Adem (A.S.)

By | 11 Mart 2015

adem-a-sEnbiyâ (A.S.)’ın Tertibi

Ey Ârifibillâh, ey Muhakkıkunefîllâh olanlar, ey Allah’ın marifetine erenler, ey velîler! Ve ey İlâhî sırlan öğrenmek isteyenler! Şunu iyi biliniz ki, bu kitabın içinde bütün hakikî ilimlerin, Esmâ-i İlâhiye (İlâhî isimler) bilgisinin aslını bildirdim. Zira, Hak Teâlâ Hazretleri kemale ermiş kimselere bu ilmi gerek hâs ve gerek umumî faziletle açtı.

Allahü Teâlâ Hazretleri Ulu Peygamberlerden bazısına bazısını, lütuf ve teveccüh ile kıdemli, öncü eyledi. Bu, mânâ itibariyledir veya başka bir sebeptendir. Halin gerçeğini, sözün inceliğini ancak Allahü Teâlâ bilir. Bu işte ben, hakir, fakir, miskin Ahmed-i Bîcan, şaşırdım, kaldım. Bu sebeple Allah’ın yardımı ile Hak Celle ve Alâ Hazretlerine ve Hazret-i Muhammed Mustafa (S.A.V.)in tertemiz ruhuna yüz tuttum. Tefsirlerde olanların bazısı bana keşfedildi.

Böylece, şöyle bilmek gerektir ki, her Nebî, Allah’ın sıfatlarından bir sıfata mazhar olmuştur. Yâni, o sıfatı tecelli ettirmiştir. Allah’ın isimlerinden birine tecelligâhtır, gözgüdür (meclâdır). Çünkü bu zevki sarihU) ile keş-i sahih ile, gerçek bir tezahürle, açılışla, meçhulden malûma geldi.

Adem (a.s.):

Böyle olunca, Âdem (A.S.) surette olsun, mânada olsun Allahü Teâlâ Hazretlerine nusha-i camia oldu. Yâni İlahî sıfatları üzerinde topladı. Ve öyle gerekti ki Ebulbeşer (insanların babası) olsun.

Böylece Hazret-i Âdem’in hakikati ve nuru, Allah’ın Zat ismi nu- rundandır. Aklı ve kalbi de iki sıfatının nurundandır. Bu nurlardan biri RAHÎM ve biri de RAHMAN nurudur. Nitekim Hak Teâlâ Hazretleri şöyle buyurmuştur:
— Ben ey Âdem, seni rahmet için yarattım!

Böylece Adem (A.S.) hâs ve rahmete mazhar oldu. Âdem (A. S.)’ın nefsi Allah’ın fiilî isminin nurundandır ki, bu nur da “ism-i Bedi”dir, yani yoktan yaratıcı, hâlık anlamına gelir. Böylece Âdem (A. S.) Allah’ın yaratışının en güzel, en eşsiz, en Bedi’ eseridir.
Bu itibarla Hak Sübhânehu ve Teâlâ, Âdem (A.S.)’ı hiç bir yaratığına, hiçbir mahlûka benzetmedi.