Çocuklarda Onuncu Yaş Eğitimi Nedir ?
Beş yaşındaki çocuk nasıl tutarlı, kendisi ve çevresiyle uyumlu, kendi kendine yeterli, içinde bulunduğu anı ve yeri yaşayan bir yapıda ise on yaşındaki çocuk da öyledir. On yaşındaki çocuk, o güne kadar edindiği nitelikleri ve psikolojik oluşumları özümler, pekiştirir ve dengeler. Mutludur, coşkuludur, iyi bir öğrenci, iyi bir arkadaştır; hoşgörülü, uysal, geçimi kolaydır. Spordan hoşlanır, sakindir; büyük patlamalar geçirmez. Yalnız, davranışlarında dağınıklıklar olabilir. Kendi hâline bırakıldığında verilen işi, gereğince yapmayabilir. Özellikle, babalar, bu yaştaki çocuklardan bir şey yapmasını isterken esnek davranmalıdırlar.
On yaşındaki çocuklar, ana babalarına son derece yakındırlar. Kızlar, annelerini, bir çeşit sırdaş olarak görürler. “Annemin dediğine göre…”, “Babamın söylediği gibi…” ifadeleri, bu çocuklardan sıkça duymak mümkündür. “On bir” den itibaren gelecek fırtınalı yaşlardan öncesi, ana babalar için bu yaş, fırsattır. Çocukla beraber olmanın çok güzel sonuçları olacaktır.
Kızlar, bu yaşta, erkeklere oranla daha bir cinsî uyanma içindedir. Ancak, bu gelişmenin yanı sıra utangaçlıkları da artar. Ergenlik döneminin ilk belirtilerinin başladığı bu dönemde annelere düşen görev, kızını eğitmektir. Erkek çocuklar, bu konuda kızlar kadar meraklı değillerse de yapılacak en iyi iş, her iki cinse de cinsellikle ilgili temel bilgileri kapsayan kitapları okutmaktır. Böylelikle onların, arkadaşlarından edinecekleri yarım yamalak bilgilerle yanlış düşüncelere sürüklenmeleri önlenmiş olur.
Orta Çocukluk Yaşlan (6-10 Yaş Grubu)
6-10 yaş grubundaki çocuk, iki yeni çevreye açılmıştır; arkadaş ve okul çevresi. Çocuk, ev, arkadaş ve okul dünyası üçgeni içinde bir takım çelişkiler ve yenilikler yaşar.
Bu yaştaki çocuk, ana babayı, eleştirici gözle incelemeye başlar. Söz gelimi, ana babanın yalanını yakalar ve eleştirir. Onun için, ana babaların, kendi yanlış ve yanılgılarını saklamak yerine, içtenlikle ortaya koymaları, çocuğun sevgisi ve yakınlığını artıracaktır.
Çocuk, çeşitli konularda kendi seçimini ortaya koymak istediğinden, yapılacak iş ve gezilerle ilgili görüşünü almak yerinde olur.
Çocuk, bağımsız olmakla birlikte, ana babasına muhtaçtır, onları duygusal güvence kaynağı olarak görür. Babalar, oğul ve kızlarının bu dönemlerinde çok önemli yer tutarlar. Bu sebeple babalar, çocuklarının bu yakınlığından faydalanarak önceki gelişme dönemlerinde yaptıkları yanlışları tamire çalışmalıdır. Çünkü erkek çocuk, ilerde nasıl bir erkek olacağını, kız çocuk ise nasıl bir erkeği seçeceğini babasından öğrenir.
Dikkat İsteyen Durumlar
Orta çocukluk yılları, ana babalar için kolay geçiştirilmez. Bu yaştaki çocuklar, bir taraftan davranışlarında ana babalarının isteklerine karşı gelirken, diğer taraftan onların duygularını ve tutumlarını özümlerler. Ana babaların değer ölçüleri ve dünyaya bakış açıları, çocuğa, bu çağda aşılanır. Yine bu çağlarda, çocuğun vicdanı gelişir. Vicdanın oluşması demek, çocuğun ana ya da baba olmayı öğrenmesi demektir. Siz, ona nasıl davranmışsanız o da kendisine, aynı tutumda bir ana ya da baba gibi davranacaktır.
Çocuk, bu yaşta ana babadan uzaklaşmak istese bile, onların, yakınlaşmak için ilk adımı atmaları gerekir. Bu arada, çocuğun, kendiliğinden oluşan yakınlığına sevecen davranmak önemlidir. Bu tarz yaklaşmalar, tasarlanmış beraberliklerden daha güçlüdür.
Orta çocukluk yıllarında onun “çocukluğu” kabul edilmelidir. Çocukla kolay, çabuk ve kolay ilişki kurabilmenin yolu, onun olgunlaşmamış, çocuksu davranışlarını kabullenmekten geçer.
Çocuğun beğenilmeyen bir davranışı için dikkatli olunurken, kötü huyların alışkanlık hâline geleceği endişesini de taşıyıp durmamalıdır.
Özellikle babaların yaptığı bir hata vardır: Öğüt vermek. Çocuk, herhangi bir yerde kusur işleyince, uzun veya kısa “nutuk’Tarla karşı karşıya kalabilir. Utanan, küçük düşen ve yetersizlik duygusuna saplanan çocuk, karşı koyma havasına girer. Babalar, öğüt vereceklerine, çocuklarının olumlu davranışlarını övgülemelidirler. Ailesinden en bağımsız ve uzakta görünen çocuk bile, ana babasının övgülerinden etkilenir.
Terbiyede cezalandırma metodunu kullanan ebeveyn, kesinlikle dayaktan uzak kalarak çocuğu, sevdiği bir şeyden mahrum bırakabilir.
Çocuğa, ne yapıp yapmayacağı, kendisine kesin bir dille söylenmelidir. Tartışarak çözüme gitmek, aile içindeki önemsiz meselelerde karar alırken çocuğun da fikrini söylemesine fırsat vermek, isabetli olur.
Orta çocukluk yıllarında, cinsellik konularında takınılacak tavır, zorlanmadan, çocukla konuşabilmektir. Ana babanın, “tabii olma” zorluğu yanında çocuk, bu konuları konuşmaktan çekinebilir. Bu durumda, kitaplardan faydalanmak yerinde olur.
Ergenlik Öncesi Dönemin ilk basamağı sayılan on birinci yaş, onuncu yaştan epeyce farklılık gösterir.