zaman?” en sık sorduğu sorulardandır. Her şeyi öğrenmek ister.
Herhangi bir faaliyette kendini ancak 10-15 dakika meşgul edebilir, dikkat süresi kısadır. Hoşuna giden faaliyetlerde daha uzun süre kalabilir.
iki ayağını yerden keserek zıplayabilir; merdiven çıkar, tırmanır, topu havaya atar; kısa mesafeye şut atabilir, toprak ve kumu kazar, kaydıraktan kayar. Müziğin temposuna ve ritmine uyarak hoplar, zıplar.
Yaptığı el işlerinin, karalamalarının bir yere asılmasından, onlara önem verilmesinden hoşlanır.
Ufak tefek işlerde büyüklere yardımcı olabilir, ancak tek başına, “ekmek almak” gibi sorumluluklar yüklenemez; dikkati çabuk dağılır; oyuna dalar.
Tek başına oynamaktan, bir ya da iki arkadaşla oynamaya geçiş yapabilir.
Paylaşma alışkanlığını geliştirir, arkadaşlarıyla anlaşmaya başlar.
Kendi başına oynarken oyun arkadaşları düşleyip onlarla “konuşur”, böylece sıkıntılarından kurtulur.
Yaşıtlarını veya yetişkinleri sürekli taklit eder, onların davranışlarını ve sözlerini tekrarlar; insanları sever ve onlarla ilgilenir.
Tabiat ve dünya ilgisini çeker. Hayvanlarla ilgili masal ve hikâyelerden hoşlanır. Sevdiği masalları ve olayları tekrar tekrar anlattırır.