Altın ve Gümüş Kapta Yemek Yemek Caiz Midir?

By | 1 Nisan 2015

altin-ve-gumus-kapta-yemek-yemek-caiz-midir• Altın ve gümüş kaplarda ve bunlarla bezeli olan kaplarda yemek ve içmek caiz değildir. Önüne böyle bir kapta yemek konunca yemeği ekmeğinin arasına veya başka bir kaba alarak yer. Bunu getirenin bu davranışını yadırgadığını ifade etmek de gerekir.
• Altın ve gümüş olan tütsü kabında tütsü yapmak da böyledir.
• Altın veya gümüş bir borudan akıtılarak elde edilen gülsuyu da böyledir.
• Bunun yapıldığı bir yere gelmesi de haramdır. Bunları yadırgadığını ifade etmesi ve oradan kalkıp gitmesi gerekir.
Yadırgadığını ifade ederken kinci olmaz; mesela şöyle der: “En büyük mutluluk, dinin serbest bıraktığı, helâl kıldığı yollarla elde edilir, haram kılıp sakındırdıklarıyla değil. Günahla son bulan bir hazda hayır yoktur. Allâh size merhamet etsin. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “Kim altın veya gümüş ya da bunların karışımından yapılan bir kapta yemek yerse kamında cehennem ateşi fokurdar” buyruğunu hatırlayın.”
• Lokmayı ağzına aldıktan sonra zarar göreceği bir sıcaklık veya aşırı tokluk olmadığı sürece onu ağzından çıkartmamalıdır.
• Sofrada aksıracağı zaman ağzını kapatır ve yemeğe değmemesi için tedbirli davranır.
• Sofra başında ayakta duran biri varsa oturması için ona izin verir. Oturmak istemezse veya hizmetini görmek ve suyunu vermek için kölesi veya hizmetçisi ayakta duruyorsa yemeğin en güzel yerinden alarak ona ikrâm eder.
• Tabaktaki yemek kalıntısını sıyırmak ve sofraya dökülen ekmek kırıntılarını toplamak güzel olur.
• Sofradakiler kendisinden çekiniyorlarsa tatlı sözlerle ve ortama uygun hikâyelerle onlann çekincelerini giderir.
• Sıradan insanlarla yemek yerken edebli olmak, yoksullarla yerken onları kendine tercih etmek, arkadaşlanyla yerken samimi bir şekilde yemek, âlimlerle yerken de onların yediği gibi yiyerek onlardan istifade etmeye çalışmalıdır.

• Görme engelli biriyle yemek yerken sofrada hangi yemekler bulunduğunu ona söylemelidir.
Çünkü gözü görmediği için yemeğin en güzel yerlerini kaçırabilir.
• Düğün yemeğine icabet etmek güzeldir; isterse yer, isterse dua ederek ayrılır.
Çünkü Câbir b. Abdullah (r.a.) Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Davet edilen, -yiyecek de, yemeyecek de olsa- davete icabet etsin. ”
Yine Abdullah b. Ömer (r.a.) Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Çağrıldığı davete icabet etmeyen Allah ’a ve Rasûlü’ne karşı gelmiş olur. Davet edilmediği ziyafete gidense hırsız olarak girmiş, yağmacı olarak çıkmış olur.”