Psikotrop Maddeler Nelerdir ?

By | 5 Mart 2015

Psikotrop Maddeler Nelerdir ?Psikotrop Maddeler Nelerdir ?

Psikotrop madde ya da psikoaktif madde, merkezi sinir sisteminde et­kisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algı, ruh hâli, bilinç ve davranışlarda değişikliklere neden olan kimyasal maddelerdir. Vücut bakımı, güzellik, temizlik, ritüel, spiritüel, eğlence ve tedavi amaçlı kullanılan bazı maddeler ve tıbbi ilaçlar da aynı şekilde etki eden psikotrop madde­lerdir. Etkisini bilmeden kullanılan deterjan, parfüm, deodorant, diş macu­nu, şampuan, gıda katkıları ve tıbbi ilaçlar toplumsal ahlakın bozulması Hoşgeldin Bonusu Veren Siteler, cinsiyetin ve kişiliğin değişmesi, sağlığın bozulması, kısırlaşma ve neslin kesilmesinde rol oynamaktadır.

Bireysel ve toplumsal zihin ve davranış kontrolü amacıyla çeşitli psikot­rop maddeler kullanılmaktadır. Maddelerin çoğu, nörotransmitterleri siste­matik bir şekilde değiştiren halüsinojenler, amfetaminler ve türevleridir. Bu maddeler, hipertiroid, yapay anksiyete, hipnoz, rüya görme, ağrıya duyar­lılığın artırılıp azaltılması, hafıza kaybı veya hatırlama, sersemlik, psikoz, fantazi kurma ve aşırı duyarlılık gibi haller oluşturabilir. Bir çok sapık kült ve tarikat, bu maddeler aracılığıyla cinselliği, libidoyu had safhada kullana­rak insandaki haz mekanizmalarını harekete geçirmektedir. Psikotrop mad­deler kullanıcının bilinç düzeyinde ve ruh hâlinde değişiklikler yaşattığı için riskine ve bağımlılık yapmasına rağmen aşırı derecede kullanılmakta­dır.

Bilinç kaybına neden olan psikotrop ilaçlar Genel anestezikler

Ağrı ve diğer duyuları engellemek için kullanılır. Ağrı duyusu vücutta normal olarak salgılanan endorfinler tarafından düzenlenerek hafifletilir. Ancak ağrıya sabredemeyenlerin kullandığı ağrı kesiciler sinir sistemi ile organlar arası iletişimi koparan psikotrop maddelerdir. Örnek olarak mor­fin ve kodein gibi narkotikler ve aspirin ile ibuprofein gibi öfori oluşturan ağrı kesiciler.

Psikiyatrik ilaçlar

Sarhoşluk etkisi, öfori ve doping etkisi, algısal ve bilişsel saptırma, ka­rakter değişikliği gibi yan etkilere sebep olur. Psikiyatrik ilaçlar içinde en çok kullanılanlar barbitüratlar ve benzodiazepinlerdir.

Barbitüratlar, ağrı kesici, uyutucu, anestetik olarak ve kasılmalara karşı kullanılır. Barbitüratlar ve benzodiazepinler farklı derecelerde uyuşturucu olduğu,- fiziksel ve ruhsal bağımlılık yaptığı için 45 tanesi uluslararası kon­trol altındadır. Benzodiazepinler, yatıştırıcı, uyutucu ve adale gevşetici ola­rak kullanılır. Bunlar arasında en çok Rohypnol, Diazem, Klordiazepoksit ve Rivotril suistimal edilmektedir.

En yaygın kullanılan psikiyatrik ilaçların yanetkileri

Birçok stimülatörün, nörolojik ve psikiyatrik ilacın prospektüsünde yan etkiler olarak kişilik değişimi, çeşitli davranış bozuklukları veya fiziksel te­masa aşırı duyarlılık gibi muğlak ifadeler yer almakta, bunların gerçekte ne anlama geldiği anlaşılmamaktadır.

Örneğin, parkinson ve alzheimerda kullanılan Cabergoline ve ReQuip gibi ilaçların eşcinsellik, kumar bağımlılığı, intihara eğimlilik ve hırsızlığa

sürüklediği ilaç firmalarına karşı açılan ve kazanılan davalarla ortaya çık­mıştır. Fakat bu yan etkiler prospektüste, sadece “kişilik değişimi” ifadesiyle yazılmaktadır.

İstatiklere göre hiperaktivitede kullanılan Ritalin güçlü bir bağımlılık oluşturur ve kullananların %60’ında cinayete eğilim (Conduct Disorder), şiddete eğilim (Opposition Defiant Disorder), tikler ve istem dışı küfürlü konuşmalar (Türet Sendromu) ortaya çıkar. Bu istatistiklerden çıkan sonuca göre ritalin kullanarak iyileşmek mümkün değildir, daha kötüye gitme ihtimali % 60’dır.

Rivotril, konsantrasyon bozukluğu, saldırgan davranışlar, dil ve boğaz ödemi, iktidarsızlık, idrar tutamama, çocuklarda görülen sekonder seks özelliklerinin (cinsel gelişim, yani kıllanma, akıntı, adet görme, göğüs ve peniste büyüme gibi) erken ortaya çıkması, anafilaktik şok, konuşmanın yavaşlaması veya bozulması, yürüme ve hareketlerde koordinasyon bozukluğu, görme bozuklukları, kişilik kaybı, ışık, ses ve fiziksel temasa aşırı du­yarlılık ve halüsinasyonlara sebep olur.

