Uyuma Şekli Sünnetleri

By | 28 Ekim 2014

uyuma-sekli-sunnetleriAbbad İbnu Temim’in amcasından naklettiğine göre, “amcası, Resülullah -sallallâhu aleyhi vesellem-’ı mescidde, ayaklarından birini diğerinin üzerine koymuş vaziyette sırtüstü yatarken görmüştür.”

İmam Malik şu ziyadeyi kaydetmiştir: “İbnu’l-Müseyyeb’ten bana ulaştığına göre Hz. Ömer ve Osman (-radıyallâhu anhumâ-) da böyle yaparlardı.”

9 Hz. Cabir -radıyallâhu anh- anlatıyor: “Resülullah -sallallâhu aleyhi vesellem- buyurdular ki:

“Biriniz sırtüstü uzanıp, sonra da ayak ayaküstüne atmasın.”

Açıklama:

Görüldüğü üzere birbirine muhalif iki hadisle karşı karşıyayız. Birincisinde Aleyhissalâtu vesselâm’ın sırtüstü yatıp ayak ayaküstüne yattığı ifade edilirken, İkincide bu şekilde yatmaktan yasaklandığı ifade edilmektedir. Bu mevzuda gelen rivayetleri değerlendiren âlimlerimiz, sırt üstü yatıp ayak ayaküstüne atmanın mubah olduğunu, Cabir -radıyallâhu anh- hadisindeki yasağın ise kıyafetle ilgili olduğunu söylemişlerdir. Yani, kıyafet bu şekilde yatıldığı takdirde avret mahallinin açılmasına sebep olacaksa bu, yasaktır. Ama söz gelimi şalvar giymiş olmak gibi, avret mahallinin açılmasına meydan vermeyecek bir kıyafet taşmıyor ise yasak değildir.

Kadı İyaz, normal durumlarda, ashabının arasında -sallallâhu aleyhi vesellem-’m bağdaş kurarak veya dizlerini dikerken oturduğunu, bu çeşit oturuşunun zaruret, yorgunluk veya istirahat arzusu gibi bir sebebe binaen olabileceğine dikkat çeker. Ancak Nevevî hazretleri, -sallallâhu aleyhi vesellem-’in bu tarz yatışta bir mahzur olmadığını, ümmetine talim maksadıyla da böyle yatmış olabileceğini belirtir. Nitekim müteakiben görüleceği üzere bazı yatış tarzlarını yasaklamıştır.

• Hz. Ebu Hureyre -radıyallâhu anh- anlatıyor: Resülullah -sallallâhu aleyhi vesellem- karnı üzerine yatmış bir adam görmüştü; hemen müdahale edip: “Bu Allah Teala hazretlerinin sevmediği bir yatıştır!” buyurdular.

Açıklama:

Görüldüğü üzere, -sallallâhu aleyhi vesellem- yüzükoyun yatmayı yasaklamıştır. Bu yatışın keraheti “Allah’ın sevmediği bir yatış” olarak tavsif edilmek suretiyle belirtilirken, bir başka rivayette “cehennem ehlinin yatışı”na benzetilerek belirtilmiştir. Yaîş İbnu Tıhfe’nin babası, Tıhfe’den nakline göre, Tıhfe, Suffa ehlindendi ve mescidde yatıp kalkıyordu. Bir gün -sallallâhu aleyhi vesellem- onu yüzükoyun yatarken görüp ayağıyla dürterek uyandırmış ve: “Bu Allah’ın buğzettiği bir yatıştır” buyurmuştur.

• Hz. Cabir -radıyallâhu anh- anlatıyor: “Resülullah -sallallâhu aleyhi vesellem-, ki¬şinin korkuluğu olmayan damda uyumasını nehyetti.”

Açıklama:

Resülullah -sallallâhu aleyhi vesellem- burada tehlikeye karşı tedbirli olmaya davet etmektedir. Damda yatmak yasaklanmıyor, düşme ihtimali olan, düşmeye karşı tedbiri olmayan damda yatmak yasaklanıyor. Geceleyin yatmak yasaklanmış olması zihne gelse de, bu nevden bir kayıt olmadığı için ıtlakı üzere alıp, “gece ve gündüz” diyebiliriz. Çok genişliği sebebiyle büyük damları istisna ederek, dar olan küçük damlarla kayıtlamak bile mümkündür. Zira, Yahudiler’in Hz. Ömer zamanında Hayber’den sürülüşleriyle ilgili kıssada geçtiği üzere, sürgün hadisesinin ele alınmasına, İbnu Ömer’in damda yatarken Yahudiler tarafından aşağıya düşürülmesi hadisesi sebep olmuştur. Şu halde, Ashab, ihtiyaç duydukça korkuluksuz da olsa damda yatmaya devam etmiş olmalıdır. Çünkü normalde damlara korkuluk yapmak âdet değildir.