Yapılan Duanın Allah Katında Kabul Olması Hususunda Aceleci Davranmak İle İlgili Hadisler

By | 6 Ocak 2015

yapilan-duanin-allah-katinda-kabul-olmasi-hususunda-aceleci-davranmak-ile-ilgili-hadislerEbu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah jsaflaBâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:

“Sizden birisi: ‘Rabbime dua ettim, fakat duamı kabul etmedi’ diye acele itmedikçe duası kabul olunur.”

(Dua eden bir kimsenin duasının karşılığı geciktiği veya başka bir şekilde tecelli ettiği zaman, “dua ettim, fakat kabul edilmedi” demesinde iki büyük hata vardır: Bunlar, yaptığı duayı başa kakmak ve kabulünden ümitsizliğe düşmektir. Halbuki bu durum, kişiyi küfre bile götürebilir. Çünkü ayeti kerimede “Allah’ın Rahmetinden ancak kâfirler güruhu ümitsizliğe kapılır” buyurulur.

İbn Battal’a göre; hadiste prototipi çizilen kişinin halini açıklarken şunları söyler: “O, usanıp duayı terk eder ve duasını başa kakan kimse gibi olur. Ya da kabule lâyık bir dua yapar da karşılık vermekten âciz olmayan ve ihsanı kendisinden hiç bir şey noksanlaştırmayan Yüce Allah’ı cimri zanneder.”

Hadis; duanın kabul edilmesini, acele etmeme şartına bağlamaktadır. Halbuki Kur’an-ı Kerim’de “Bana dua ediniz, kabul edeyim” ve “Bana dua ettiği zaman dua edenin duasını kabul ederim” buyurulmaktadır. Bu âyetler, herhangi bir şarta bağlamadan dua eden kimsenin duasının kabul edileceğini bildirmektedir. Bu durumda duanın kabul edilmesi için acele etmemenin şart olduğunu bildiren hadis ile âyetler arasında bir tezat olduğu görünümü ortaya çıksa da gerçekte böyle bir zıtlık söz konusu değildir. Çünkü âyetlerin hükmü, hadisin içeriğiyle kayıtlıdır. Ayrıca duanın kabulü bir kaç şekilde olur. Bunlar:

1. İstenilenin aynının istenildiği vakitte verilmesi,
2. Allah’ın, istenilen şeye karşılık olarak bir kötülüğü uzaklaştırması veya istenilenden daha iyisini vermesi,
3. Allah’ın bilip kulun bilmediği bir hikmetten dolayı duanın kabulünün geciktirilmesi,
4. Duaların kıyamet günü için biriktirilmesi. Çünkü dua eden kimse, o günde her zamankinden daha çok sevaba muhtaçtır.

Görüldüğü gibi geç de olsa veya başka türlü tecelli ederek de olsa, kulun yaptığı dualar mutlaka kabul edilecektir.

İbnu’l-Cevzî konuyla ilgili olarak şöyle der: “Mümin kimsenin duası, asla geri çevrilmez. Ancak bazen duanın kabulünün gecikmesi veya istenilen şeyin, hemen veya gecikerek daha önemli bir karşılığının verilmesi daha faziletli olabilir. O halde müminin görevi, Rabbinden istemeyi kesmemektir. Çünkü kul, her şeyi Allah’a teslim ve havale ettiğinde olduğu gibi, duasında da kulluk göstermiştir.”)
4. TEMBELLİK

Enes b. Mâlik (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:

“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem): “Allahümme! Innî eûzu bike mine’l-aczi ve’l-keseli ve’l-cubnî ve’l-heremi ve’l-buhli. Ve eûzu bike min azâbi’l-kabri ve min fitneti’l-mahyâ ve memâti” (= Allahım! Ben acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, (bunaklık derecesine varan) yaşlılıktan, cimrilikten Sana sığınırım. Yine kabir azabından, yaşamın ve ölümün fitnesinden de Sana sığınırım)’ diye dua ederdi.”

(Tembellik: Kişinin, güç ve kuvveti olmasına rağmen işi terk etmesi yada gevşek yapması halidir. İşin terk edilmesi yada yapılmaması, güçsüzlük ve dermansızlıktan değildir. Güç ve kuvvete rağmen işin yapılmamasıdır.)