Peygamberimiz ve Cinler

By | 20 Aralık 2013

cinler

Cin konusunda insanlar arasında büyük ce­halet var. Aydın geçinenlerimiz Çin’i tamamen inkar etmektedir, yok saymaktadı.

Cahil halkımız ise cinler olağanüstü kuvvet­ler olarak kabul etmektedir. Cahillere göre cin insanların vücuduna girer, gaybı bilir. İneği, ökü­zü, eşyası çalınsa, cini gördüklerini topladıklarını ve cinler vasıtası ile gaybı öğrendiklerini iddia eden adamlara giderler. Onların dediklerine ina­nırlar, aydınlarımızın bir kısmı kasten inkar et­mektedir. Hatta İslam’ı savunma gayesiyle inkar yoluna sapmaktadır.

 

Mekke ile Mina arasında bir mescid (camii) Peygamberimiz (sav) burada iken bir kısım cinler geldi. Kur’an’ı dinledi ve Müslüman oldu. İşte bu mekanda camii yapıldı. Adına “Cin Mescidi” dendi. Cin suresindeki ayetler bu olayı bize anlat­maktadır:

Rasulüm de ki:

 

“Cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyipte söyledikleri vahyolundu. Biz gerçekten doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur’an dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koş­mayacağız.”

 

Kur’an-ı Kerim’e göre Cin ateşten yaratıl­mıştır:

 

“O (Allah) cinleri öz ateşten yarattı.”

Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi cinler ateşten yaratılmış ve bir kısmı Kur’an’ı dinleyerek ve Peygamberimiz’e gelerek müslüman olmuş­lardır. Yüce Allah, insanlar hitap ettiği gibi cinlere de hitap eder:

 

“Ey cin ve insan topluluğu…”

İnsanın yaratılma gayesi gibi cinin yaratılma gayesi de Allah’ı tanıması ve O’na ibadet etme­sidir.

 

“Ben, cinleri ve insanları ancak bana kulluk et­sinler diye yarattım.”

 

Cinlerin mahiyetleri, faaliyetleri neler yaptık­ları konusunda elimizde sahih bilgi çok az.

Cin­lerin gaybı bilmediğini şu ayet beyan etmektedir:

 

“Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz za­man, onun öldüğünü ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki, cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşü­rücü azap içinde kalmazlardı.”

Süleyman (as) vefat edince naşının uzun süre asasına dayanarak ayakta kaldığı anlaşıl­maktadır. Cinler, Hz. Süleyman’ın öldüğünü anla­madıkları için çalışmaya devam ettiler ne zaman ağaç kurdu sopanın içini yiyip düşünce Hz. Süleyman’ın öldüğünü anladılar, yaşamadığını anla­dılar. Çalışmayı bıraktılar. Ancak cinlerin bilgi ala­nı daha geniştir. Ama tam gaybı bilmezler.

Sahih hadislerden anladığımıza göre mü’min cinler Peygamberimiz’le zaman zaman bu­luşur, aralarında ihtilaf olursa halini isterlerdi. Peygamberimizin ayakkabısını taşıyan Abdullah b. Mes’ud rivayet eder:

 

Biz kırda iken gökyüzünde bir takım göl­geler gözüktü, Allah Rasulü şöyle buyurdu:

 

“Cinler, benimle görüşmek istiyor. Siz çiz­diğim dairenin dışına çıkmayın. Ben onlarla gö­rüştükten sonra dönerim” dedi. Bizden uzaklaştı, gölgeler etrafını sardı. Anladık ki, bunlar müslü­man cinler, Allah Rasulü (sav)’den dini öğreniyor. Sonra namaz kıldık, bir takım gölgeler arkamızda saf tuttular.

 

Yine başka bir zaman kırda iken Peygam­berimiz namaz kıldırmaya başladı. Biz de ar­kasında cemaat olduk. Bir takım gölgeleri de bi­zim yanımızda, arkamızda saf tuttular. Anladık ki bunlar müslümanlar.

 

Yine birisinde Peygambe­rimiz (sav) kıra çıktı, uzun müddet gelmedi. Biz telaşlandık, gelince sorduk. O ise şöyle buyurdu:

 

“Cinlerin arasında ihtilafı halletmek çok uzun sürdü.”