Fiziksel temasa aşırı duyarlılık antideprasan kullanan genç kızlarda vajinusmus olarak ortaya çıkmakta, eşleriyle cinsel ilişkiye girmelerine engel olmaktadır. Bu ruhsal hastalık ailede huzuru bozmakta, doğurganlığı sınırlamaktadır.

Sentetik uyuşturucular

Algı ve ruh hâlini değiştirme özelliğinden dolayı kullanılan sentetik psikotrop maddelerdir. Sentetik uyuşturucu maddeler arasında en yaygın kullanılan ve kimyasal yapısı birbirine çok benzeyen Amfetaminler ve Ecstasy sinir sistemini uyarır, dünyadaki herşeyi iyi ve güzel gösterir, kullanıcının kendine aşırı güvenmesini sağlar, halüsinojendir ve bağımlılık yapar. Am­fetaminler, narkolepsi, epilepsi, depresyon, parkinson, alzheimer, dikkat eksikliği, hiperaktivite, evlilik ve cinsel ilişki terapisi, fobi, ölümcül hasta­lardaki endişe gibi çeşitli psikolojik ve ruhsal problemlerin tedavisinde, ki­lo kontrolünde, sporculara ve gece çalışanlara doping maddesi olarak kul­lanılan sentetik stimülanlardır. Antidepresan ilaçlar da aynı sınıftandır. Ba­ğımlılarda cinayete ve şiddete eğilim, intihar girişimleri ve paranoid şizof­reniyi andıran “Amfetamin psikozu” görülebilir.

Sıvı ecstasy (GHB=Gamma Hydroxy Butyrato) Kısaca “Sıvı X” olarak adlandırılır ve tabletten daha tehlikelidir. Daha çok anestezi amacıyla kul­lanılır. Merkezi sinir sistemini etkileyerek, utangaçlığı yok eder, kullanıcı­yı daha cesur, daha seksi hale getirir. Bu özelliğinden dolayı seks shoplar- da ve genelevlerde satışı yapılmaktadır. Bu preparat büyüme hormonunu stimüle eder ve sporcular tarafından kas geliştirmede yaygın olarak kullanı­lır.

Liserjik Asit Diyetilamit (LSD) Sentetik halüsinojenik bir uyuşturucu­dur. Mitingler ve halk polis arası çatışmaları bastırmak, provoke olay çıkarmak veya insanları bir eyleme yönlendirmek için sprey şeklinde hava­ya karıştırılarak da kullanılan psikotrop bir maddedir. Algıda ve ruh hâlin­de değişiklik oluşturması için binöral aktivite gibi tekniklerde de yaygın olarak kullanılır.

LSD, alındıktan 30 dakika sonra etkilemeye başlar: Kan basıncında ar­tış, titreme, ağızda kuruluk, ishal ve kontrol edilemeyen gülmeler görülür.

Kısa bir süre sonra LSD kullanıcıları kendini çok iyi hisseder, etrafta zıpla­mak ya da kahkahalarla gülmek ister, düşündüğü şeyleri görüyor gibi algı­layabilir, bildiği eşyaları hatta insanları bile tanımayabilir. Kendi vücudu ile dış dünyanın sınırları kaybolur. İşitme ve görme algılarının birbirine karış­ma durumu olan sinestezi görülebilir. Duygularda dengesizlikler yaşanır. Duyular birbirine karışır (örneğin, müzik görülür, renk duyulur ya da his­sedilir), uykusuzluk ve tahammülsüzlük ortaya çıkar. Bastırılmış anılar ye­niden yaşanıyormuş gibi gerçekleşebilir. Mantıklı düşünme bozulur, görsel halüsinasyonlar, sesler duyulabilir. Güçlü bir mistik halüsinasyon oluşturul­duğunda kullanıcı telkine daha açık olur ve istenilen amaçlar doğrultusun­da kullanılabilir.

LSD’nin etkisi 4 gün kadar sürebilir. Etkisi geçtikten sonra derin amne­zi (hiçbir şey hatırlamama) yaşanır. LSD bir taraftan yönlendirme, diğer ta­raftan amnezi özelliğinden dolayı bilinçaltı bilgileri silme ve bilinçaltını yeniden programlamada örneğin casusluk, darbe ve soykırımda rol alanlar­da kullanılır.

înhalanlar İçeriğinde kimyasal aromatik bileşikler (benzen, toluen, ksilen) bulunan, gaz, aerosol ya da solvent halinde olan ve uyuşturucu etkisin­den dolayı solunarak kullanılan maddelerdir. Parfüm, deterjan, uçak benzi­ni, bally, tiner, ayakkabı boyası, boya kalemleri, duvar boyası, vs. bu grup­tandır. Kimyasal aromatik bileşikler yersiz coşku hali (öfori), halüsinasyon, baş dönmesi, depresyon, baş ağrısı, vertigo, kalpte ritm bozukluğu, hipertansiyon, ödemler, epilepsi benzeri kasılmalar, hareketlerde yavaşlama, do­nukluk, kulak çınlaması, görme bozukluğu, deri ve mukozalarda morlukla­ra,kan hücrelerini öldürme etkisiyle kansere sebep olur. Bu kimyasallar mutajen, toksik ve kanserojen psikotropik maddelerdir.