Zikir

By | 19 Kasım 2014

zikir-duaEbu Hureyre (radıyallâhu anh) ile Ebu Saîd el-Hudrî (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Herhangi bir topluluk oturup Allah’ı anarlarsa muhakkak surette melekler onları çepeçevre kuşatırlar, onları rahmet kaplar ve üzerlerine sekinet/ manevi kuvvet iner. Allah’da onları, kendi katında bulunanların içerisinde övgüyle anar.”
Ebu Saîd el-Hudrî (radıyallâhu anh)’dan rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e; Kıyamet günü Allah katında derece ba-kımından hangi ibadetin daha üstün ve daha yüksek olduğu soruldu. Rasulullah(sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Allah’ı zikretmek’ diye cevap verdi.”
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Yüce Allah şöyle buyuruyor: Ben kulumun Bana olan zannımn yanındayım. Beni zikrettiği zaman da Ben onunla beraberim. O, Beni gönülden zikrederse onu gönlümden zikrederim. Topluluk arasında zikrederse, onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk arasında zikrederim. Bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım. Bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım.
O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak gelirim.”
(Nevevî’ye göre bu hadisin anlamı şu şekildedir: Kim ibadet ve hayır işlemekle bana yaklaşırsa, ben de rahmet, desteklemek, yardımcı olmak ve başarılı kılmakla ona yaklaşırım. Kulum ibadet ve taatlarını artırırsa ben de bu ikramımı artırırım. Eğer kulum ibadet ve taatıma hız verirse ben de bol rahmetimi ona yağdırmakla yaptığının fazlasını veririm ve maksadına ulaşması için fazla yorulmasını şart koş-mam. Yani kul Allah’a kulluk görevini yerine getirme hususunda gösterdiği gayret derecesine göre ilahi lütfa kavuşur.
Zikir, sadece lisan ile kayıtlanamaz. Aksine organlarla ilgili her şey buna dahildir. Lisanla olan zikir, övgüyle; gözlerle yapılan zikir, ağlamakla; ellerle yapılan zikir, vermekle; kulakların zikri, dinlemekle; bedenin zikri, kulluk görevlerini yerine getirmekle; kalbin zikri, korku ve ümitle; ruhun zikri, yapılması istenilen emirlere teslimiyet ve boyun eğmekle olur.
Arşın, parmak uçlarından dirseğe kadar olan kısımdır. 48.cm’lik bir ölçü birimidir.
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın, yollarda dolaşıp ilim meclislerini araştıran melekleri vardır. Allah’ zikreden bir topluluğa rastlarlarsa, birbirlerine: ‘Aradığınıza gelin’ diye seslenirler. Görevli meleklerin hepsi gelip onları dünya semasına kadar kanatlarıyla ihata ederler. Kulların durumlarını çok iyi bildiği halde Rableri, meleklere:
– ‘Kullanm ne diyorlar?’diye sorar. Melekler de:
– ‘Seni teşbih ediyorlar, Sana tekbir getiriyorlar, Sana tahmid okuyorlar ve Sana ta’zim (temcid) ediyorlar’ derler.
Allah:
– ‘Onlar beni gördüler mi?’ diye sorar. Onlar da:
– ‘Hayır, ey Rabbimiz! Görmediler’ derler. Allah:
– ‘Ya beni görselerdi, ne yaparlardı?’ der. Onlar da:

– ‘Eğer Seni görselerdi, ibadette çok daha ileri giderler, çok daha fazla ta’zim, çok daha fazla teşbih de bulunurlardı’ derler. Allah:
– ‘O halde onlar benden ne istiyorlar?’ diye sorar. Onlarda:
– ‘Senden cenneti istiyorlar’ derler. Allah:
– ‘Cenneti gördüler mi?’ der. Onlarda:
– ‘Hayır, vallahi Rabbimiz görmediler’ derler. Allah:
– ‘Ya cenneti görselerdi, o zaman ne yaparlardı?’ der. Onlarda:
– ‘Eğer cenneti görselerdi, cennet için daha çok istek gösterirler, onu daha ısrarlı bir şekilde isterler, ona daha çok rağbet gösterirlerdi’ derler. Allah:
– ‘Neyden korkuyorlar?’ der. Onlarda:
– ‘Cehenneme (girmekten) korkuyorlar’ derler. Allah:
– ‘Cehennemi gördüler mi?’ der. Onlarda:
– ‘Hayır, vallahi görmediler’ derler. Allah:
– Ya cehennemi görselerdi, o zaman ne yaparlardı?’ der. Onlarda:
– ‘Eğer cehennemi görselerdi, ondan daha fazla kaçarlar ve daha fazla korkarlardı’ derler. Allah:
– ‘Şahit olun ki, onları bağışladım’ der.”
Rasulullah {sallallâhu aleyhi ve sellem) sözüne şöyle devam etti: “Onlardan bir melek:
– ‘Bunların arasında filanca günahkar kul da var. Bu, onlardan değil. O, onların yanına bir başka maksatla uğrayıp ta (onların arasına) oturuvermişti’
der. Allah:
– ‘Onu da affettim. Onlar, öyle bir topluluktur ki, onlarla oturanlar da, onlar sayesinde bedbaht olmazlar’ der.”
Bazı alimlere göre; bu melekler, Hafaza ve diğer meleklerden ayrı fazla olan bir takım meleklerdir. Bu meleklerin başka hiçbir görevi yoktur. Bunların maksadı, sadece ilim ve sohbet halkalarını gezip dolaşmaktır. Bu halkalarda; Allah’ın kelamı, Rasulünün sünneti, Selef-i salihinin haberleri, zahitlerin ve büyük imamların sözlerinden bahsedilir.